Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6396 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3518 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Milas 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/05/2011NUMARASI : 2005/257-2011/330Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalılar Hazine ve Orman Yönetimi ile dahili davalı K.. M.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği M. Köyü, D. S. Mevkisinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne; fen bilirkişi krokisinde kırmızı renkle gösterilen 3800 m2 yüzölçümündeki taşınmazın payları oranında Sultan Cura mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, K.. M.., Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olmadığı açıklanarak taşınmazın tapuda kayıtlı bir yer olup olmadığının tapu müdürlüğünden sorulması, taşınmaz karayoluna bitişik olduğundan varsa kamulaştırma belgeleri uygulanarak yola elatma olup olmadığının; yine orman kadastro evrakları getirtilerek orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, davacılar yanında muris Sultan Cura yönünden de 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yer alan kısıtlamaların araştırılması gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yarılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, bilirkişi krokisinde 1 rakamı ile gösterilen 73.43 m2 ve 5 rakamı ile gösterilen 249.21 m2’lik taşınmaz bölümlerinin payları oranında Sultan Cura mirasçıları, 2 ve 3 rakamları ile gösterilen bölümlerin orman niteliği ile Hazine; 4 rakamı ile gösterilen bölümün zeytinlik niteliği ile Hazine tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi, K.. M.. ve davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1963 yılında tapulama çalışmaları yapılmış, taşınmaz çalılık olarak tapulama dışı bırakılmıştır. Yine bu yerde ilk kez 1965 yılında seri bazda orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiştir. Daha sonra 1979 yılında yapılan ve 13/03/1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile evvelce sınırlaması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu ile 2. madde uygulamaları bulunmaktadır.Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; mahkemece, çekişmeli yerde birden çok kere keşif yapılmış ve rapor düzenlettirilmiştir.15/ 03/ 2007 havale tarihli Orman Yüksek Mühendisi Erdal Kubilay'a ait raporda taşınmazın % 20 eğimli, içinde çok sayıda aşılı zeytin bulunan yer olduğu, ilk tahdidin üzerinden 42, aplikasyonun üzerinden 27 yıl geçmiş olması, bu yerden karayolunun geçirilmesi, yaya geçişlerinin yoğun olması gibi nedenlerle zeminde OTS noktalarının bulunamadığı, OTS noktaları yerlerinin tutanak tariflerine göre tespit edildiği, buna göre taşınmazın (A) harfli 238.02 m2'lik bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları dışında; (B) harfli 4659.20 m2'lik bölümünün orman kadastro sınırları içinde kaldığı, Karayolları tarafından kamulaştırılan karayolu güzergahına ait koordinat değerlerleri bulunmadığı için kamulaştırma alanına tecavüzü olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiş; daha sonra düzenlenen ortak ek raporda ise taşınmazın karayolu kamulaştırma sahası dışında kaldığı açıklanmış; taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu ve kamulaştırma haritasına göre konumunu gösterir irtibatlı kroki düzenlenmemiştir.02/07/2008 havale tarihli Orman Yüksek Mühendisi Ahmet Arslan'a ait raporda taşınmazın tamamının kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı; % 8- 10 eğimli olup kadimden beri tarımsal amaçlı kullanıldığı, içinde 100 civarında 20- 40 yaşlı aşılı mahsuldar zeytin bulunduğu, toprağının orman toprağı özelliğini uzun yıllar önce kaybettiği, toprak ve su rejimine zarar vermediği, orman bütünlüğünü bozmadığı, K.. M..nün ilgili yazısı gereğince de karayolları kamulaştırma sahası dışında kaldığı belirtilmiş; yine keşfi izlemeye yarayan kroki düzenlenmemiş; taşınmazın yeri haritlarda basitçe gösterilmiştir.15/07/2009 havale tarihli orman bilirkişileri İ.. Ç.., S.. İ.. ve M.. G..'a ait raporda ise taşınmazın muhtelif yaş ve boyutlarda aşılı zeytin ağaçlarından oluşan % 10- 15 eğimli, toprak ve su rejimine etkisi olmayan, ziraat arazisi görünümünde olduğu, önceki her iki rapordan da farklı olarak yüzölçümünün 5227.13 m2 geldiği, krokide (A ve C) olarak gösterilen toplam 762.51 m2'sinin orman sınırları dışında, 4464.62 m2'sinin orman sınırları içinde kaldığı açıklanmıştır. Bu bilirkişiler tarafından da yörede ilk kez 1965 yapılan orman kadastrosu ile 1979 yılında yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulamaları ile irtibatını gösterir kroki düzenlenmemiştir. Dairenin iade kararı üzere alınan kroki ise hükme esas alının kroki ile uyumlu değildir. Ek raporla birlikte düzenlenen krokide orman alanı hükme esas alınan krokidekine nazaran azalmış görünmektedir. Görüldüğü üzere dosyaya sunulan raporların tümü taşınmazın yüzölçümü, eğimi, kesinleşen tahdit ve kamulaştırma çalışmalarına göre durumu açısından birbiri ile çelişkilidir. Karayolları Bölge Müdürlüğünce gönderilen kamulaştırma krokisinin uygulanması sonucunda orman sınırları dışında, fakat kamulaştırma alanında kaldığı belirtilen 4 numaralı bölümün ise hangi nedenle zeytinlik olarak Hazine adına tescil edildiği dosya içeriğinden anlaşılamadığı gibi bu konuda gerekçede de bir açıklamaya yer verilmemiştir.Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, kamulaştırma haritası ve ekleri yöntenimce uygulanmalı, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin nereden kaynaklandığı hususuna açıklık getirilmeli, eylemli durumu da nazara alınarak 6831 sayılı Kanunun 1/I ve 1/ J maddeleri gözönünde bulundurulmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi ile K.. M..nün temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 12/06/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.