Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6460 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 1876 - Esas Yıl 2005
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, Gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında. ...... Köyü Köyarası mevkii 101 ada 67 parsel sayılı 883.17 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliği ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... ..... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman, çalılık ve taşlık niteliğindeki yerlerden iken davalı tarafından el atıldığı, zilyetlik koşullarının oluşmadığı, Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, çekişmeli parselin tespit gibi davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır. Çekişmeli parselin, yakın çevresindeki aynı ada 68, 69 ve 70 sayılı parseller ile birlikte düşünülse dahi, etraflarının eylemli orman alanı niteliğindeki devlet ormanı olarak sınırlandırılmış, orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilen 101 ada 149 sayılı parsel ile çevrili orman içi açıklığı olduğu anlaşılmaktadır. 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez. Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır. Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya Orman İdaresince el konulur. Yanan yerlerde husule gelen enkaz hiçbir suretle eşhasa satılamaz. Bunlar resmi daire ve müesseseler ihtiyacına tahsis olunur. Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır. Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.12.1997 gün ve 1997/20 - 830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20 - 808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı kararları]. Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiştir. Ayrıca; Bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez. Mahkemece değinilen yönler gözetilerek Hazinenin davasının kabulü, taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 16.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.