Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7491 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2462 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, 07/10/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile .., ... köyü 130 ada 2 parsel sayılı 1380 m2 taşınmazın, tarafından açılan ve kesinleşen .. 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin .... sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline ve niteliğiyle adına tesciline karar verildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, taşınmazdaki payına karşılık olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 120.000.-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleştirilen 2014/22 sayılı dosya davacıları olan paydaşlar ise 13/01/2014 tarihli dilekçeleri ile 130 ada 1 sayılı parsel için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000.-TL talep etmişler, daha sonra 09/07/2014 tarihli dilekçe ile 130 ada 1 sayılı parsel için harcını yatırmak suretiyle dava değerini asıl dava için 310.881.-TL, birleştirilen dava için 253.105.-TL olarak ıslah etmiş ve toplam değere dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini talep etmişlerdir.Mahkemece, davanın kabulü ile asıl dava için 310.881,07.-TL, birleştirilen dava için 253.105.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den alınarak, davacılara payları oranında verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen kadastrosu, 1991 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 1958 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine karar verilmiş ise de; karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir.Şöyle ki; öncelikle davanın konusu 130 ada 1 ve 2 parseller olduğu halde, 17/01/2014 günü, yalnızca 130 ada 2 sayılı parsel için keşif yapılarak, bu parselle ilgili rapor alınmış, daha sonra ek raporla, 130 ada 2 parsel için bulunan m2 değeri üzerinden 130 ada 1 sayılı parsel için değer tespit edilmiş, değer tespitinde dava tarihi esas alınmıştır.4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı kabul edilmektedir.O halde mahkemece, her iki taşınmaz için ayrı ayrı, gelir esası metoduna göre iptal kararının kesinleştiği tarih olan 27/07/2007 tarihi itibarıyla değer tespit edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Kabule göre de; harçtan muaf olduğu halde, davacının yatırdığı ıslah harcının, ...den tahsiline karar verilmiş olması da doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 27/06/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.