Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6135 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8184 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... vekilinin Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 25/10/2005 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; .... Köyünde yapılan kadastro çalışmalarında ..... mevkinde bulunan yaklaşık 20 dönüm arazinin bir kısmının orman tahdidi içinde bırakılmış olduğunu sonradan öğrendiklerini, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu uyarınca verilmiş tapu kaydı bulunduğunu belirterek, 1 ada 59 parsel olarak tevzi edilmiş yaklaşık 20 dönüm taşınmazın orman tahdidinin iptalini talep ve dava etmiştir.Asliye Hukuk Mahkemesince; yargılama devam ederken dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede arazi kadastro çalışmalarının yapıldığı ve dava konusu taşınmaza 163 ada 153 parsel olarak kadastro tutanağı tanzim edilerek malik hanesi boş bırakılmak sureti ile tutanak aslının ... Kadastro Mahkemesine devredildiği gerekçesiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27. maddesi gereğince 26/02/2007 gün ve 2005/292- 2007/61 sayılı görevsizlik kararı verilerek, dava dosyası kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro Mahkemesince; dava konusu olan kısmın arazi kadastrosu sırasında parsel numarası almayıp orman tahdidi içerisinde kaldığı, davacıların davalarının 163 ada 153 parsele ilişkin olmadığı gibi bu parselin zaten davacı adına tespit görmesi gerektiği, davacı tarafın davasının bu anlamda orman kadastrosunun iptaline ilişkin olduğu, .... köyünde 1995 yılında yapılan orman kadastrosunun 04.10.1995 tarihinde ilân edildiği, yine 20 nolu .... Kadastro Komisyonu tarafından yapılan 2/B çalışmalarının da 26.07.1996 tarihinde ilân edildiği, davacı tarafın davasını 25/10/2005 tarihinde açtığı, kadastro mahkemesine dava açma süresi olan 6 aylık sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle 13/04/2009 gün ve 2007/647- 2009/267 sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine dosyanın merci tayini için Yargıtaya gönderilmesine karar verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22/04/2010 gün ve 2010/589 - 2010/3806 sayılı kararı özetle “dava tapuya dayalı 10 yıllık süre içinde açılan orman tahdidinin iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar, 4753 sayılı Kanuna dayalı tapulu arazilerinin bir bölümünün arazi kadastrosu sırasında adlarına tespit gördüğünü, bu tespite itirazlarının bulunmadığını, diğer bölümünün ise orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, orman tahdit sınırları içinde kalan bölümle ilgili olarak tahdidin iptali ile adlarına tescilini istemiştir. Dava, arazi kadastrosu sırasında davacılar adına tespit gören 163 ada 153 nolu parsele yönelik değil, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen bölüm hakkında, eski tapuya dayalı olarak orman tahdidinin iptali ve tescili istemine yöneliktir. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerekir “ şeklindedir.Asliye Hukuk Mahkemesince, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1951 yılında 4753 sayılı Kanun gereğince çiftçiyi topraklandırma uygulaması yapılmıştır. 27.06.1996 tarihinde ilân edilip dava tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 4999 sayılı Kanuna göre yapılan ve 01.08.2007 tarihinde ilân edilip kesinleşen fennî hataları düzeltme çalışması vardır.Mahkemece, teknik bilirkişi raporlarında (I) harfi ile işaretli 6186,70 m2 yüzölçümlü çekişmeli taşınmaz hakkında 1966 yılı memleket haritası incelenmek suretiyle, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, üzerinde kızılçam ağaçlarının bulunduğu, eğiminin % 8-10 olduğu açıklanmak suretiyle davanın reddine karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; incelendiği bildirilen 1966 yılı memleket haritasının yapımına esas alınan hava fotoğrafları incelenmemiş, dairenin 07/11/2014 günlü geri çevirme kararı ile hava fotoğrafları incelenerek ek rapor hazırlanması gereğine işaret edilmişse de; rapora hava fotoğrafı eklenmemiştir. Memleket haritasında ise çekişmeli taşınmazın bir bölümünün ormansız açık alanda kaldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişiler taşınmazda 30-50 yaşlarında, orta kapalılıkta kızılçam ağaçları olduğunu açıklamışlardır. Ancak taşınmaz davacının tutunduğu, 20000 m2 yüzölçümünde, tarla niteliğindeki Ocak 1952 tarih 102 numaralı toprak tevzi yoluyla oluşan tapu kaydı kapsamında olup, bu kayıt 13501 m2 yüzölçümlü 163 ada 153 sayılı parsele revizyon görmüştür, davacı aradaki fark kadar kısmın sınırdaki 370 ada 1 sayılı parsel numaralı orman parselinde kaldığı iddiasıyla bu davayı açtığına göre, bu durumda çekişmeli taşınmazın evveliyatı itibarıyla orman olup olmadığının tespiti için, gerçeğin bir resmi olan ve özel stereskop aletiyle incelenmesi gereken en eski tarihli hava fotoğraflarındaki konumunun belirlenmesi önem kazanmaktadır.Bu nedenle; mahkemece, 1966 yılı memleket haritasının yapımına esas alınan hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ..... (.....) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, üzerinde bulunan ağaçların sayısı, yaşı, cinsi, taşınmazdaki dağılımı ziraat uzmanı tarafından incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dosyaya eklenmeli, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişileri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmaz orman sayılan yerlerden değil ise; dayanılan tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ve krokisi ile birlikte .... Müdürlüğünden getirtilip 3402 sayılı Kanunun 20/c ve 32/3 maddeleri gereğince uygulanmalı, uygulamada çevre taşınmaz kayıtlarından da yararlanılmalı, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, davanın konusu olmayan 153 sayılı parselin kadastro tutanak aslı olağan yollarla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmeli, bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 22/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.