MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 25.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... mirasçıları vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.06.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı vekili Av. .... ile diğer taraftan davacı ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;K A R A RDavacı vekili bilâ tarihli dilekçe ..... ilçesi, .... Mahallesi, .........lı taşınmazın adına tapuya kayıtlı olduğu, ... tarafından ..... 3. Noterliğince düzenlenen 03.03.1997 tarih 10732 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile satışının vaat edildiği ve parasının ödendiği halde devrinin yapılmadığı, tarafından gerçek hak sahibine bedelsiz olarak iade edilebileceği iddiasıyla tapu kaydının iptali ve vekil eden adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6292 sayılı Kanunun 7/1-a ve b maddesi uyarınca satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak çekişmeli taşınmazın bedelsiz olarak iadesi istemiyle açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.Çekişmeli 1446 parsel sayılı 239 m² yüzölçümlü taşınmaz, .... adına kayıtlı iken ..... Asliye 3. Hukuk Mahkemesi'nin 25.1.1989 gün 1987/907-850 sayılı kararı uyarınca “6831 sayılı Kanun uyarınca orman sınırı dışarısına çıkarılmıştır” şerhi ile adına tescil edilmiştir.31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı ..... Kanununun 2'nci maddesi gereğince, adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile .....ye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla kabul edilerek 26.04.2012 gün 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1/a bendinde “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.” hükmü ile, 7/1-b maddesinde “Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz” hükmü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler ile, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşan ve ilgilileri adına tapuya kaydedilen taşınmazların, nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazlar hakkında verilen tapu iptal ve tescil kararı kesinleşmiş ve infaz edilerek adına tescil edilmiş olan taşınmazlar, ilgililerinin 2 yıl içinde başvurusu halinde aynı maddenin dördüncü fıkrasındaki şartları taşımamaları halinde yalnızca önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilecektir. Şayet, iptaline karar verilip adına tapuya tescil edilen taşınmaz, özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına oluşmuş tapu kayıtlarından ise, 6292 sayılı Kanunun 7/1-b maddesi uyarınca önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilebilecektir. Görüldüğü üzere, iptal edilen tapu kaydının oluşumuna göre, iade edilecek kişilerde ilgili maddelerde açıkça belirlenmiştir.Satış vaadi sözleşmeleri, kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden almakta ve Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla, geçerliliği resmî şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilecektir. Bir başka deyişle, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, genel hükümler çerçevesinde, vaat alacaklısına, vaat borçlusunu tescile zorlama yetkisi kazandırmakta olup, başkasına ait taşınmazlar da gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin konusu olabilmektedir. Bu halde, geçersiz bir satış vaadi sözleşmesi bulunmamakta, ancak vaat borçlusunun tasarruf yetkisinden yoksun oluşu nedeniyle öznel imkansızlık hali mevcut olmaktadır. Somut olayda, davalılar murisi ... (önceki soyadı Boyacı) adına kayıtlı iken 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca nitelik yitirdiği gerekçesiyle iptaline karar verilen 1446 parsele ilişkin genel arazi kadastrosunda dayanak alınan Temmuz 1968 tarih 398 sıra sayılı taşınmaz, 2510 sayılı İskan Kanunu uyarınca iskânen verilerek oluştuğundan, 6292 sayılı Kanunun 7/1-b maddesi kapsamında olup, önceki malik (İptal edildiği esnada malik bulunan) veya kanuni ya da akdî haleflerine iadesi olanaklı olup, davacı gerçek kişinin de ..... 3. Noterliğince düzenlenen 03.03.1997 gün 10732 yevmiye ve 03.04.1997 gün 16391 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmelerine göre akdi halefi niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından ve yargılama aşamasında 6292 sayılı Kanun uyarınca .....ye yaptığı iade başvurusu reddedildiğinden, eldeki davayı açmakta ve taşınmazın iadesini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Tüm bu açıklamalar sonucunda, davacı tarafın dayandığı gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri nedeniyle satışı vaad edilen Temmuz 1968 tarih 398 sıra (1446 parsel) sayılı taşınmaza ilişkin olarak akdi halef durumunda bulunduğu ve sözleşmenin konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanunun 7/1-b maddesi kapsamında bulunan taşınmazlardan olması nedeniyle davacıya iadesinin mümkün bulunduğu, 7/1-b maddesinde 7/1-a maddesinde olduğu gibi yalnızca kanuni mirasçılarına iade edileceğine ilişkin bir sınırlamanın bulunmadığı nazara alınarak, aynı Kanunun 7/1-b son cümlesi uyarınca tapu maliki ...'a (Önceki soyadı Boyacı) Temmuz 1968 tarih 398 sıra sayılı veya 1446 parsel sayılı taşınmaza karşılık daha önce yer verilip verilmediği veya bedelinin ödenip ödenmediği ile aynı Kanunun 7/4. maddesi uyarınca orman olduğu iddiasıyla ..... Genel Müdürlüğünce dava açılıp açılmadığı, varsa açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle adına tesciline karar verilip verilmediği, fiilen orman niteliğinde bulunup bulunmadığı veya eylemli orman olması nedeniyle dava açılmasının gerekip gerekmediği, ağaçlandırılmak üzere ..... Genel Müdürlüğüne tahsis edilip edilmediği, kamu hizmetlerine ayrılıp ayrılmadığı veya bu amaçla kullanılıp kullanılmadığı, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya ....nca belirlenen taşınmazlardan olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekili ve davalı ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı .....ye verilmesine, ... mirasçılarının temyiz duruşmasında vekil ile temsil olunmadığından yararlarına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK'nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 23/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.