MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi, davalı ... ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... Yönetimi, ... Köyü 52 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, yörede 01.09.2004 tarihinde ilk kez yapılan ve 11.09.2008 - 11.03.2009 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu sırasında, öncesi orman olan taşınmazın orman kadastro komisyonu tarafından orman sayılmayarak orman alanı dışında bırakıldığını, işlemin iptali ile taşınmazın orman alanı içine alınmasını ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, yörede arazi kadastrosunun kesinleştiği 01.01.1987 tarihinden, davanın açıldığı 12.02.2009 tarihe kadar, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22/03/2010 tarih ve 2010/ 630- 3598 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ davanın; orman kadastrosuna itiraza ilişkin olduğu, mülkiyet aktarımını gerektirir tapu iptali ve tescile ilişkin olmadığından 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı açıklandıktan sonra, mahkemece işin esasına girilerek, yöntemine uygun biçimde orman araştırması yapılıp taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi ve orman kadastrosuna itiraz davalarına bakan kadastro mahkemelerinin orman sınırı içinde kalan taşınmazların tapu kaydını iptal etme yetkisinin bulunmadığının düşünülmesi..." gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın orman sınırları içine alınmasına karar verilmiştir. Karar, Orman Yönetimi tarafından tescil kararı verilmemesinin yerinde olmadığı ileri sürülerek, davalı gerçek kişi tarafından ise esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Orman Yönetimi, temyizinde taşınmazın orman niteliğinde Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini; davalı ... ise, kararın yerinde olmadığını ileri sürmüşlerdir. Orman Bakanlığı da kararı temyiz etmişse de, daha sonra Bakanlık oluruna dayanarak temyizinden vazgeçmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince 6 aylık askı ilân süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.Yörede 1986 yılında yapılıp 01.01.1987 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastro çalışması bulunmaktadır.1) Hüküm Orman Bakanlığı tarafından temyiz edilmiş ise de, daha sonra Bakanlık oluruna dayanılarak temyiz isteminden vazgeçilmiş olduğundan, vaki vazgeçme nedeniyle Orman Bakanlığının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2) Davalı ...'ın temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; orman bilirkişi kurulu raporu ve buna ekli konum gösterimlerinden çekişmeli yerin 1957, 1976 ve 2000 tarihli memleket haritaları ile 1953 ve 1995 tarihli hava fotograflarında orman sayılmayan açık alanda kaldığı anlaşılmaktadır. Dairemizin iade kararı üzerine dosyaya getirtilen komşu parsel tutanakları incelendiğinde 51 sayılı parselin kadastroca kişiler adına tespit ve tescil edilmiş olduğu görülmektedir. 51 sayılı parsel hakkında Orman Yönetimi tarafından orman kadastrosuna itiraz davası açılmadığı da bildirilmekle 51 sayılı parsel yönünden orman kadastrosunun kesinleşmiş olduğu belirlenmiştir. Bu durum karşısında, çekişmeli yerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı olduğundan da söz edilemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmesi gereklidir.3) Davacı ... Yönetiminin temyiz itirazları yönünden ise;Davacı ... Yönetimi, orman kadastrosuna itirazla birlikte, taşınmazın tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Tapu iptali ve tescil davası yönünden genel mahkemelerin görevli olduğu gözetilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.Açıklanan yönler gözardı edilerek kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; Orman Bakanlığı ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,2-) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ...'ın; Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/09/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.