Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6305 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2416 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar ... ve arkadaşları vekili, ... ve ...na izafeten Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü aleyhine verdiği 14/11/2012 havale tarihli dava dilekçesi ile ..., davacıların ..., ... 1090 (yeni 112 ada 25) parsel sayılı taşınmazın bağımsız bölüm malikleri olduğunu, ... ... tarafından açılan ve kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... -.../... sayılı kararı ile (bozma sonrası 2011/335-203) taşınmazın tapu kaydının iptaline ve orman niteliği ile ... adına tesciline karar verildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte her bir davacı için 15.000.-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davacılar ... ve arkadaşları vekili de ... aleyhine verdiği 18/07/2013 tarihli dilekçesiyle, aynı taşınmazdan dolayı 15.000.-TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davacılar vekili daha sonra 15/04/2014 tarihli dilekçe ile harcını yatırmak suretiyle dava değerini 618.000.-TL olarak; husumeti de ... olarak ıslah etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı ... için 70.000.-TL, ... ... için 73.000.TL ..., ... ..., ... için 65.000.-TL, ... için 73.000.-TL, ... ... için 70.000.-TL, ... için 66.000.-TL, ..., ... için 70.000.-TL, ... ... için 66.000.-TL, ... ... mirasçıları için 65.000.-TL olmak üzere 618.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen orman kadastrosu, 25/07/1990 tarihinde ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması vardır. Mahkemece, taşınmazın değer tespiti yönünden yaptırılan bilirkişi incelemesi hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; TMK 1007. maddeden kaynaklanan tazminat davalarına da uygulanan Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin üçüncü fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayanemsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak dördüncü fıkra gereğince her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek değer tespiti yapılması gerekmektedir.Emsalin, dava konusu taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya değer tespitine esas alınan tarihe yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve daha önceki tarihlerde satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu Üretici Fiyat Endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra, dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmak, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmek suretiyle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın gerçek değeri tespit edilebilir.Mahkemece, emsal araştırması yapılarak, emsal kayıtları dosyaya getirtilmiş ise de; 17/01/2014 günlü keşif sonucu hükme esas alınan inşaat, fen ve mülk bilirkişiden oluşan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen 126 ada 3 parsel sayılı taşınmazdan % 30 daha değerli kabul edilerek "çevredeki serbest piyasa rayicine göre" denilmek suretiyle objektif olmayan bir hesaplama yapılmıştır. Dairece 04/04/2016 günü temyiz incelemesi yapılan ve aynı taşınmazın değişik bağımsız bölümlerinin malikleri tarafından açılan tazminat davaları da dairece tazminatın yöntemince belirlenmediği gerekçesiyle bozulmuştur (...).Doğru sonuca varılabilmesi için, tarafların göstereceği ya da re'sen belirlenecek emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra hangisinin esas alındığı raporda açıklanmalı, 2942 sayılı Kanunun 4650 sayılı Kanunla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince, sadece satış değeri değil; emlak vergi değerleri de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırmasında gözönünde tutulmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin, tapu iptali kararının kesinleştiği 2013 yılı itibariyle emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerleri ve satış değerleri karşılaştırılarak, birbirine göre üstün ya da eksik yönleri tartışılmalı, değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin nedeni açıklanmalı, buna göre bir hesaplama yapılarak karar verilmelidir.Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.