Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile orman tahdidine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar Cem ve Kadir, Mart 1934 tarih 41 numaralı sicilden gelen Mayıs 1995 tarih 15 sayılı tapu kaydına dayanarak, yörede 2000 yılında ilk kez yapılan ve 18.12.2000-16.1.2001 tarihleri arasında ilan edilen orman kadastrosu sırasında Orhaniye Mahallesi 307 ada 54 sayılı parselin orman olarak sınırlanıp tespit edildiğini, parselin 20000 m2 bölümünün orman olmadığının tespiti ile işlemin iptalini ve ifrazen adlarına tapuya tescilini istemişlerdir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 5.8.2002 tarihli teknik bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 1854.18 m2 bölümünün davacılar adlarına tespit edilen 48 parsele eklenmesine, aynı krokide (B) ile gösterilen bölümün 54 parsele eklenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Mahkemece davaya 6831 sayılı Yasanın 11/1 maddesi gereğince altı aylık askı süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraz olarak nitelendirmek suretiyle bakılmış ise de çekişmeli 54 parselin tesbit tutanağının edinme sütununda çekişmeli parselin 3402 sayılı Yasanın 4 maddesi hükümlerine göre yapılan orman kadastrosuna, orman kadastro komisyonunca orman olarak sınırlandığı yazılı olduğu gibi fen bilirkişisi de orman kadastrosunun 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapıldığını bildirmiştir. Çekişmeli parselin tespit tutanağı 3402 sayılı Yasanın 11. maddesi hükmüne göre 18.12.2000 ila 16.1.2001 tarihlerinde ilan edilmiş, temyize konu dava ise 25.4.2001 tarihinde açılmıştır. 3402 sayılı Yasanın 4. maddesinde, bu madde hükümlerine göre yapılacak orman kadastrosu ve orman sınırları dışına çıkarma işlemlerinin askı ilamına ilişkin özel bir hükme yer verilmemiş, bu yerlerin ölçü ve harita işlerinin kadastro ekiplerince ikmal edileceği ve aynı yasanın 11/1 maddesinde de hiçbir ayrım yapılmadan ister orman, isterse özel ya da tüzel kişiler adına tespitleri yapılan taşınmazların tespit tutanaklarının 30 gün süreyle arazi kadastro komisyonunca ilan edileceği ve itirazları olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açacakları hükümleri mevcuttur. Orman Kadastrosunun 6831 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp, aynı yasanın 11. maddesi hükmüne göre altı aylık askı ilanında orman kadastro komisyonunca yapılması halinde bu işleme karşı askı ilanı süresi içinde açılacak davaların kadastro mahkemesinde görülmesi gerekir. 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılan ve aynı yasanın 11. maddesi gereğince 30 gün süre ile ilan edilen orman sınırlamasında 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinde öngörülen altı aylık askı süresinin kıyas yoluyla uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmelidir. O halde; 30 günlük askı ilan süresi içinde açılmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu düşünülerek, görevsizliğe karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Diğer taraftan ormanların mülkiyeti Hazineye ait olduğuna göre, orman niteliğiyle Hazine adına kadastro tesbiti kesinleşen taşınmaza ilişkin davanın Hazineye de yaygınlaştırılması gereklidir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 6831 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince harç alınmasına yerolmadığına, yersiz alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 16.10.2003 günü oybirliğiyle karar verildi.