Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6560 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6376 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki orman kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen 14/01/2014 gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 06/05/2014 gün ve 2014/2775 E. - 2014/5166 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece, 13/02/2015 gün ve 2013/144 – 2014/9 sayılı Ek kararında; Yargıtay onama ilâmının davacı vekiline 05/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 15 günlük yasal süre geçtikten sonra 11/02/2015 tarihinde karar düzeltme yoluna başvurulduğu davacı vekilinin 15 günlük karar düzeltme süresinin geçtikten sonra talepte bulunduğu anlaşılmakla davacı ... vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından ek karar süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:K A R A R Mahkemece, 13/02/2015 gün ve 2013/144 – 2014/9 sayılı Ek kararında; Yargıtay onama ilâmının davacı vekiline 05/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 15 günlük yasal süre geçtikten sonra 11/02/2015 tarihinde karar düzeltme yoluna başvurulduğu ve 2. kez sehven çıkartılan tebligatın geçersiz olması ve davacı vekilinin de 15 günlük karar düzeltme süresinin çok üzerinde bir süre geçtikten sonra talepte bulunduğu anlaşılmakla davacı ... vekilinin vermiş olduğu 11/02/2015 tarihli karar düzeltme başvurusu süresinde olmadığından HUMK'nın 426/E-F maddeleri gereğince karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından Ek Karar süresinde temyiz edilmiştir.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/05/2014 gün ve 2014/2775 E. - 2014/5166 K. sayılı ilâmının kendilerine 27.01.2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve davacı vekili olarak 11.02.2015 tarihinde 15 günlük süresi içerisinde tashihi karar talebinde bulunduklarını, mahkemenin 13/02/2015 tarihli Ek kararının hukuka aykırı bir karar olduğunu, bu nedenle birinci derece mahkeme kararınını bozulmasını istemiştir.Davacı vekili tarafından Ek karar süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya içindeki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde şu sonuca ulaşılmıştır.Dairenin 06/05/2014 gün ve 2014/2775 E. - 2014/5166 K. sayılı onama ilâmı davacı ... vekilinin işyerinde daimi çalışanı ...'a 05.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde davacı vekilinin Yargıtayın onama ilâmına karşı karar düzeltme yoluna başvurmadığı ve karar düzeltme hakkını kullanmadığı, her nasılsa Yargıtay ilâmı davacı vekiline yeniden tebligata çıkartılarak 27.01.2015 tarihinde 2. kez tebliğ edildiği, işte bu tebligat üzerine davacı vekilinin onama ilâmına karşı yasal 15 günlük süresinde 11.02.2015 tarihinde karar düzeltme dilekçesini mahkemesine sunduğu anlaşılmaktadır.Kural olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici madde 3 – (Ek: 31/3/2011-6217/30 md.) de zikredilen;1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır. Denilmektedir. Bu geçici maddeler nedeniyle 1086 sayılı HUMK'nın temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete ve göreve başlaması tarihine kadar yürürlüktedir.1086 sayılı HUMK'nın 440/l-1. maddesinde; “(Değişik: 30/4/1973 - 1711/1 m.) I. Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir: 1 – (Değişik: 16/7/1981 - 2494/31 m.) Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle- karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması,” denilmektedir. Yine, “Madde 441 – Tashihi karar arzuhali müstedinin bulunduğu mahal mahkemesine veya Mahkeme-i Temyize veya asıl hükmü veren mahkemeye verilebilir. Madde 442 - Aynı ilâm aleyhine bir defadan ziyade tashihi karar talebi mesmu olmadığı gibi tashihi karar arzuhalinin reddine veya kabuliyle kararı sabıkın tadiline dair sudur eden hükümlere karşı dahi tashihi karar caiz değildir.” denilmektedir.Yukarıda zikredilen usûl hükümleri gereğince, karar düzeltme dilekçesi Yargıtay ilâmının taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde doğrudan temyiz mahkemesine de verilebileceğinden karar düzeltme dilekçesi kendisine sunulan veya ulaşan mahkeme bu dilekçenin tashihi karar defterine kaydını yaptıktan sonra dosyayı Yargıtaya göndermek zorundadır. Yerel mahkeme süreye ilişkin bir karar veremez. Bu kararı ilgili daire vermekle yükümlüdür.Bu nedenle; yerel mahkemenin, 13/02/2015 gün ve 2013/144 - 2014/9 sayılı Ek Kararının ortadan kaldırılmasına karar verildikten sonra davacı vekilinin 11.02.2015 tarihli karar düzeltme dilekçesinin incelenmesine geçilerek dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler incelenip gereği düşünüldü;Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde; Dairenin 06/05/2014 gün ve 2014/2775 E. - 2014/5166 K. sayılı onama kararının usûl ve kanuna aykırı olduğunu, dosyaya sunulan ziraat bilirkişi raporunda (A), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmazların tarım arazisi ve özel mülkiyete konu yerlerden olduğu ve yine orman bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu kanaatine rağmen yerel mahkemenin hiçbir gerekçe göstermeden taşınmazları orman olarak adına tescile karar vermesinin açıkça hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasını istemiştir. Dairenin 06/05/2014 gün ve 2014/2775 E. 2014/5166 K. sayılı onama ilâmının davacı ... vekilinin işyerinde daimi çalışanı ...'a 05.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde davacı vekilinin Yargıtayın onama ilâmına karşı karar düzeltme yoluna başvurmadığı ve karar düzeltme hakkını kullanmadığı, her nasılsa Yargıtay ilâmı Davacı vekiline yeniden tebligata çıkartılarak 27.01.2015 tarihinde 2. kez tebliğ edildiği, işte bu tebligat üzerine davacı vekilinin onama ilâmına karşı yasal 15 günlük süresinde 11.02.2015 tarihinde karar düzeltme dilekçesini mahkemesine sunduğu anlaşılmaktadır.Her ne kadar Yargıtay ilâmının davacı vekiline ikinci kez tebliğinden sonra sunulan karar düzeltme dilekçesi 15 günlük yasal süre içerisinde ise de, kural olarak; aynı ilâm davanın taraflarına veya vekillerine birden fazla tebliğ edilemez. Davanın taraflarına veya yasal temsilcilerine, davada vekille temsil ediliyorlarsa vekillerine ilk kez yapılan birinci tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve tüzüğü hükümlerine göre geçersizliği ileri sürülmedikçe veya kanıtlanmadıkça bu tebligat geçerli sayılır. Mahkemece sehven ikinci kez yapılan tebliğat hükümsüz olup ilgili tarafa usûlî veya kanunî bir hak bahşetmez.Dairemiz kararı davacı vekiline 05.06.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, 11.02.2015 tarihinde karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 440/I. maddesine göre istem süresi 15 gün olup, bu süre geçirilmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin 15 günlük yasal süresinde olmayan karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; karar düzeltme isteğini içeren dilekçenin süre aşımı yönünden REDDİNE, yatırdığı harcın istek halinde iadesine 29/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.