Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6448 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2239 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Fethiye 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/06/2013NUMARASI : 2013/199-2013/872Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı Orman Yönetimi, 27.05.2010 tarihli dava dilekçesi ile; S. Köyü sınırları içinde bulunan, dava dilekçesinde hudutlarını belirttiği taşınmazın, eylemli orman niteliğinde olduğunu, 2/B madde koşullarını taşımadığı halde, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastroda tarla niteliğiyle Hazine adına tesbit yapıldığını iddia ederek, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarma işleminin iptal edilerek, orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili ve beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhlerinin silinmesi istemleriyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır.Mahkemece, çekişmeli taşınmazın Hazine adına orman rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği, orman sınırları dışına çıkarılan ve bu işlemin kesinleştiği yerlere ilişkin açılan davalarda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05.11.2012 gün ve 2012/8861-12106 sayıla kararıyla onanması üzerine kesinleşerek, sulh hukuk mahkemesine aktarılmıştır.Taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda, dava konusu taşınmazın, 1974 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında kişi adına tescili yapılan ve daha sonra satışla Mehmet oğlu A. Ö. adına kaydedilen 191 parsel sayılı 30450,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen bölümü olduğu anlaşılmıştır.Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman niteliğine sahip bir yer olmadığı, (2/B) vasıflı Hazine arazisi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1947 yılında yapılıp 18.07.1948 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp sonuçları 08.08.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.İncelenen dosya kapsamına göre, dava dilekçesinde orman sınır noktaları bildirilen, dava konusu taşınmaz başında yapılan keşif sonucu, dava konusu taşınmazın 1974 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında kişi adına tescili yapılan ve daha sonra satışla Mehmet oğlu A. Ö. adına kaydedilen 191 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen bölümü olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu yer, her ne kadar Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan 2/B alanında kalıyor olsa da, tapuda halen A. Ö. adına kayıtlıdır. Mahkemece tapu maliki, gerçek kişi davaya dahil edilip, taraf teşkili sağlanmadan dava görülmüştür. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesinde ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 122 ve 144. ve devamı maddelerinde de belirtildiği gibi, mahkeme, davanın taraflarını, usûlüne uygun olarak çıkaracağı tebligatlarla duruşmaya çağırmak zorundadır. Hâkim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden, uyuşmazlığın esasına girerek hüküm kuramaz.Bu nedenle, mahkemece; öncelikle, tapu maliki A. Ö. davaya dahil edilip, dava dilekçesinin Tebligat Kanununda belirtildiği şekilde usûlüne uygun olarak tebliğ edilmesi ile taraf teşkilinin tamamlanması ve daha sonra tarafların savunması ve delilleri alınıp, işin esasına girilerek, gerekli araştırma yapılması ve ulaşılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan, davanın esasının girilip, hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/06/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.