MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RÇekişmeli .... köyü 101 ada 957 sayılı (45234 m2) parsel 2006 yılında yapılıp 16.05.2006-15.06.2006 tarihleri arasında ilân edilen kadastro çalışmasında 2/B madde uygulaması nedeniyle, zeytinlik niteliğiyle, 966 parsel ise orman niteliğiyle adına tespit edilmiştir.Davacı 14/06/2006 tarihli dava dilekçesi ile kendisine ait 139 ada 4 sayılı parselin 120 m2 olarak adına tespit gördüğünü ancak evveliyatında Kasım 1967 tarih 19 sıra nolu tapu kaydı ile babası .... oğlu ... adına 6016 m2 yüzölçümü ile kayıtlı olduğunu, kesinleşmiş orman tahdit sınırları dışında, zeytinlik vasfı ile intikalen zilyet ve tasarruflarında olduğunu, orman tahdit sınırları dışında kalmasına rağmen, 101 ada 957 ve 966 sayılı parseller içine dahil edildiğini bildirerek davalı adına yapılan tespitin iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davacının tutunduğu Kasım 1967 tarih 19 numaralı tapu kaydının .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/07/1967 tarih ve 1967/248 - 554 sayılı ilâmıyla oluştuğu, davacının murisi ile davalı arasında görülen dava sonucunda ve öncesi orman olan yerde oluşması nedeniyle .... Yönetimini bağlamayacağı gerekçesiyle 101 ada 957 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın esastan reddine tespit gibi adına tesciline, 101 ada 966 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine ve tespit gibi adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman (2/B) sınırlaması ile tesbite itiraza ve tescile ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1966 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışmaları ile 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre; 2006 yılında 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon 2. madde ve 2/B madde uygulaması, dava sırasında 2010 yılında yapılan Ek- 4 kullanım kadastrosu vardır. Bu çalışmada 101 ada 957 parsel, 1040 ilâ 1047 sayılı parsellere ifraz edilmiştir.Uzman bilirkişi raporlarında, yörede seri bazda yapılan orman kadastro çalışmasının 26/11/1966 tarihinde kesinleştiği, davacının dayandığı tapunun .... Asliye Hukuk Mahkemesinde 03/04/1967 günü açılan dava sonucunda verilen 15/07/1967 gün ve 1967/248 - 554 sayılı kararla oluştuğu, davada Hazinenin taraf olduğu, .... Yönetiminin ise taraf olmadığı, 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde çalışmalarının 1979 yılında kesinleştiği, 2896 sayılı kapsamında 2/B çalışması yapılmadığı, 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamalarının 2006 yılında yapıldığı ve 16/05/2006 tarihinde ilân edildiği, eldeki davanın bu çalışmada 2/B niteliğiyle tutanak düzenlenen 957 sayılı parselin sınırlamasına itiraz niteliğinde olduğu vesüresi içinde 14/06/2006 günü açıldığı, dava devam ederken, yani henüz 2/B çalışması kesinleşmeden 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. maddesiyle kullanım kadastro çalışmaları yapıldığı ve bu çalışmada, dava konusu 957 sayılı parselin 101 ada 1040 ile 1047 sayılı parsellere ifraz edildiği, davacının tapu kapsamında ve kendi kullanımında olduğunu iddia ettiği toplam 6128,79 m2 taşınmazın bir bölümünün 1043 sayılı parselde, (dava dışı ... kullanımında); bir bölümünün 1047 sayılı parselde (kullanıcısı olmayan, çalılık, kayalık niteliğinde) kaldığı, yalnızca (C) harfi ile gösterilen 119,79 m2 kısmın 139 ada 4 s ayılı parsel olarak davacı adına tespit edildiği açıklanmaktadır.Davacı ... 966 numaralı orman parseline de dava açmışsa da, 966 sayılı parselin taşınmazlarla bir ilgisinin olmadığı gibi davanın keşif sonunda alınan imzalı beyanı ile bu parsele ilişkin açtığı davadan feragat ettiği yine dayanılan Kasım 1967 tarih 19 sıra numaralı 6016 m2 yüzölçümlü tapu kaydının gittisi olarak gösterilen 495 numaralı orman parselinin de taşınmazlarla ilgisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, dayanılan tapu kaydının, öncesi orman olan yerde oluştuğu ve taraf olmayan .... Yönetimini bağlamayacağı gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de; tapu kaydı uygulaması soyut ve yetersiz olup, dosyaya getirtilen tescil krokisi de şekil itibarıyla çekişmeli taşınmazlara benzememektedir, yine fen bilirkişi raporlarında kullanım kadastrosu sonucu oluşan 1040 ilâ 1047 sayılı parsellerin paftasının da zeminle ve 2/B paftasıyla uyumsuz olduğu açıklanmıştır. Bu durumda dava edilen taşınmazların tam olarak hangi parsellerde kaldığı konusunda tereddüt oluşmuştur. Bu durumda mahkemece, dayanılan tapu kaydı ve dayanağı tescil krokisi önceki keşiflerde görev almayan fen bilirkişiler tarafından yeniden etraflıca uygulanmalı ve uygulama kroki üzerinde gösterilmeli, tapu kaydının taraf olmayan .... Yönetimini bağlamasa da, Hazineyi bağlayacağı; düşünülmeli çekişmeli taşınmazların hangileri olduğu kesin olarak belirlendikten sonra, tapu kaydı kapsamında kalan parseller davalı hale getirtilmeli, lehine kullanım şerhi verilen kişiler davaya dahil edilmeli, 957 sayılı parselin davaya konu olmayan ve diğer itiraz parsellerinin kadastro tutanak asılları olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmeli, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.