Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5800 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10384 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 28/05/2014 (Tavzih Kararı)NUMARASI : 2006/410-2006/579Taraflar arasındaki tavzih talebinin kabulü yönünde kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı Orman Yönetimi, Varsak beldesi 828 parsel sayılı 13650 m2 yüzölçümlü taşınmazın yörede 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini, davalıların elatmasının önlenmesini, taşınmaz üzerindeki bina ve her türlü tesisin kal'ini istemiş, mahkemece davaya dahil edilen Hazine vekili ise 27.04.2005 tarihli celseye katılarak 2/B niteliğindeki yerin Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin tapu kaydının iptaline, 08.03.2005 tarihli bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 6640 m2 bölümün orman niteliğiyle; (A) harfi ile gösterilen 7010 m2 bölümün 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ile davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.03.2006 gün ve 2126-3435 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "1) 828 sayılı parselin, 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bırakıldığı, 1976 yılında yapılan aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasıyla, 08.03.2005 tarihli müşterek bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 7010 m2 bölümünün Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, (B) harfi ile gösterilen 6640 m2 bölümünün ise, orman sınırları içinde aplike edilip 2. madde uygulamasına konu edilmediği, davalı tarafın 1946 yılındaki orman kadastrosundan önceye dayanan bir tapu kaydının bulunmadığı, çekişmeli parselin tapu kaydının 1963 yılında yapılıp 28.04.1971 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosunda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle A.. K.. adına oluştuğu, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki yer için, arazi kadastrosunda zilyetlikle oluşan tapu kaydının hukukî değerinin bulunmadığı, bu nedenle 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre orman sınırları dışına çıkarıldığı belirlenen bölümünün tapu sahibi adına çıktığından söz edilemeyeceği, (A) bölümünün de orman sınırı dışına çıkarılma işleminin kesinleştiği ve tarla niteliğiyle Hazine adına tescil edildiği, bu bölüme ilişkin Orman Yönetiminin dava açmakta hukukî yararının bulunmadığı gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, Orman Yönetiminin (A) harfli bölümüne, davalı gerçek kişilerin ise (B) bölümüne ilişkin tüm, davalı gerçek kişilerin (A) harfli bölümüne ilişkin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) Davalı gerçek kişinin (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin diğer temyiz itirazlarına gelince; çekişmeli parselin tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili için Orman Yönetimi tarafından dava açıldığı, tapu kaydı malikinin davalı gerçek kişiler olduğu, Hazinenin davalı sıfatı bulunmadığı halde, davanın Hazineye yaygınlaştırıldığı, Hazinenin davası olmadığı gibi, davaya katılma talebinin de bulunmadığı, kararda katılan sıfatıyla gösterilmesinin Hazineye taraf sıfatı vermeyeceği, bu bölüm için Hazine tarafından her zaman dava açılabileceği, Orman Yönetiminin taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin davası reddedildiğine göre, bu bölümün davalı gerçek kişiler üzerinde bırakılması gerekirken tapu kaydının iptali ve Hazine adına tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. " denilmiştir.Bozma kararı üzerine Hazine davaya müdahil olmuş, mahkemece, 23.11.2006 gün ve 410-579 sayılı kararla (B) bölümü yönünden verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, (A) harfi ile işaretli 7010 m2 bölümün tapusunun iptali ile 2/B niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04.10.2007 gün ve 7355-11896 sayılı kararıyla " önceki hükmün Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz itirazları reddedilerek Orman Yönetimi bakımından hükmün kesinleştiği, yeni hükümle de aleyhine bir karar verilmediği ve hükmü temyiz etmekte hukukî yararının bulunmadığı " gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ve hüküm kesinleşmiştir. Daha sonra Orman Yönetimi 06.09.2013 havale tarihli dilekçesiyle, çekişmeli taşınmazın krokisinin infaza elverişli olmadığı ve 545 ada 2 parsele tecavüzlü olduğunu bildirerek, (A) ve (B) bölümlerinin yüzölçümlerinin ve kimler adına tescil edileceğinin gösterilmesi istemiyle tavzih talep etmiş, mahkemece, yeniden bilirkişi raporu alınmışsa da; kesinleşen karara ve 08.03.2005 tarihli krokiye göre (B) harfi ile işaretli 6640 m2 bölümünün orman niteliği ile Hazine adına; (A) harfi ile işaretli 7010 m2 bölümünün 2/B şerhi ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kısmen kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan, kısmen de kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline, elatmanın önlenmesine ve kal’e ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1946 yılında 3116 sayılı Kanun hükmüne göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1980 yılında yapılıp 23.5.1980 tarihinde ilân edilen, aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması vardır. Mahkemece, 28.05.2014 günlü son celse açıklanan kısa kararda ve daha sonra yazılan gerekçeli kararda, "talebin kabulüne veya reddine" denilmeksizin, 08.03.2005 tarihli krokiye göre (B) harfi ile işaretli 6640 m2 bölümünün orman niteliği ile Hazine adına; (A) harfi ile işaretli 7010 m2 bölümünün 2/B şerhi ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, ancak gerekçeli kararın metin kısmında "...yeni keşif ve alınan rapor dikkate alınmadan kesinleşen sınırlara göre davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir" şeklindeki ibare ile anlam kargaşası yaratılmıştır.HMK'nın 305. maddesine göre, hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi durumunda tavzih istenebilir, ancak hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve borçların tavzih yoluyla sınırlandırılması, genişletilmesi ve değiştirilmesi mümkün değildir.Mahkemece, tavzih talebi üzerine 13.12.2013 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Sözü edilen rapor dosyada bulunmamakla birlikte, temyiz dilekçesindeki anlatımdan, daha önce hazırlanan ve hükme esas alınan 08.03.2005 tarihli krokideki sınırların ve yüzölçümünün değiştiği; (B) harfi ile işaretli 6306 m2 bölümün orman sınırı içinde, (A) harfi ile işaretli 7284 m2 bölümün 2/B alanında, (C) harfli bölümünün orman sayılmayan alanda kaldığı açıklanmıştır. Mahkemece bu durum gözönüne alınarak tavzih talebinin reddine veya kabulüne şeklinde hüküm kurulması gerekirken, önceki hükmü tekrar eder biçimde yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 15.06.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.