Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 673 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16568 - Esas Yıl 2015





.İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi.Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ....ve davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, ... köyü 771 parsel sayılı 718,41 m2 yüzölçümlü taşınmazın, 1959 yılında yapılan kadastro sırasında tapulama harici bırakıldığını, o tarihten sonra köy muhtarlığının tapulama harici kalan köy içindeki yerleri parselasyona tâbi tutarak sattığını, davalı taşınmazın da 1971 yılında ...’ye satıldığını, ondan ...’ye geçtiğini ve ...’nin de 1990 yılında oğlu olan davacıya verdiğini, dava konusu taşınmazın alındığı tarihten beri kullanıldığını belirterek dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonrasında Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.03.2012 tarih ve ... E. - ... K. sayılı kararında özetle: "Mahkemece, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Dava konusu taşınmaz ve komşu parseller, yörede 1959 yılında yapılan kadastro çalışmalarında taşlık ve çalılık niteliği ile tapulama harici bırakılmış, 2008 yılında ... idari yoldan tapuya tescil edilmiştir. Davacı, zilyetlik iddiasıyla dava açtığına göre, taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığının belirlenmesi zorunludur. Taşınmaz taşlık ve çalılık olarak tapulama harici bırakıldığına göre, öncesinin orman olup olmadığının araştırılması gerekir. Ne var ki, bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, öncelikle yörede orman kadastrosunun yapılıp yapılmadığı sorularak yapılmışsa, orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, halen.... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, öncelikle kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmelidir. Yörede kesinleşmiş tahdit yoksa, memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve ... E.K.; 14.03.1989 gün ve ... E.K. ve 13.06.1989 gün ve ... E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ve dayanak belgeleri getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde nitelendirdikleri belirlenmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." denilerek karar bozulmuştur.Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde, davalı köy tüzel kişiliği hakkında açılan davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle, ... hakkında açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1958 yılında tapulama çalışmaları yapılmış, davalı taşınmaz taşlık ve çalılık vasfıyla tescil harici bırakılmış olup, 2008 yılında idari yoldan ... adına arsa vasfıyla tescil edilmiştir. Ayrıca yörede 6831 sayılı Kanun gereğince yapılıp 20.04.1968 tarihinde ilân edilerek 20.04.1969 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Mahkemece davacı yararına imar ve ihya ile zilyetlik koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Hükme dayanak yapılan orman ve fen bilirkişi raporunda; çekişmeli taşınmazın 1964 yılı memleket haritası ve 1972 ile 1999 yıllarına ait hava fotoğraflarında çalılık alan niteliğinde olduğu açıklanmakla birlikte, Dairemizin geri çevirme kararı üzerine aynı orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, ''...hava fotoğrafları üzerinde yapılan çalışmada hava fotoğraflarının düşük çözünürlükleri nedeniyle stereoskopik kıymetlendirme güçlükleri taşıdıkları, çıplak gözle bakıldıklarında da objelerin seçilmesinin mümkün olmadığının anlaşıldığı bu durumun 27.05.2013 tarihli raporda taşınmazın 1972 ve 1993 yılı hava fotoğraflarında çalılık alan olarak görüldüğü şeklinde hatalı değerlendirmeye yol açtığı, 1964, 1980 ve 1996 yılları memleket haritalarının taşınmazın geçmişteki durumu hakkında sağlıklı değerlendirme yapmaya uygun olduğu, 771 parsel sayılı taşınmazın 1964 yılı basımlı memleket haritasında kumluk alan, 1980 yılı basımlı harita yerleşmelerin başladığı kumluk alan, 1996 yılı basımlı haritada ise yerleşim alanı olarak gözüktüğü, taşınmaz üzerindeki evin de 1972 ve 1996 yılları arasında yapıldığı'' belirtilmekle, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve imar ve ihya ile zilyetikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde duraksama olmuştur. Bu durumda, karara dayanak alınan uzman orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor çelişkili olduğundan, taşınmazın öncesinin orman niteliğini ve taşınmazda imar ve ihya ile zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu nedenle;Mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen ...ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dosya içinde mevcut ve önceki keşiflerde uygulandığı belirtilen hava fotoğrafları ve bunlardan üretilen memleket haritaları dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır.Yapılacak keşifte, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, dava konusu taşınmazın idari yoldan tescil edildiği tarihe kadar davacı yararına zilyetlik süresinin maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, komşu parsel kayıtları getirtilerek uygulanmalı, dava konusu taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu saptanmalıdır.3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, komşu yerleşim alanları, taşınmaz üzerinde bulunan 20-25 yıllık ev ve meyve bahçesi de gözönünde bulundurulup toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı kişi vekili ve davalı ...vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/01/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.