Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7235 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 985 - Esas Yıl 2015
İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R... ilçesi, ..., ... mahallesinde bulunan dava konusu 714 ada 10 parsel sayılı 574 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 1992 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu avlulu kargir ev vasfıyla ... ... adına tespit ve 27.03.1997 tarihinde tapuya tescil edilmiş; sonradan ifrazen 714 ada 13 ve 14 sayılı parsellere bölünmüş, 14 sayılı parsel yol niteliği ile ...si adına kamulaştırılmıştır. Davacı ..., 714 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların evveliyatından beri orman olduğu iddiasıyla 27.01.2011 tarihinde dava açmış; mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesine göre, kadastrodan evvelki sebeplere dayanılarak, tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açılamayacağı, aynı maddeye 25.02.2009 tarihinde 5841 sayılı Kanunla eklenen, "Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" cümlesi ile bu sürenin tarfların sıfatına ve taşınmazın niteliğine bakılmaksızın uygulanması gerektiği belirtilerek, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1996 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu ise 1992 yılında yapılmıştır. 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen "Bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet ya da diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" hükmü ve 5841 sayılı Kanunun 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Geçici 10. maddesindeki "Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" hükmü, Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 23/07/2011 tarihli 28003 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı karşısında, davacı ... tarafından "orman" iddiası ile açılan bu davada 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenlerle mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde işin esası incelenerek deliller toplanmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ...nin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/09/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.