Taraflar arasındaki orman sınırlamasına itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Hakkı ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:Davacı, Hakkı ve arkadaşları tarafından, 12.11.2004 tarihinde kadastro mahkemesinde davalı Orman Yönetimi aleyhine açılan davada, aslında orman sayılan yerlerden olmayan ve Ç......Köyü 165 tahrir nolu vergi kaydı kapsamında bulunan taşınmazın, orman kadastro komisyonunca; yanlışlıkla orman sınırlan içine alındığını, işlemin iptali ile taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmasını istemişlerdir. Mahkemece süresinde açılmayan davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine karar verilmiş, hüküm davacılar Hakkı ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, orman kadastrosu; 1989 yılında yapılmış ve sonuçları 9.6.1994 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. Daha sonra, Ç...........Köyü sınırları içinde bulunan ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 5.11.2003 gün ve 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 9/7. maddesi uyarınca "aplikasyon, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü ve fenni hatalar'ın düzeltme işlemleri yapılarak, sonuçları 28.10.2004 tarihinde ilan edilmiş, temyize konu dava, işte bu işlemlere karşı askı ilan süresi içinde 12.11.2004 tarihinde açılmıştır.Sözü edilen 6831 sayılı Yasanın değişik 9/7. maddesi ile "kadastro komisyonlarınca yapılan düzeltmelerin 10. maddeye göre ilan olunacağı, ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması amacıyla sulh hukuk mahkemesine dava açılamadığı takdirde, yapılan düzeltmenin kesinleşeceği, düzeltmelerde 11. maddedeki hak düşürücü sürenin aranmayacağı" hükmü getirilmişir. Açıklanan şu duruma göre, temyize konu dava, düzeltme işlemine karşı otuz günlük askı ilan süresinde açıldığından, davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesine aittir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde bulundurulacağından mahkemece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 10.5.2005 günü oybirliğiyle karar verildi.