MAHKEMESİ : Savaştepe (Kapatılan) Kadastro MahkemesiTARİHİ : 22/02/2013NUMARASI : 2004/2-2013/1Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı Orman Yönetimi, H. Mahallesi 148 ada 11 sayılı parselin orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla dava açmış; Hazine, taşınmazın 2/B madde uygulama alanında kaldığını iddia ederek, adına tescili talebiyle davaya katılmıştır.Mahkemece, Orman Yönetimi temsilcisinin 16.05.1990 tarihli feragat dilekçesi nedeniyle Orman Yönetiminin davasının reddine, katılan Hazinenin davasının kabulüne, 19.06.1990 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kırmızı renkli 3086 m2’lik bölümün Hazine adına tapuya tesciline, kalan kısmın tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm 02.05.1997 tarihinde taraflarca temyiz yoluna gidilmediğinden sözedilerek kesinleştirilmiş ise de, Yargıtaya gönderilen sulh hukuk mahkemesinin 2001/171 sayılı dosyası ile bağlantılı olması nedeniyle o dosya içinde Daireye gönderilmiş olduğundan, Dairece yapılan inceleme sırasında tebligatların usûlsüz olduğu fark edilerek bu durum Dairenin 20.06.2002 tarih ve 4136 E. - 6082 K. sayılı geri çevirme kararında açıklanmış, bunun üzerine kadastro mahkemesinin 1988/143 E. numaralı dosyasında karar yeniden tebliğe çıkarılmış ve Orman Yönetimi tarafından davadan feragatin geçersiz olduğu gerekçesiyle temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/12/2003 tarih ve 2003/10957-10181 sayılı kararı ile; "gerçekten Orman Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinin 16.05.1990 gün ve 6197 sayılı feragat yazısı incelendiğinde, dosya ve parsel numarası açıklanmaksızın dava takip defterindeki sıra numarasına göre bir takım davalardan feragat edildiği bu yazının kadastro mahkemesinde davaya konu olan 148 ada 11 sayılı parsel ile bağlantısının belli olmadığı anlaşılmıştır. Soyut nitelikteki bu şekilde bir beyanın H.Y.U.Y.nın 91. ve devamı maddelerinde öngörüldüğü şekilde mahkemeyi bağlayacağı ve davadan feragat anlamına gelmeyeceği açıktır. Bu nedenle, mahkemece usûlüne uygun bulunmayan böyle bir beyanın feragat olarak değerlendirilemeyeceği gözönünde bulundurulup Orman Yönetiminin açtığı davanın esasına girilerek orman olduğu belirlenen kesimlerin orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi ” gereğine değinilmiştir.Dava dosyası ile birleştirilen 2009/1-2012/2 E.K. sayılı dava dosyası;Davacı Orman Yönetimi, H. Mahallesi 148 ada 11 parsel sayılı 2593 m2 yüzölçümündeki taşınmazın yörede 1988 tarihinde yapılan ve 21.10.1989 tarihinde kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını iddia ederek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, kadastro mahkemesinin 1988/143-1995/3 sayılı dosyasının taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/04/2008 tarih ve 2008/3058-5142 sayılı kararı ile; "1988 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında çekişmeli 148 ada 11 sayılı parselin 5679 m2 yüzölçümünde tarla niteliğiyle A.. B.. adına tesbit edildiği, aynı yıl yörede daha önce 1944 yılında kesinleşen orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B madde uygulaması yapılarak taşınmazın bir bölümünün 2/B madde sahasında bırakılması üzerine kadastro mahkemesinin 1988/143 Esas - 1995/3 Karar sayılı dosyasında Orman Yönetimi tarafından A.. B.. aleyhine orman ve arazi kadastrosuna itiraz davası açıldığı, aynı davaya Hazinenin de 2/B madde sahası olduğu iddiasıyla müdahil olduğu, mahkemece Orman Yönetiminin davasının feragat nedeniyle reddine, Hazinenin davasının kabulüne taşınmazın 3086 m2 yüzölçümündeki bölümünün 2/B sahası olarak Hazine adına tesciline, kalan kısmın tesbit gibi tesciline karar verildiği ve 3086 m2 yüzölçümündeki bölümün 24 parsel numarası verilerek 2/B sahası olarak tapuya tescil edildiği, ancak, temyize konu dosya içinde gönderilen kadastro mahkemesinin 1988/143 sayılı dosyası incelendiğinde kararın usûlüne uygun tebliğ edilmediği belirlenerek Dairenin 20.06.2002 gün ve 4136-6082 sayılı geri çevirme kararı ile yeniden tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi için mahkemesine iade edildiği, mahkemece kararın tebliği üzerine Orman Yönetimi tarafından temyiz edildiği ve Dairenin 2003/10957 sayılı kararı ile “yönetimin feragatinin usûlüne uygun bulunmadığı, mahkemece davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiği” açıklanmak suretiyle hükmün bozulduğu ve mahkemenin 2004/2 esas numarasına kaydedilerek yargılamaya devam edildiği, dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, kadastro mahkemesinin 1988/143 (2004/2) sayılı dosyasının kesinleştiğinden söz edilemez, ayrıca, dava 11 ve 24 sayılı parsellerin ilk haline açıldığına göre, 11 sayılı parselin tesbitinin ve orman tahdidinin kesinleştiğinden de sözedilemez. O halde; mahkemece, 11 sayılı parsele ilişkin Orman Yönetimi ve Hazine tarafından açılan 2004/2 sayılı dava ile temyize konu dava arasında hukukî ve fiilî bağlantı olduğu gözetilerek davalar birleştirilmek üzere eldeki dosyada görevsizlik kararı verilmesi, kadastro mahkemesindeki davanın aynı zamanda kadastro tesbitine itiraz niteliğinde olması nedeniyle mülkiyet ihtilafının da kadastro mahkemesince çözümlenmesi gerekirken, kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğu"na değinilerek bozulmuştur.Mahkemece, bozma kararına uyduktan sonra dava dosyası kadastro mahkemesine aktarılmış, eldeki dava dosyasıyla birleştirdikten sonra dava konusu 148 ada 24 sayılı parsel yönünden; müdahil Hazinenin davasının kabulü ile; mahkemenin daha önceki ilâmı doğrultusunda usûlsüz olan kesinleşme işlemi üzerine tescil işlemleri yapıldığı ve tapu kaydının oluşturulduğu bu nedenle dava konusu olan Savaştepe İlçesi, H. Mahallesinde kain 148 ada 24 sayılı parselin halen Hazine adına 2/B olarak kayıtlı olduğu, bu parsel yönünden iptal hükmü kurulmadan yeniden tescil hükmü kurulamayacağı anlaşıldığından; Savaştepe İlçesi, H. Mahallesinde kain 3086 m2 olan 148 ada 24 sayılı parsel yönünden usûlsüz kesinleşmeye binaen kurulan tapu kaydının iptali ile; Savaştepe İlçesi, H. Mahallesinde kain 148 ada 24 sayılı parselin davalı adına olan kadastro tesbitinin iptali ile fen bilirkişisinin 04/10/2012 tarihli raporunda 24 rakamı ile kırmızı boyalı olarak gösterilen 3086 m2'lik kısmın 2/B olarak Maliye Hazinesi adına kayıt ve tesciline, dava konusu 148 ada 11 sayılı parsel yönünden; mahkemenin daha önceki ilâmı doğrultusunda usûlsüz olan kesinleşme işlemi üzerine tescil işlemleri yapıldığı ve tapu kaydının oluşturulduğu anlaşıldığından, öncelikle, usûlsüz olan kesinleşme işlemine binaen oluşturulan bu tapu kaydının iptaline, Sonrasında;a) Davacı Orman İdaresinin davasının kabulü ile; Savaştepe İlçesi, H. Mahallesinde kain mevcut tapu kaydında 148 ada 11 nolu parsel kapsamında bulunan fen bilirkişisinin 04/10/2012 tarihli raporunda (A) harfi ile yeşil boyalı olarak gösterilen 121,97 m2'lik kısmın davalı adına olan kadastro tesbitinin iptali ile ve 148 ada 11 sayılı parselden ifraz edilerek adanın son parsel numarası adı altında orman niteliğiyle Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline,b) Savaştepe İlçesi, H. Mahallesinde kain mevcut tapu kaydında 148 ada 11 nolu parsel kapsamında bulunan fen bilirkişisinin 04/10/2012 tarihli raporunda 11 rakamı ile sarı boyalı olarak gösterilen 2471,03 m2 alanın kadastro tesbiti gibi davalı ismail oğlu ölü A.. B.. adına A.. B..'un mirasçıları olan H. K., H.. B.., A.. Ç.., E.. B.., İ.. B.. ve eşi K. B. (K.) ile ölü mirasçı F. B.'un eşi M. B. ile çocukları A.. B.. ve G.. B.. adlarına verasette iştirak olarak tapuya kayıt ve tesciline, Karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 20/04/1989 tarihinde ilân edilip eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda çekişmeli taşınmazın orman tahdidine göre orman sınırları içinde kalıp kalmadığı hususu açıklanmış ise de uygulamanın ne şekilde yapıldığı orman tahdit haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenip eşitlenmediği ve bu açıklamanın hangi tarihteki uygulamaya ilişkin olduğu belirlenememiş olup, bu hali ile raporların yetersiz olduğu saptanmıştır. Ayrıca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu H. Mahallesinde 1989 tarihinde yapılan ve bu dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.Orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukukî durumu o yer ile ilgili tüm orman kadastro tutanakları ve haritalarının kanun ve yönetmelikte belirlenen yöntem ile uygulanması sonucu belirlenir. Açılan bu dava; hem kadastro tesbitine itiraz, hem de 2/B uygulamasına itiraz niteliğindedir. Zira, yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bu dava nedeni ile kesinleşmemiştir. Aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurulacak gerekli orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. md.). Aplikasyon işlemi orman kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırları daraltılamaz. Kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamaz.O halde; öncelikle, mahkemece Orman İşletme Müdürlüğünden, orman sınır noktaları okunaklı olarak işlenmiş ve aslına göre renklendirilmiş 1948 ve 1989 yıllarına ilişkin onaylı orman tahdit harita örnekleri, orman tahdit noktalarına ilişkin çalışma tutanakları, işe başlama, ilân tutanakları getirtilmeli, mahkemece önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama yönetmeliğinin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların arza uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır” hükmü gereğince 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ilk orman tahdit haritası, tutanakları ve kadastro paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak ilk tesis edilen orman sınır noktasından hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit orman sınır noktalarından hareketle, yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1949 orman kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek orman sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, 1949 tahdit haritası zemine uygulandıktan sonra aplikasyon ve 2. madde, 2/B madde çalışmasından sonra oluşturulmuş olan harita bu çalışmalarda uygulanan yöntem ve araçlar ile yerine uygulanmalı, ayrıca varsa orman tahdidi veya 2/B uygulamasına ilişkin mahkeme kararları uygulanmalı, çekişmeli taşınmazların bu orman sınır hatlarına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, haritalar arasındaki farklılık varsa nereden kaynaklandığı belirlenmeli, bilirkişi kuruluna, uygulanan tüm haritaların ve kadastro paftasının ölçekleri eşitlettirilerek, çekişmeli taşınmazların 1948 yılındaki 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış orman kadastrosunda oluşturulan orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattı ve aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile oluşturulan ve aynı orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattına göre çekişmeli taşınmazın konumunu geniş çevresindeki kadastro parselleri ile birlikte ada bazında gösteren, orman sınır hatları ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, 1949 yılından sonra yapılan çalışmaların sadece aplikasyon uygulaması olduğu ve yapılan aplikasyon uygulaması ile kesinleşmiş orman tahdit hattının değiştirilemeyeceği ve bu çalışma ile düzenlenen tahdit haritasının hukukî geçerliliğinin olmadığı gözönüne alınmalı; çekişmeli taşınmazın kesinleşmeyen 2/B madde uygulamasına konu olduğu anlaşıldığında ise, 2/B madde uygulamasını gerektirecek ne gibi olayların gerçekleştiği araştırılıp, bilim ve fen bakımından orman niteliğini gerçek anlamda kaybedip kaybetmediği, tam olarak tarım toprağı niteliğini kazınıp kazanmadığı ve bırakıldığında kendiliğinden orman bitki örtüsünün yetişip yetişmeyeceği hususları araştırılmalı; zira, öncesi Devlet Ormanı olan bir taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün bilinçli olarak tahrip edilmiş olması ve başka türlü yararlanmak üzere niteliğinin değiştirilmeye çalışılması gerçek anlamda nitelik kaybı anlamına gelmediği düşünülmeli, bilirkişilerden çekişmeli taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce orman toprağı niteliğini tam olarak yitirip, tarım alanına dönüşüp dönüşmediği; ekim yapılmayıp bırakıldığı takdirde kendiliğinden orman örtüsünün tekrar oluşup oluşmayacağı yönünden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı; 2/B madde uygulaması ile ilgili uyuşmazlık bunun sonucuna göre çözümlenmeli, bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulanan rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.