MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında .... ilçesi, .... köyü 80 parsel sayılı taşınmaz, 6280 m2 yüzölçümü ile tapu kaydına dayalı olarak, davalılar ... ve arkadaşları adına tespit edilmiştir.Davacı ..., taşınmazın tespitine itiraz etmiş, kadastro komisyonunca itirazı 16/01/1986 tarihli karar ile reddedilmesi sonrasında, taşınmazın tesbitinin iptali istemi ile dava açılmıştır. Mahkemece davanın reddine; 80, 85, 86 ve 87 sayılı parsellerin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/10/2002 gün ve 2002/4917 E. - 8430 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Karar başlığında davada taraf olanların gösterilmemiş olması bu kişilere tebliğini önlediği gibi kararın infazında da tereddüt doğurur. Bu nedenle, karar başlığında davaya dahil edilen davalıların gösterilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır." denilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyuduktan sonra, davanın reddine; 80, 85, 86 ve 87 sayılı parsellerin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmekle Dairece bozulmuştur. Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/03/2005 gün ve 2005/811 E. - 282 K. sayılı kararında özetle: "Mahkemece çekişmeli 80, 87 ve 85 parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanaklarının asılları dosyaya getirtilmeden hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca, çekişmeli 85, 86 ve 87 sayılı parseller ile aynı tapu kaydı içinde bulunmayan ve aralarında hukukî bağlantı bulunmayan 80 sayılı parsele yönelik dava ile bu davanın birleştirilmesi de doğru değildir.Çekişmeli 80 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; öncelikle; bu taşınmaz ile 45, 70, 76, 77, 78 ve 81 sayılı parsellere revizyon gören tapu kaydının, çekişmeli 86 ve 85 parseller revizyon gören tapu kaydından farklı olduğu ve tarafların aynı olmadığı gözönüne alınarak bu parsele yönelik olarak Hazinenin açmış olduğu davanın bu dosyadan tefrik edilmesi ve aynı tapu kaydı içindeki taşınmazlara yönelik derdest dava bulunması halinde bu dosyaların birleştirilmesi gerektiği düşünülmelidir. Daha sonra ise; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, gerek her parsel bir bütün olarak gerekse aynı kayıttan gelme taşınmazlar bir bütün sayılarak çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak keşif sonucunda dava konusu olan taşınmazın, kamu malı niteliğinde olmadığı saptandığı takdirde bu taşınmaza revizyon gören Şubat 1933 tarih ve 55 nolu tapu kaydı (42 dönüm yüzölçümlü, Kuzeyi ..., Doğusu ..., Güneyi ..., Batısı ..... ile sınırlı olan), mahkemece mahallinde yapılacak keşifte, yerel bilirkişiler ve; tarafların gösterecekleri tanıklardan sorularak usûlüne uygun olarak uygulanmalı, çekişmeli taşınmazı kapsadığı belirlendiği takdirde, bu taşınmazın güney yönden ormana hudut olduğu ve tapu kaydının hudutlarının değişebilir olduğu, bu nedenle tapunun ancak miktarı ile geçerli olabileceği göz önüne alınmalıdır. Buna göre, tapu kaydı, 3402 sayılı Kanunun 20/c, 21 ve 32/3 maddeleri gereğince sabit sınırdan başlanmak sureti ile yöntemince zemine uygulanarak yüzölçümü kadar kapsamı belirlenmeli, kayıt miktar fazlasının ormandan açıldığı gözönünde bulundurularak karar verilmelidir." denilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, ..... Yönetimi, taşınmazın orman vasfıyla ... adına tescili talebiyle davaya müdahil olmuştur. Mahkemece, 80 sayılı parsel yönünden ayırma kararı verilerek yeni esasa kayıtla yapılan yargılama sonucunda; ... ve ..... Yönetiminin davasının kabulüne, 80 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 10/09/1973 - 10/10/1973 tarihleri arasında ilân edilen tapulama çalışmaları vardır. Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla, bozma kararında değinilen hususlar yönünden, lehine bozma yapılan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşmaktadır. Hükmüne uyulan Dairemizin 24/03/2005 gün, 2005/811 E. - 3282 K. sayılı bozma karararında, kök tapu kaydının uygulanması, kapsamının ve miktar fazlası var ise belirlenmesi istenmesine rağmen, mahkemece yapılan keşifte tapu kaydının uygulanmadığı, istenilen hususların yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu nedenlerle; dayanak Şubat 1933 tarih ve 55 nolu tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ve varsa harita ve krokileri, kadastro sırasında revizyon görmüş ise revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları ile revizyon gördüğü parselleri ve dava konusu taşınmazı bir arada gösterir birleşik kroki ile bunları dıştan çevreleyen sınır ve yakın komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları varsa tespitlerine dayanak alınan belgelerin, davalı iseler dava dosyaları getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında bir fen bilirkişi yardımıyla yapılacak keşifte, dayanak tapu kaydı yerel bilirkişiler ve tanıklar yardımı ile komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarından da yararlanılarak yöntemince gereği gibi zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C, 21 ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı, miktar fazlası bulunup bulunmadığı tam olarak belirlenmeli, bilirkişiden keşfi izleme olanağı veren krokili rapor alınmalı, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki hukukî değerini yitirip yitirmediği değerlendirilmeli ve tapu kaydının değişir sınırlı ve miktar fazlası olduğu anlaşılır ise şimdi olduğu gibi, tapu kaydının miktarıyla geçerli kapsamında bulunduğu, bir başka anlatımla tapu kaydı miktar fazlası olmadığının anlaşılması halinde ise uzman orman bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda 1955 yılı hava fotoğraflarında orman olarak belirtilen ve fen bilirkişi tarafından (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik davanın kabulüne, aynı hava fotoğraflarında orman sayılmayan yer olarak bildirilen (B) harfli kısmına yönelik davanın ise reddine karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılardan ...'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.