MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı...mirasçısı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında...İlçesi,... Köyü 871 parsel sayılı 25.420 m² yüölçümündeki taşınmaz, tapu kayıtları uygulanarak... adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetiminin çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla yaptığı itiraz, davacılar ..., ... ..., ..., ...,.... ve ...'un kendi hisselerinin tespit edilmediği iddiasıyla yaptıkları itirazlar ve davacı...'ın tespite ilişkin itiraz üzerine, Kadastro Komisyonu 766 sayılı Kanunun 29. maddesi hükmünce yetkisizlik kararı vererek tutanak ve eklerini kadastro mahkemesine göndermiştir. Mahkemece, davacı ... İdaresinin davasının kabulüne ve dava konusu 871 parselin tesbit harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ...... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapulama tesbitine itiraz niteliğindedir. Mahkemece 6831 sayılı Orman Kanununun muvakkat 1. maddesi uyarınca hüküm kurulmuş ise de, sözü edilen madde, 23.09.1983 gün ve 2896 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun hükümleri uyarınca taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının usulen araştırılarak belirlenmesi zorunlu bulunmaktadır.Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları kanunda gösterilmiştir.Mahkemece öncelikle; ilgili yerlerden eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile çekişmeli taşınmazı tüm komşu parselleri ile birlikte gösterir orijinal kadastro paftasının bir sureti getirtildikten sonra çekişmeli taşınmaza ve komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile kesinleşmiş iseler, oluşum nedenini de gösterir tapu kayıtları, itirazlı iseler, dava dosyaları ve çekişmeli 871 parsel sayılı taşınmazın dayanağı, Mart 326 tarih, sıra 270 cilt 1, sayfa 90-91, Mart 326 tarih, sıra 274 cilt 1, sayfa 90-91, Mart 326 tarih, sıra 275 cilt 1, sayfa 90-91, Şubat 325 tarih, sıra 314, cilt 1, sayfa 113, Nisan 926 tarih, sıra 129, Nisan 926 tarih, sıra 130 ve Ocak 939 tarih, sıra 1, cilt 2, sayfa 63 numaralı tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilmeli, bu tapu kaydının kadastro sırasında dava konusu parsel dışında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise bu parsellere ait kadastro tespit tutanak örnekleri ile kesinleşmiş iseler, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları itirazlı iseler dava dosyaları getirtilmelidir. Mahkemece, yukarıda belirtilen belgeler getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydı, yerel bilirkişi marifetiyle zemine uygulanmalı, tapu kaydı uyduğu takdirde taşınmazın öncesinde orman olup olmadığı da göz önünde bulundurularak 4785 sayılı Kanun hükümleri ve tapu kaydı tartışılmalı, dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içeriyor ve sınırda da eylemli orman var ise, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli, çekişmeli taşınmazın orman olduğunun tespiti durumunda Hazine adına, orman olmadığının tesbiti durumunda ise hak sahipleri adına tescil kararı verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Halil İbrahim Akkılıç mirasçısı ...'ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.