Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6134 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8156 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, 30.12.2011 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği .... köyünde bulunan yaklaşık 5 dönüm ve 15 dönüm yüzölçümündeki taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; taşınmazlardan biri hakkında mahkemenin 2005/1 - 2009/109 sayılı dosyasında, davacının babası ... tarafından aynı hukukî sebebe dayanılarak açılan ve Yargıtay incelemesinden geçen tescil davasında, taşınmazın .... Irmağı yatağında bulunması nedeniyle davanın reddine dair karar verildiği, bu taşınmaz açısından kesin hüküm bulunduğu; diğer taşınmaz yönünden ise her iki taşınmaz için aynı yolda beyanda bulunan ve taşınmazların bugüne kadar davaya konu olmadığını belirten, davacı ile aynı köyde yaşayan tanıkların dava konusu yerin önceden başka bir davaya konu olduğunu bilmemelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle tanıkların diğer beyanlarına da itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1972 yılında yapılmış olup, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve hükme esas alınan uzman bilirkişi raporu ile Dairenin 06/03/2014 günlü geri çevirme kararı üzerine hazırlanan ek raporda, çekişmeli taşınmazların ve daha önce, dere yatağında kalması nedeniyle davası reddedilen, mahkemenin 2005/1 (bozmadan sonra 2010/189) sayılı dosyasında davaya konu olan taşınmazın çekişmeli taşınmaz ile aynı yer olup olmadığının denetlenebilmesini teminen bilirkişi raporunda her iki taşınmazın bir arada gösterilmesi zorunlu olduğu halde bu hususun yerine getirilmemiş olduğu, kaldı ki Dairemizin iade kararı sonrası dosyaya konulan uzman bilirkişi ek raporunda da herhangi bir kroki çizilmeksizin, kesinleşen dosyada davalı olan taşınmazla temyize konu taşınmazın farklı yerler olduğunun bildirildiği ancak rapor ekinde kroki bulunmadığından denetleme imkanının olmadığı görülmüştür. Eksik ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.O halde mahkemece, daha önceki keşiflerde görev almamış bir orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı, bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve bu haritanın yapımına esas alınan hava fotoğrafları ve yine davanın açıldığı 2011 yılından geriye doğru 15-20 yıl öncesini gösterir memleket haritaları ve hava fotoğrafları getirtilerek, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilmeli, çekişmeli taşınmazların her biri ve kesinleşen 2010/189 sayılı davaya konu taşınmazın bu haritalardaki konumu belirlenmeli, komşu parsellere ait tespit tutanakları ve varsa dayanağı kayıtlar getirtilip çekişmeli taşınmazların yönünü ne olarak gösterdiği ve taşınmazların arazi kadastrosu sırasında neden tescil harici bırakıldığı belirlenmeli, taşınmazların orman olmadığı, reddedilen davanın konusu olmadığı ve zilyedlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu anlaşıldığı takdirde, kim tarafından, ne şekilde zilyed edildiği, üzerindeki bitki örtüsü, ağaç yaşı, sayısı, dağılımı ve kapalılık oranı konusunda ziraat uzmanından rapor alınmalı, böylece toplanacak delillere göre karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.