Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6536 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2110 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Fethiye Kadastro MahkemesiTARİHİ : 08/01/2014NUMARASI : 2013/192-2014/10Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında K. Köyü 224 ada 7 parsel sayılı taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın Bekir oğlu A.. A.. tarafından kullanıldığı belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, eylemli orman iddiası ile taşınmazın orman olarak Hazine adına tespit ve tescili isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile tespitin iptaline, taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairece bozulmuştur.Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/06/2012 gün ve 2012/7359-9395 sayılı bozma ilâmında özetle; “Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dosya kapsamından dava dışı Osman Altın’ın aynı parsel hakkında taşınmazın kendisine ait olduğu iddiasıyla 26.07.2010 günlü dava dilekçesiyle Dalaman Kadastro Mahkemesinde 2010/134 Esas sayılı ayrı dava açtığı, mahkemece, davacının davasının reddine karar verildiği, verilen kararın tebliğe çıkarılmadığından, henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle; mahkemece, daha önce açılan ve tahkikat aşaması bitmiş olan 2010/134 esas sayılı dosya ile eldeki 2010/194 Esas sayılı dava dosyasındaki davalı parselin aynı parsel olduğu, iki dosya arasında hukukî ve fiili yönden irtibat bulunduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği dikkate alınarak (H.Y.U.Y’nın 45. maddesi -6100 sayılı Kanunun 166. maddesi- gereği) birinci davada verilen hükmün kesinleşmesini bekletici sorun yapması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilâmına uyulduktan sonra; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1943 yılında yapılan orman tahdidi ile daha sonra 17/06/1983 tarihinde askı ilânı yapılıp kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile 12/05/1992 tarihinde askı ilânı yapılıp kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz kesinleşen 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle kullanım kadastrosuna tâbi tutulmuş ve hakkında 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi hükümlerine göre kadastro tutanağı düzenlenmiştir. Dava kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, öncesinde yapılan 2/B uygulaması kesinleştiğinden, Orman Yönetiminin ancak taşınmazın eylemli orman iddiasına dayalı olarak açacağı davası dinlenebilir. Somut olayda, hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın üzerinde deliceden aşılanma 50 yaşlarında zeytin ağaçları bulunup, eğiminin %12'den fazla olması nedeniyle 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi uyarınca orman sayılan yerlerden olduğu bildirilmiş ise de çekişmeli taşınmazın kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi ile nitelik yitiren alanda kalması, eylemli orman olmaması ve taşınmaz üzerindeki delicelerin aşılanmış ve mahsuldar zeytinlik niteliğinde olması nedeniyle eylemli orman olduğu kabul edilemez.Açıklanan nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 16/06/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.