MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası ile tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 22/10/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.05.2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... Yönetimi vekili Av. ... ile diğer taraftan davacılar ... ve arkadaşları vekili ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:K A R A REsas davada davacılar vekili, ibraz ettiği 20.02.2012 tarihli dilekçe ile müvekkillerinin miras bırakanı ... adına ... parsel sayılı taşınmazın tespit ve tescil edildiğini, müvekkillerinin tapuda 25/05/1979 tarih ve 269 yevmiye ile adlarına intikal yaptırdıklarını, ancak taşınmazın tapu kaydına 10/01/1995 tarih ve 122 yevmiye ile "6831 sayılı Kanunun Orman Kanunu gereğince tamamı orman sınırları içerisinde kalmaktadır" şerhi konulduğunu, dolayısıyla müvekkillerinin tasarruf haklarının son bulduğunu ileri sürerek, taşınmazın mülkiyetinin devri karşılığında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00.-TL tazminatın tahsilini, bilahare 18/3/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile 3.858.628,00.-TL tazminatın davalılardan tahsilini, ancak bunun mümkün olmaması halinde dava konusu taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin terkinine karar verilmesini istemiştir. Bu dava ile birleştirilen 2013/445 Esas sayılı davada davacı ... Yönetimi vekili ibraz ettiği dilekçe ile dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman olarak ... adına tesciline karar verilmesini, esas davanın ise reddini istemiştir. Mahkemece; esas davada davacıların davalı ... yönünden şerhin terkini taleplerinin reddine, esas davada davalı ... Yönetimi yönünden davanın husumet yönünden reddine, esas davada 3.858.628,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınıp davacılara payları oranında verilmesine, birleştirilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/445 Esas sayılı davada davacının talebinin kabulü ile .... köyü, 7 pafta 839 parsel sayılı taşınmazın birleştirilen davanın davalıları adına olan tapu kaydının iptali ile orman olarak ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, tapunun iptalinden kaynaklanan zararın TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini; bileştirilen dosya ise tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmişse de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki, dava konusu taşınmaz, arazi niteliğinde olup bilirkişilerce gelir metoduna göre taşınmazın değeri belirlenmişse de bilirkişi raporunda esas alınan münavebe ürünlerinin dekar başına verim miktarları ... İl/İlçe Tarım Müdürlüklerinden, değerlendirme tarihindeki dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatları sorulmamış, dolayısı ile bilirkişi rapor içeriği denetlenememiştir.Ayrıca, dava konusu taşınmazın büyük kısmının meşelik olduğu bilirkişilerce hazırlanan müşterek raporda belirtilmiş olmasına rağmen, taşınmazın gelir metoduna göre değeri hesaplanırken taşınmazın tamamının aynı nitelikte aktif tarım arazisi olarak değerlendirilmiş, taşınmazın kaçıncı sınıf tarım arazisi olduğu da raporda belirtilmemiştir.O halde, çekişmeli taşınmaz arazisi niteliğinde olduğundan, sulu-kuru olup olmadıkları, yerleşim alanlarına uzaklıkları, iklim şartları, arazilerin toprak ve topografik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle yeniden inceleme ve araştırma yapılmalı, taşınmazın meşelik olan kısımları ile tarım arazisi olan kısımlarının aynı nitelikte verimli tarım arazisi olarak kabul edilmeyeceği düşünülerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeni ile duruşmaya katılan davalı ... için 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacı ... ve arkadaşlarndan alınarak davalı Hazineye verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK'nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 21/06/2016 günü oy çokluğuyla karar verildi.MUHALEFET YAZISIDavacıya ait iken orman niteliğinde olduğu anlaşıldığından tapusu iptal edilen taşınmazın çok büyük bir kısmının meşe ağaçları ile kaplı olduğu, batı tarafında küçük bir alanın tarımsal amaçlarla kullanıldığı belirtilmiş ve gelir metoduna göre taşınmazın değeri hesaplanmıştır. Tapu kaydı iptal edilmeden önce davacılar tarafından tarım arazisi olarak kullanılan kısım yönünden net gelir metoduna göre değer takdirinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, meşe ormanı niteliğinde olan bu niteliği nedeniyle özel mülkiyete konu olmaması gerekirken, tapu kaydı oluşturulan ve sonradan tapu kaydı iptal edilen taşınmaz kısmı tarım arazisi kabul edilerek gelir metoduna göre değer takdiri gerektiğine ilişkin sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum. Dairemizin 2015/12152 E. 2016/5851 K. sayılı ilâmında da belirttiğim gerekçe ile hükmün bozulması kanaatini taşıyorum. Şöyle ki, kıyı kenar çizgisi olarak belirlenen hattan içeride kalan kumsal niteliğinde ya da orman niteliğindeki bir yer hakkında oluşturulan tapu kaydının sonradaniptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın hesabı farklı olmalıdır. Maliki tarafından kullanılmayan, fiili niteliği nedeniyle kullanımı ve alım satıma konu olması mümkün bulunmayan bir yere arsa olarak emsal kıyas metoduyla değer takdiri veya tarım arazisi olarak kullanımı mümkün olmadığı halde gelir metoduyla değer takdirine zorlanılması belirlenecek tazminatın zararın karşılığı olmasını engellediği düşüncesindeyim. Bu taşınmazlara ilkesel olarak değer takdirinde nitelik belirlenmesinin zorunlu olduğu ve bunun da ya arsa ya da arazi olması gerektiği düşünülmekte ise o takdirde belirlenecek tazminatın AİHM'nin kararlarında da belirtildiği üzere makul olması ve bir denkleştirme yapılması kanaatindeyim. Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Hazinenin sorumluluktan kurtulması için kurtuluş kanıtı sunma imkânı bulunmamaktadır. Bu nedenle, tazminatın denkleştirilmesi hakkâniyete uygun bir çözüm getirecektir.Öte yandan hukuken veya fiilen arsa veya tarım arazisi olarak nitelenmesi mümkün olmayan taşınmaz maliklerinin zararlarının belirlenmesi, mağduriyetlerinin giderilmesi, zararın belirlenmesi hukukun gereğidir. Burada en belirgin zararı taşınmazın iktisabı sırasında ödediği bedeldir. Bu bedelin güncellenmesi suretiyle belirlenecek miktar tazminat miktarıdır. Somut olayda olduğu gibi aradan uzunca bir müddet geçmiş ise veya bedelin muvazaalı olduğu kanıtlandığı takdirde, taşınmazın mevcut niteliği, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her bir unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, resmî veya özel makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, mahalli rayiçler, emsal olabilecek satışlar, taşınmazın edinimi sırasında ödenen bedel veya harcanan emek de gözetilmek suretiyle ekolojik dengenin korunması için devletlerin, kurumların, kişilerin yükümlülükleri de dikkate alınarak uygun bir tazminata hükmedilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Yukarıda açıkladığım şekilde bir değer takdirine işaretle hükmün bozulması gerektiği kanaatindeyim.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
SAHTE ÇEK KULLANMAK SURETİYLE NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK
Mahkemesi : OLTU Ağır Ceza Günü : 12.03.2009 Sayısı : 62-17
Sanık P.. C..’in resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCK’nun
204/1 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis; bankanın araç olarak
kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık
su
İşçi alacağı ilamda brüt olarak belirtilmiş ise, alacaklı vergi ve sigorta primlerini indirdikten sonra net miktar üzerinden takip yapabilir
Borçlu itirazında; alacaklı vekili tarafından Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/896 Esas, 2011/607 Karar sayılı ilamının dayanağının işçi alacağı olup hükmedilen kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının net ya da brut olduğunun belirtilmediği, takibe konu ilama esas teşkil eden bilirkişi raporu
Banka hesabının haczi. Banka hesabına konulan haciz ne zaman düşer ? 6 ay içinde paranın icra dosyasına celbi talebinde bulunma zorunluluğu
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahu Başgöz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler ok
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?