Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5794 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9978 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Muğla Kadastro MahkemesiTARİHİ : 15/10/2014NUMARASI : 2014/166-2014/22Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi, davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında Yaraş köyü, 140 ada 1 sayılı parsel miktar hanesi boş bırakılmak suretiyle, .. ada ..parsel sayılı 1335,64 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla ev ve ahır, . ada .... parsel sayılı 501,10 m² yüzölçümündeki taşınmaz, su arkı niteliğiyle, Ağustos 1986 tarih 3 nolu tapu kaydı ile 2116/2400 payının Z.. T.., 284/2400 payının ise, M.. T..'ya ait olduğu, ancak; kadastro mahkemesinin 2003/70 sayılı dosyasında dava konusu edildiğinden söz edilerek, M.. T.. ve Z.. T.. adlarına davalı olarak tesbit edilmiş; Kadastro mahkemesinin 2003/70 sayılı dosyasında; davacılar Zerin ve M.. T.. tarafından, kendilerine ait 1986 tarih ve 3 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kalan yaklaşık 3000 m² yüzölçümündeki taşınmazın, Yaraş köyünde yapılan ve 17.04.2003 tarihinde ilân edilen orman kadastrosunda, 1257, 1258, 1259, 1260 ve 1249 nolu orman sınır noktalardan oluşan orman sınır hattı ile Kavaklıdere I Devlet Ormanı olarak sınırlandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtıkları dava, kadastro mahkemesine devredilmiştir. Mahkemenin 20.05.2010 gün ve 2003/70-16 sayılı; Yaraş köyü, 159 ada 1 sayılı parselin 21539.62 m² yüzölçümüyle yine .. ada 3 sayılı parselin de tesbit gibi tesciline, .... ada 1 sayılı parselin 04.08.2008 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterdiği 751.69 m² kısmının ayrılarak orman niteliği ile Hazine adına tesbit ve tesciline karar verilmiş, davacılar vekili ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.12.2010 tarih ve 2010/12778 E. - 15539 K. sayılı kararı ile “orman kadastrosuna itiraz olarak açılan davanın daha sonra yörede arazi kadastro çalışmaları yapılması nedeniyle aynı zamanda arazi kadastrosuna itiraza dönüştüğü, davada Hazinenin taraf olması gerektiği, yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, dayanılan tapu kayıtlarının ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm ifraz ve gitti kayıtları ve ifraz haritalarıyla birlikte ilgili yönetimlerden getirtilmesi, Hazine ve Orman Yönetiminin taraf olmadığı ifrazların onları bağlamayacağı da düşünülerek, yine aslı 378 dönüm (347.282 m²) olan tapu kaydının komşu parsel kayıtlarından da yararlanılmak suretiyle ilk oluşturulduğu sınırlarla yerine uygulanıp yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi, Hazine ve Orman Yönetimi taraf olmadığından ifraz haritalarının taraf olmayanları bağlamayacağının düşünülmesi, çekişmeli parseller için malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit tutanağı düzenlendiğinden 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince lüzum görülen diğer delillerin de toplanması, 1947 ve 1953 yılında çekilen hava fotoğrafları esas alınarak 1/25000 ölçekli memleket haritası düzenlenip düzenlenmediği sorularak, varsa; getirtilip bir fen ve bir orman mühendisi yardımıyla dosyadaki diğer hava fotoğrafları ve memleket haritaları ile birlikte aynı ölçekte yerine uygulanıp, dava konusu taşınmazın bu fotoğraf ve haritalar ile kesinleşmemiş orman kadastro sınırına göre konumunun belirlenmesi, çekişmeli parsellerin tapu kaydının miktarıyla kapsamında kalsa dahi, 6831 sayılı Kanunun 1/F maddesinin somut olayda uygulanabilmesi için tarım arazisi olarak kullanılması gerektiği düşünülerek toplanan deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, daha sonra mahkemenin 2011/3 Esasına kaydedilmiştir. Y.. köyü, ..ada 12 sayılı parselin miktar hanesi boş bırakılmak suretiyle, Ekim 1986 tarih ve 11 sıra numaralı tapu kaydı ile Zerin Topuçu'ya ait olduğu, ancak; 2003/69 Esasta davalı olduğundan, 428 ada 1 sayılı parsel miktar hanesi boş bırakılarak, Haziran 2003 tarih 5 sıra numaralı tapu tapu ile Mehmet Dinler adına kayıtlı ise de, kadastro mahkemesinin 2003/68 esasında dava konusu edildiğinden söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Kadastro Mahkemesinin 2003/69 sayılı dosyasında; davacı Z.. T..; kadastro mahkemesinin 2006/77 sayılı dosyasında da davacı İsmet Yağlı, tapuya dayanarak, kendilerine ait taşınmazların 17.04.2003 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sınırları içinde bırakılmasına itiraz etmişler, dava görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarıldıktan sonra mahkemenin 2011/3 E. sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. 202 ada 7 parsel sayılı 14096,13 m² yüzölçümündeki taşınmaz, iki katlı kargir ev ve tarla niteliğiyle Ekim 1986 tarih 15 sıra numaralı tapu kaydı ile İsmet Yağlı adına tesbit edilmiş, daha sonra, kadastro mahkemesinin 2006/77 sayılı dosyasında davalı olduğu tutanak üzerine yazılarak malik hanesinin üstü çizilmek suretiyle davalı hale getirilerek, tutanak kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro mahkemesinin 2007/39 Esasına kaydedilen dava, mahkemenin 2011/33 E. sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. Kadastro mahkemesinin 2006/77 sayılı dosyasında; davacı İsmet Yağlı 21.02.2006 havale tarihli dilekçeyle, Ağustos 1291 tarih 1 numaralı sicilden gelen Ekim 1986 tarih 15 numaralı tapu kaydı kapsamındaki 17743 m² yüzölçümündeki taşınmazın 2.000 m² yüzölçümündeki bölümünün, Yaraş köyünde 08/05/2000 tarihinde başlanılan, 17/05/2002 tarihinde sonuçlandırılarak 17/04/2003 tarihinde ilân edilen orman kadastrosunda, 591 ilâ 597 nolu orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattı ile Devlet Ormanı olarak sınırlandırıldığı iddiasıyla, bu işlemin iptali ve orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle dava açmış, fen ve ormancı bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 202 ada 7 sayılı parsele sınır olan 3081,60 m² yüzölçümündeki taşınmazın devletleştirilen orman alanı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kadastro mahkemesinin 26.05.2010 tarih ve 2006/77 E. - 313 K. sayılı kararı, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.01.2011 tarih ve 2010/15036 E. - 590 K. sayılı kararı ile onandıktan ve karar düzeltme istemi de Dairenin 09.05.2011 tarih ve 2011/5845 E. - 5757 K. sayılı kararı ile reddedildikten sonra kesinleşmiştir. 2011/3 sayılı dosyada birleştirilerek görülen dava sonunda, bu kez; çekişmeli Yaraş köyü 159 ada 1 ve 3 sayılı parsellerin tesbitteki nitelikleri ve paylara göre M.. T.. ve Z.. T.. adlarına tapuya tesciline, 140 ada 1 sayılı parselin tesbitteki niteliği ve 22.291,31 m² yüzölçümüyle tesbitteki payları oranında Zerin ve M.. T.. adlarına tapuya tesciline, 140 ada 1 sayılı parselin krokisinde (A) harfi ile gösterilen 751,69 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğiyle Hazine, 428 ada 1 sayılı parselin 66.685,92 m² yüzölçümü ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, 199 ada 12 sayılı parselin 40.341,46 m² yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliğiyle Z.. T.. adına; 09.03.2012 günlü raporlarda (A1), (A2), (A3), (A4), (A5) ve (A6) ile gösterilen toplam 10.414,76 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, 202 ada 7 sayılı parselin 14.096,13 m² yüzölçümünde iki katlı kargir ev ve tarla niteliğiyle tesbit gibi İsmet Yağlı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi, Hazine ve davacılar Mehmet Dinler, Z.. T.. ve M.. T.. tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.12.2012 tarih ve 14268 E. - 14944 K. sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve orman kadastrosuna itiraz davası nedeniyle kesinleşmemiş orman kadastro tutanak ve haritaları ile eski tarihli memleket haritaları, hava fotoğraflarının, davacıların tutunduğu tapu kayıtlarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi ve fen elemanı bilirkişi raporlarıyla, Yaraş köyü, 159 ada 1 ve 3 sayılı parsellerin tamamı, 140 ada 1 sayılı parselin (B) ile gösterilen 22.291,31 m², 202 ada 7 sayılı parselin (B) ile gösterilen 14.096,13 m², 199 ada 12 sayılı parselin (B) ile işaretlenen 39.580,17 m² ve (C1), (C2), (C3), (C4), (C5), (C6), (C7), (C8) ve (C9) ile gösterilen toplam 761,23 m² yüzölçümündeki bölümlerinin, davacı tarafın tutundukları tesbit tutanaklarında da söz edilen tapu kayıtları kapsamında kaldıkları, orman sayılmayan yerlerden oldukları gibi orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldıkları, eylemli tarla niteliğinde oldukları saptanarak, yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Hazine ve Orman Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmazlara ilişkin hükmün onanması gerekmiştir. 2) İsmet Yağlı'nın 202 ada 7 sayılı parselin batısında bulunup, birleşen 2006/77 sayılı dosyada dava konusu edilen ancak hakkında tutanak düzenlenmeyen, fen bilirkişi Hüseyin Yavaş tarafından düzenlenen krokide (A) harfi ile gösterilen 3081,60 m² yüzölçümündeki bölümü ile, Hazine ve Orman Yönetiminin 202 ada 7 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; her ne kadar 202 ada 7 sayılı parselin batısındaki tutanak düzenlenmeyen (A) bölümünün 1947 yılı hava fotoğraflarında, beyaz renkli sıra halinde ağaç formu bulunan alanda, 1960 basımlı memleket haritasında tarım alanlarına bitişik üzerinde münferit ibreli ağaç sembolleri bulunan tarım alanı alarak nitelendirildikleri, 1978 yılı memleket haritasında aynı şekilde görüldüğü, 1996 yılı memleket haritasında üzerinde ibreli ağaç bulunan yeşil renkli orman alanında bulunduğu, eylemli olarak, sıra halinde 60-80 yaşında kızılçam ağaçları ile diğer bölümlerinde 20-40 yaşında tam kapalı kızılçam ağaçları bulunduğu, dayanılan tapu kaydı kapsamında kaldığı, bu haliyle 6831 sayılı Kanunun 1/F maddesi gereğince orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmişse de, bu bölümün orman olarak sınırlandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.05.2010 tarih ve 2006/77 E. - 313 K. sayılı kararının İsmet Yağlı'nın temyizi üzerine, temyiz itirazı reddedilerek Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.01.2011 tarih ve 2010/15036 E. - 590 K. sayılı kararı ile onandıktan ve karar düzeltme istemi de 09.05.2011 tarih ve 2011/5845 E. - 5757 K. sayılı kararı ile reddedildikten sonra kesinleştiği, çekişmeli 202 ada 7 sayılı parselin ise orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı gibi öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek, 202 ada 7 sayılı parselin İsmet Yağlı adına tapuya tesciline, tesbit tutanağı düzenlenmeyip, orman sayılan yerlerden olduğuna ilişkin kesin hüküm bulunan, (A) harfi ile gösterilen bölümü ile ilgili hüküm kurulmamasında isabetsizlik bulunmadığından, davacı İsmet Yağlının (A) harfi ile gösterilen bölüme, Orman Yönetimi ve Hazinenin de 202 ada 7 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmazlara ilişkin hükmün onanması gerekmiştir. 3) Davacı Zerrin Topçu'nun çekişmeli 199 ada 12 sayılı parselin krokisinde A (A1, A2, A3, A3, A4, A5 ve A6 ile gösterilen 10414,76 m² yüzölçümündeki bölümlerine, M.. T.. ve Z.. T..'nun 140 ada 1 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 751,69 m² yüzölçümündeki bölümlerine, Mehmet Dinler'in ise 428 ada 1 sayılı parsellerin tamamına yönelik temyiz itirazlarına gelince; 140 ada 1 sayılı parselin (A) bölümünün 1947 yılı hava fotoğraflarında, beyaz renkli ya da münferit ağaçların bulunduğu açık alan olarak nitelendirildiği, 1960 yılı basımlı memleket haritasında tarım alanlarına bitişik üzerinde her hangi bir bitki örtüsü bulunmayan tarım alanı alarak nitelendirildiği, 1978 yılı memleket haritasında aynı şekilde görüldüğü, 1996 yılı memleket haritasında köy toplu tarım alanlarına bitişik, üzerinde münferit yapraklı ağaç formu bulunan beyaz renkli açık alanda kaldığı, 1992 yılı hava fotoğraflarında üzerinde münferit ağaç formları bulunan açık renkli alan olduğu, eylemli olarak 140 ada 1 sayılı parselin (A) bölümünün % 5-10 eğimli, üzerinde 21 adet 15-50 yaşlarında çam ağaçları bulunduğu bildirilmiştir. Bu haliyle 140 ada 1 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 751,69 m² yüzölçümündeki bölümünde, sıra ve küme halinde çam ağaçları bulunduğu söylenmişse de, ağaçların sayısı ve bu bölümün yüzölçümü gözetildiğinde, kapalılığın tam olduğu anlaşılmaktadır. 140 ada 1 sayılı parselin bu bölümünün 3116 sayılı Kanunun yürürlüğü döneminde orman sayılmayan yerlerden olduğu, 4785 sayılı Kanun ile devletleşen yerlerden olmadığı gibi, eylemli durumu itibariyle 6831 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği dönemde de Kanunun 1/F maddesi gereğince devlet orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Birleşen 2003/69 sayılı dosyada 24.09.2004 tarihli keşif sonucu orman mühendisi ve fen bilirkişi tarafından müşterek düzenlenen 21.02.2011 tarihli raporda; 199 ada 12 sayılı parselin A (A1, A2, A3, A3, A4, A5 ve A6) ile gösterilen toplam 10.414,76 m² bölümünün 1947 ve 1999 yılı hava fotoğraflarında, batı ve kuzeyinde küçük bölümleri üzerinde münferit ağaç formları bulunduğu, hafif açık renkli geriye kalan bölümlerinin köy toplu tarım alanlarına bitişik, üzerinde bitki örtüsü bulunmayan açık alanda kaldığı, 1960 yılı memleket haritasında batısında küçük bir bölümünde ibreli ağaç rumuzu bulunduğu, diğer bölümlerinin köy toplu tarım alanlarına bitişik üzerinde bitki örtüsü bulunmayan alan olarak nitelendirildiği, 1978 yılı memleket haritasında köy toplu tarım alanlarına bitişik üzerinde bitki örtüsü bulunmayan açık alan olarak nitelendirildiği, 1996 yılı haritasında ise üzerinde küçük ibreli ağaç sembolü bulunan yeşil ile renklendirilen alanda; amenajmanda ÇBÇz sembollü alanda kaldığı, üzerinde halen 60-70 yaşında münferit kızılçam ağacı ile alt tabakada 20-40 yaşlarında kızılçam ağaçlarının bulunduğu, çevresinde devlet ormanlarında aynı nitelikte çam ormanı olduğu, eğimin %5-10 arasında olduğu bildirilmiş, taşınmazın kadastro tesbitinde uygulanan tapu kaydının kapsamında kaldığı belirlenmiştir. Bu haliyle 199 ada 12 sayılı parselin A (A1), (A2), (A3), (A3), (A4), (A5) ve (A6) ile gösterilen 10.414,76 m² yüzölçümündeki bölümünün 3116 sayılı Kanunun uygulandığı dönemde devlet ormanı niteliğinde olmadığı gibi 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği dönemde münferit çam ağaçları bulunan tarım alanı olması nedeniyle devletleşen yerlerden olmadığı, 6831 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği dönemlerde yine üzerinde münferit çam ağaçları bulunan tapulu tarım alanı olduğu, bu nedenle 6831 sayılı Kanunun 1/F maddesi gereğince Devlet ormanı sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Birleşen 2003/69 sayılı dosyada; 24.09.2004 tarihli keşif sonucu düzenlenen 21.02.2011 tarihli raporda da; 428 ada 1 sayılı parselin 1947 ve 1999 yılı hava fotoğraflarında köy toplu tarım alanlarına bitişik, üzerinde güneydoğu ve kuzeybatı istikametinde uzanan sıra halinde kuzey ve güney batısında münferit halde ağaç formu bulunan açık renkli alan, 1960 yılı memleket haritasında, köy toplu tarım alanlarına bitişik üzerinde münferit ibreli ağaç sembolü bulunan beyaz renkli açık alan olarak nitelendirildiği, 1978 yılı memleket haritasında, kuzey batısında küçük bir bölümü üzerinde çalı sembolü bulunan yeşil renkli alan, geriye kalan bölümlerinin köy toplu tarım alanlarına bitişik, üzerinde her hangi bir bitki örtüsü bulunmayan beyaz alanda bulunduğu, 1996 yılı haritasında ise üzerinde küçük ibreli ağaç sembolü bulunan yeşil alanda kaldığı, amenajmanda ÇBÇz sembollü bozuk orman olarak nitelendiği, üzerinde halen teraslanmış bölümde sıra halinde 60-80 yaşında sıra halinde münferit kızılçam ağacı ile alt tabakada tam kapalılık oluşturan 20-40 yaşında kızılçam ağaçlarının bulunduğu, çevresinde de aynı nitelikte devlet çam ormanı bulunduğu, eğimin % 0-5 arasında olduğu, kadastro tesbitinde uygulanan tapu kaydının kapsamında kaldığı belirlenmiştir. Bu haliyle 428 ada 1 sayılı parselin, 3116 sayılı Kanunun uygulandığı dönemde Devlet ormanı niteliğinde olmadığı gibi, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği dönemde sıra halinde çam ağaçları bulunan tarım alanı olması nedeniyle Devletleşen yerlerden olmadığı, 6831 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği dönemlerde yine üzerinde sıra halinde çam ağaçları bulunan tapulu tarım alanı olduğu, bu nedenle 6831 sayılı Kanunun 1/F maddesi gereğince Devlet ormanı sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Dosyadaki diğer deliller ile keşif ve bilirkişi raporları birlikte gözetildiğinde, çekişmeli parsellerin aynı bütünden gelen ve ifraz krokisi ile birbirinden ayrılan tapu kayıtları kapsamında kaldığı, kayıtların miktarından az ya da miktarınca uygulandığı, 140 ada 1 sayılı parselin (A) bölümünün 199 ada 12 sayılı parselin A (A1, A2, A3, A3, A4, A5 ve A6) işaretli 10.414,76 m² bölümünün 428 ada 1 sayılı parselin tamamının, kadastro tesbit tutanaklarında söz edilen tapu kaydı kapsamında kalan sahipli arazi olarak kullanıldığı, 3116 sayılı Kanunun döneminde orman sayılan yerlerden olmadıkları, eylemli durumları itibariyle 4785 sayılı Kanun gereği Devletleşen yerlerden olmadığı, 6831 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği dönemde de Kanunun 1/F maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olmadıkları, ne var ki, tarımın terk edilmesiyle taşınmazlar üzerinde tam kapalı çam ormanı yetiştiği, sahipli arazide kendiliğinden yetişen bu ağaçlar nedeniyle çekişmeli taşınmazlar devlet ormanı sayılmasa da, keşifteki bulgulara göre üzerinde tam kapalı çam ormanı bulunduğu anlaşılan bu taşınmazların orman olmadığı da söylenemez. Sahipli arazide kendiliğinde yetişen bu orman alanları özel orman olup, 6831 sayılı Kanunun 7/1. maddesi gereğince, özel ormanların kadastrosunu yapma görevi orman kadastro komisyonlarına aittir. Orman Kadastro Yönetmeliğinin 28/e maddesi gereğince, bu taşınmazların özel orman olarak sınırlandırılmasına ve malikleri adına tapuya özel orman olarak tesciline karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, devlet ormanı olarak tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Sonuç: 1) Orman Yönetimi ve Hazine'nin temyiz itirazlarının reddiyle .. ada 1 ve 3 sayılı parsellerin tamamı, .. ada 1 sayılı parselin (B) işaretli 22.291,31 m², ... ada 7 sayılı parselin (B) işaretli 14.096,13 m², 199 ada 12 sayılı parselin (B) işaretli 39.580,17 m² ve (C1, C2, C3, C4, C5, C6, C7, C8 ve C9) işaretli 761,23 m² yüzölçümündeki bölümlerine ilişkin hükmün onanmasına, 2) Davacı İsmet Yağlı, Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının reddiyle, 202 ada 7 parsel ile bu parselin batısında bulunup hakkında tutanak düzenlenmeyen (A) ile gösterilen taşınmaza ilişkin hükmün onanmasına, 3) Davacı Z.. T.., M.. T.. ve Mehmet Dinler'in temyiz itirazlarının kabulü ile 199 ada 12 sayılı parselin A (A1, A2, A3, A3, A4, A5 ve A6) ile gösterilen 10414,76 m² yüzölçümündeki bölümlerine, 140 ada 1 parselin (A) ile gösterilen 751,69 m² yüzölçümündeki bölümüne ve 428 ada 1 sayılı parselin tamamına ilişkin hükmün bozulmasına" karar verilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; 428 ada 1 sayılı taşınmazın 66681.92 m² yüzölçümü ile özel orman olarak sınırlandırılmasına ve Süleyman oğlu M..D.. adına özel orman olarak tesciline, 199 ada 12 sayılı parselin 09.03.2012 tarihli raporda (A1), (A2), (A3), (A4), (A5) ve (A6) ile gösterilen 10414,76 m² bölümünün özel orman olarak sınırlandırılmasına ve Ali Kemal kızı Z.. T.. adına özel orman olarak tesciline,140 ada 1 sayılı parselin 09.03.2012 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 751,69 m² kısmının özel orman olarak sınırlandırılmasına ve Mustafa oğlu M.. T.. ve Ali Kemal kızı Z.. T.. adına özel orman olarak tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman tahdidine (sınırlamasına) itiraz davası olarak açılmış, yargılama devam ederken 2006 yılında yörede kadastro çalışmaları yapıldığından kadastro tesbitine itiraz davasına dönüşmüştür.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp, 14.11.1967 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra, 2002 yılında yapılıp 17.04.2003 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması vardır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 15/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.