MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ..., ..., katılan ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... 22.09.2006 günlü dava dilekçesiyle; kadastro çalışmaları sırasında 250 ada 683 nolu parselin murisi..... adına tespit edildiğini, bu taşınmaz yanında murisine ve ...’ya ait yerler olduğu halde, bunların tespitinin yapılmadığını belirterek zilyetliklerinde olan taşınmazların ayrı ayrı murisi ve ... adına yazılmasını istemiş, ... davacının dilekçesinde belirttiği yerlerin adına tescili istemiyle 18.09.2009 günlü harçlı dilekçesiyle davaya katılmıştır. ...’in; vergi kaydı olan ve zilyetliğinde bulunan taşınmazlarının... Kasabası, .... Mahallesi 250 ada 731 nolu orman parseli içerisinde bırakıldığı iddiasıyla açtığı davalar 2006/657 esas sayılı ana dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece; davacı ...’in davasının kısmen kabulü ile .... Kasabası,...Mahallesi 250 ada 683 nolu taşınmaza (A2), (B2) ve (C) ile gösterilen kısımların eklenmesi sureti ile tapuya kayıt ve tescili mümkün olmadığından tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 250 ada 731 nolu parselin tespitinin iptali ile 29.04.2009 günlü fen bilirkişi raporunda (A2) ile gösterilen 5983,37 m², (B2) ile gösterilen 1378,78 m², (C) ile gösterilen 3455,07 m²'lik kısımların toplamından oluşan 10817,22 m²'lik bölümün .... mirasçıları adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (X2), (Y2), (A2), (B2), (C) ile gösterilen kısımlar ile 5 nolu krokide 3 numaralı yer olarak gösterilen kısımlar ayrıldıktan sonra 250 ada 731 nolu parselin 4435904,2 m² olarak orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, asli müdahil ...’nın davasının kısmen kabulü ile 250 ada 731 parselden ayrılmasına karar verilen (X2) ile gösterilen 1031,31 m²'lik kısım ve (Y2) ile gösterilen 1783,61 m²'lik kısmın toplamı olan 2814,92 m²'lik bölümün tarla niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen dosya davacısı ...’in davasının kısmen kabulü ile 250 ada 683 parselden ayrılmasına karar verilen 5 nolu krokide 3 numaralı yer olarak gösterilen 840,78 m²'lik bölümün tarla niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kroki 4'de (B) ile gösterilen kısım 250 ada 679 parsel içerisinde kaldığından tespit maliki davalı olarak gösterilmediğinden, bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacılar ..., ..., katılan ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle dairece bozulmuştur.Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.07.2011 tarih, 2011/4622 - 9344 sayılı bozma ilâmında özetle; “Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda “davacı ...’in davasının kısmen kabulüne, katılan ...’nın davasının kabulüne ve davacı ...’in davasının kabulüne” şeklinde karar oluşturulmuştur. Oysa, oluşturulup duruşma tutanağına geçirilerek okunan kararın, H.Y.U.Y. m.388’de belirtilen biçimde hüküm sonucunu içermesi gerekmektedir (H.Y.U.Y. md. 381.II; 388. II; 389; 489.II). Ayrıca, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda "davacı ...’in davasının kısmen kabulüne, katılan ...’nın davasının kabulüne ve davacı ...’in davasının kabulüne" dendiği halde, gerekçeli kararda “davacı ...’in, katılan ...’nın ve davacı ...’in davalarının kısmen kabulüne” karar verilerek çelişki oluşturulmuştur. Oysa, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t, 1991/7 E. – 1992/4 K.). Kadastro hâkimi doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda, davacı ...’in davasının kısmen kabulü ile... Kasabası,....Mahallesi 250 ada 683 nolu taşınmaza (A2), (B2) ve (C) ile gösterilen kısımların eklenmesi sureti ile tapuya kayıt ve tescili mümkün olmadığından tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 250 ada 731 nolu parselin tespitinin iptali ile 29.04.2009 günlü fen bilirkişi raporunda (A2) ile gösterilen 5983,37 m², (B2) ile gösterilen 1378,78 m², (C) ile gösterilen 3455,07 m²'lik kısımların toplamından oluşan 10817,22 m²'lik bölümün Yusuf Gültekin mirasçıları adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (X2), (Y2), (A2), (B2), (C) ile gösterilen kısımlar ile 5 nolu krokide 3 numaralı yer olarak gösterilen kısımlar ayrıldıktan sonra 250 ada 731 nolu parselin 4435904,2 m² olarak orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, asli müdahil ...’nın davasının kabulü ile 250 ada 731 parselden ayrılmasına karar verilen (X2) ile gösterilen 1031,31 m²'lik kısım ve (Y2) ile gösterilen 1783,61 m²'lik kısmın toplamı olan 2814,92 m²'lik bölümün tarla niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen dosya davacısı ...’in davasının kabulü ile 250 ada 683 parselden ayrılmasına karar verilen 5 nolu krokide 3 numaralı yer olarak gösterilen 840,78 m²'lik bölümün tarla niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kroki 4'de (B) ile gösterilen kısım 250 ada 679 parsel içerisinde kaldığından tespit maliki davalı olarak gösterilmediğinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacılar ..., ..., katılan ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmıştır.Mahkemece bozma ilâmına uyulduğu halde, gerekleri yerine getirilmemiştir. Dairenin yukarıda açıklanan bozma ilâmında, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda “davacı ...’in davasının kısmen kabulüne, katılan ...’nın davasının kabulüne ve davacı ...’in davasının kabulüne” şeklinde karar oluşturulmuştur. Oysa, oluşturulup duruşma tutanağına geçirilerek okunan kararın, H.Y.U.Y. m.388’de belirtilen biçimde hüküm sonucunu içermesi gerektiği (H.Y.U.Y. md. 381.II; 388. II; 389; 489.II) belirtilerek mahkemece izlenmesi gereken yol ayrıntılı bir biçimde açıklandığı halde, bozma sonrasında mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda “davacı ...’in davasının kısmen kabulüne, asli müdahil ...’nın davasının kabulüne ve davacı ...’in davasının kabulüne” şeklinde yine hüküm sonuucunu içermeyen karar oluşturulmuştur. Bozma kararına uyulmakla, taraflar açısından usûlî kazanılmış hak oluştuğundan bozma ilâmı gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunludur. Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilâmında belirtilen hususlar iyi irdelenip, istenilen hususlar titizlikle yerine getirilmelidir. Aksi uygulamaların 1982 Anayasası’nın 141. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5 ve 6. maddelerinde düzenlenen "yargılamanın makul sürede sunuçlandırılması" ilkesine aykırılık teşkil edeceği unutulmamalıdır. Bu nedenle;oluşturulup duruşma tutanağına geçirilerek okunan kararın, 6100 sayılı HMK'nın 297 (eski H.Y.U.Y. m.388’de) belirtilen biçimde hüküm sonucunu içermesi gerektiği (eski H.Y.U.Y. md. 381.II; 388. II; 389; 489.II, 6100 sayılı HMK 294 vd.). gözetilmeksizin kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de;dava konusu olmadığı halde dosyada davalı olarak tutanağı bulunan 250 ada 683 parsel sayılı taşınmaz hakkında olağan yollardan kesinleştirme işlemlerinin yapılması için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde tespit gibi tesciline şeklinde hüküm kurulması ve davacı ... tarafından dava konusu edilen fen bilirkişileri ... ve...'ın 29/04/2009 tarihli raporuna ekli 4 numaralı krokide, 4 ve 5A numaralı yerler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ..., ..., katılan ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde yatıranlara iadesine 31/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.