MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... Yönetimi, ... köyü 164 ada 19 ve 138 ada 22 sayılı parseller arasından geçen yolun kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunduğu halde, kadastro sırasında paftasında yol olarak gösterilmek suretiyle tesbit dışı bırakıldığını ileri sürerek, tesbitin iptali ile taşınmazların orman niteliğiyle adına tescilini istemiştir. Mahkemece, taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden davanın görevsizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.02.2009 tarih ve 2009/1879 - 2168 sayılı ilâmı ile “taşınmazın kadastro sırasında tesbit tutanağı düzenlenmiyerek tesbit harici bırakıldığı, 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi hükmü gereğince kadastro mahkemesinin görevinin taşınmaz hakkında kadastro tesbit tutanağının düzenlendiği tarihte başlayacağından, davaya bakma görevi genel mahkemeye ait olup, mahkemece bu gerekçeyle görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından” bahisle onanmış, onama kararı üzerine görevsizlik kararı kesinleşerek dava dosyası asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır. Asliye hukuk mahkemesince çekişmeli taşınmazın tamamının kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenerek, davanın kabulü ile; teknik bilirkişi ..... tarafından düzenlenen 09.08.2010 günlü rapora ekli krokide (A1) ve (A2) harfleri ile gösterilen sırasıyla 216,99 m2 ve 66,79 m2 yüzölçümündeki çekişmeli taşınmaz bölümlerinin yol olarak tespit dışı bırakılması işleminin iptaline, anılan taşınmaz bölümlerinin bitişiğindeki ....ı ile birleştirilmek suretiyle tek parsel halinde orman niteliği ile adına tapuya tesciline, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 18.10.1976 tarihinde 1744 sayılı Kanuna göre ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Yörede ayrıca 09.07.2007 - 08.08.2007 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu bulunmaktadır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli yolun (A1) harfiyle işaretli bölümünün kesinleşen orman tahdit haritasına göre orman sınırları içinde kaldığı belirlenmiştir. Mahkemece çekişmeli yolun (A1) ile işaretli bölümünün orman tahdidi içinde kaldığı belirlenerek kabule karar verildiğinden, bu bölüme yönelik yapılan temyiz itirazlarının reddi ile hüküm onanması uygun görülmüştür. Dava kesinleşen tahdide dayalı olarak açıldığından, davalı yolun (A2) harfiyle işaretli bölümünün ise, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada kesinleşen orman tahdidinin dışında kaldığı belirlenmesine karşın, bu bölüme yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabule karar verilmesi, ayrıca HMK 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak talepten farklı olarak taşınmazın eski tarihli haritalardaki konumuna göre karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ....nin çekişmeli yolun (A1) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüme yönelik hükmün ONANMASINA, 2) Davalı ....nin çekişmeli yolun (A2) ile işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu bölüme yönelik hükmün BOZULMASINA 25/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.