Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 61 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 15198 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:Davacı, A... Köyünde zilyetliğinde bulunan taşınmazın, yörede 19.11.2003 tarihinde ilk kez yapılan ve 30.04.2004 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu sırasında, kadastro komisyonu tarafından orman sınırları içine alındığını, işlemin iptali ile taşınmazın tamamının orman alanı dışına çıkarılmasını istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, A=2022 m21ik taşınmazın orman sınırları dışına çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde zilyetliğe dayanılarak açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.1-Davaya konu ta??ınmaz, 2/B madde alanı olarak Hazine adına orman rejimi dışına çıkartıldığına göre; yasal hasım konumunda olan Hazine'nin, davaya dahil edilip, taraf oluşturulduktan sonra davanın esası hakkında hüküm kurulmamış olması isabetsizdir.2-Diğer taraftan, yapılan araştırma ve inceleme de yetersizdir. 6831 sayılı Yasa'nın 11/1. maddesinde "orman kadastro komisyonlarınca sınırlama ve 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerin altı aylık askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde itiraz edebilecekleri" hükmü bulunduğu, yasa metninde geçen "hak sahibi" ya da "sahiplik" kavramından ne anlaşılması gerektiği, orman kadastrosunun yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve bu davada uygulanması gereken 02.09.1986 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliği'nin 20/j ve 21. maddeleri ile dava sırasında 15.07.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliği'nin 23/j ve 24. maddesinde açıklanmış olduğundan herhangi bir belgeye dayanmayan ya da orman kadastro tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde yazılı koşulları taşımayan davacı zilyetliğinin (somut olayda davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 3-5 yıl olduğu bildirilmiştir) korunmaya değer ve yasada öngörülen "hak sahibi" olmaya ve dolayısıyla davacı kişiye orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda aktif davacı olma sıfatı verip vermeyeceği öncelikle düşünülmeli, davanın esasının incelenmesine karar verilmesi halinde mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasa'nın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi'nin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasa'nın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılmayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı;6831 sayılı Yasa'nın 17/2. maddesi koşulları olan taşınmazın orman içi açıklığı olup olmadığı, orman bütünlüğünü bozup bozmadığı araştırılmalı, bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetimi'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 15.01.2007 günü oybirliğiyle karar verildi.