MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında, davaya konu ..... köyü 169 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 10796,10 m2 yüzölçümünde tarla niteliği ile ..... köyü tüzel kişiliği, 169 ada 2 parsel sayılı taşınmaz 179708,66 m2 yüzölçümünde orman niteliği ile adına tespit edilip itirazsız kesinleşmekle 23/3/2000 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.Davacılar, davaya konu taşınmazın 169 ada 1 parsel ile 169 ada 2 sayılı parselin bir bölümü olduğunu, köy tüzel kişiliği ve ile ilgisinin bulunmadığını ve tarım arazisi olduğunu miras bırakanları .....'nin bu taşınmazı, Hazineden satın almak suretiyle 21/10/1943 tarihli ve 21392 m2 yüzölçümündeki tapu ile malik olduğunu, ölünce kendilerine kaldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/11/2010 tarih ve 2010/12412 E. - 2010/13479 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Davacıların dayandığı 21392 m2 yüzölçümü ve arsa niteliğindeki 21/10/1943 tarih 20 numaralı tapu kaydı ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ve varsa krokisi ile birlikte tapu müdürlüğünden getirtilmeli, tapunun davacıların miras bırakanını satışı yoluyla oluşturulduğu tarihte mallarının satışına ilişkin bulunan yürürlükteki kanun araştırılıp incelenerek, tapunun edinme nedeninde yazılı satış sözleşmesinin geçerli olup olmadığı araştırılmalı, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalıdır.Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılmamıştır. Bir yerde orman kadastrosu yapılmışsa; kural olarak, o yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de, köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Çünkü, 3116 sayılı Kanun sadece devlet ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen tahdit harita ve tutanakları sınır dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukukî durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar ile 05.11.2003 gün 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş ve iade koşulları kanunda gösterilmiştir.Yapılan araştırmada yörede kesinleşen orman kadastrosu olduğu anlaşılırsa, orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman kadastro haritası örneği getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında halen ..... (.....) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6831 sayılı ..... Kanununa Göre ..... Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ..... Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “..... sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ..... Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.Araştırma sonucu kesinleşen orman kadastrosu bulunmadığı anlaşılırsa, komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, uzman orman yüksek mühendisi ve fen elemanı marifetiyle keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönünden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.Dayanak tapu kaydının hududunda gösterilen yerlerin kadastro sırasında ne olarak tespit edildiği ve paftada ne şekilde gösterildiği, kişi taşınmazlarının hangi çap ve hangi parsel numarası aldığı saptanarak, yerel bilirkişiler ve fen ehli marifetiyle ile çevre parsellerin dayanakları ile denetlenerek, krokisi var ve uygulanabilir ise, 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesi gereğince krokiye itibar edilerek, sabit sınırdan başlamak suretiyle kroki yöntemince zemine uygulatılmalı, dayanak tapu kaydının krokisi yok ise, değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, dayanak tapudan revizyon görüp de hakkında dava açılmadan kesinleşen parseller varsa bu taşınmazlar da gösterilerek kroki çizdirilmeli, asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli; tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.] denilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı vekili 22/10/2012 havale tarihli dilekçesiyle dava konusu taşınmazlara ek olarak .... köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazıda dava konusu ettiklerini belirterek ıslah etmiştir.Mahkemece, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. ... köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik hükümlerine göre yapılıp 05/09/2008 - 06/10/2008 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu, ..... köyünde 3402 sayılı Kanun 4. maddesine göre yapılıp 22/02/2000 - 22/03/2000 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu bulunmaktadır.1) Davacı gerçek kişiler tarafından 169 ada 2 ve 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden;İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiğine ve bozmadan sonra da ıslah yapılamıyacağına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı gerçek kişiler tarafından 169 ada 2 ve 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu taşınmazlara ilişkin kısmının onanmasına karar vermek gerekmiştir.2) Davacı gerçek kişiler tarafından 169 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, dava konusu 169 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz, tarla vasfıyla köy adına tapuda kayıtlı olup, taşınmaz yönünden orman araştırması yapılarak, orman olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Fakat mahkemece, davacı gerçek kişilerin dayandığı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri, varsa revizyon kayıtları ve krokisi getirtilmemiş ve dört sınır itibarıyla taşınmaza uyup uymadığı tam olarak saptanmamıştır.Bu nedenle, mahkemece davacı gerçek kişilerin dayandığı tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren denetlemeye elverişli, birbirini takip eden ve bilgisayarda yazılı ve iktisap sebeplerini belirtir şekilde tüm geldi ve gittileri ve varsa krokisi, ilçe tapu müdürlüğünde bulunamaması halinde .... Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığından getirtilmeli, dayanak tapu kaydına dayanılarak açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilmeli, davacı gerçek kişilerin kayıt maliki ya da malikleri ile akdî, irsî ilişkisi saptandığı takdirde dayanılan tapu kaydının dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği, tapu ve ilgili kadastro müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanakları kayıtlar kadastro ve tapu müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden tanık bilgisine başvurulmalı, uzman bilirkişiden keşfi denetlemeye imkan verecek şekilde rapor alınmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tereddütsüz şekilde tespit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise, dava konusu 169 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi şayet dayanak tapu kaydı taşınmaza uymuyor ise davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle eksik araştırma ve incelemeye dayanarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişilerin 169 ada 2 ve 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu parseller yönünden hükmün ONANMASINA, 2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişilerin 169 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 169 ada 1 parsele ilişkin olarak hükmün BOZULMASINA 17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.