Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6435 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2473 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 24/06/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 07/06/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden gelmedi; karşı taraftan ... vekili Av. ..... geldi, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, 31/12/2014 havale tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin ... köyündeki 431 sayılı parseli 1994 yılında ... ...nden satın aldığını, daha sonra, ... ... tarafından açılan dava sonucu taşınmazın müvekkili adına olan tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verildiği, müvekkilinin iyiniyetli olarak taşınmazı bedelini de ödeyerek satın aldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili tarafından ödenen 60.500,00.-TL'nin günceleştirilmek sureti ile ödeme tarihi olan 06.04.1994 tarihinden başlayacak temerrüt faizi ile birlikte ve yine tapu iptali ve tescil davası nedeni ile ödemek zorunda kaldığı 2.066,40.-TL harç miktarını da ödeme tarihi olan 08.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak tapu iptali kararının henüz kesinleşmediği, tapuda gerekli işlemin yapılmadığı, tapu kaydında davacının malik olarak kayıtlı bulunduğu, bir kimsenin kendi adına kayıtlı taşınmaz bedeli için dava açmasına hukukî olanak olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece davacının dava açmakta hukukî yararı olmadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmişse de delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz, davacı adına tapuda kayıtlı iken ... ... tarafından taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile dava açılmış; Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın orman vasfıyla ... adına tesciline karar verilmiş; davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin .../... E. - ... K. sayılı kararıyla ...nin kayıt maliki olmaması nedeniyle ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerktiği açıklanarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Bahsi geçen tapu iptali ve tescile ilişkin hüküm, davacı ve kayıt maliki davalı tarafından temyiz edilmemiş ve kararın tapu iptali ve tescile ilişkin kısmı Yargıtay kararı ile bozulmamış olduğundan, dava konusu taşınmazın orman vasfıyla ... adına tescile ilişkin kısmı kesinleşmiş bulunmaktadır.Her ne kadar, dava konusu taşınmaz, hâlâ tapuda davacı adına kayıtlı ise de anılan mahkeme kararının kesinleşmesi ile davacının dava konusu taşınmazda olan mülkiyet hakkı sona ermiş olup, davacının tazminat talebinin hukukî yarar yokluğundan reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin dava dosyası getirtildikten sonra işin esasına girilmeli ve toplanacak deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, hüküm temyiz eden davacı yararına bozulduğundan duruşmada vekil ile temsil edilen ... için vekâlet ücreti takdirine gerek olmadığına, taraflarca 6100 sayılı HMK'nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/06/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.