Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5665 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 520 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ..., 25/03/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; .... ili, .... ilçesi, .... köyü ve civarında 2008 yılında yapılan kadastro çalışmalarında .... köyü 101 ada 1 parsel ve .... köyü 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazların orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların davacıya murisinden intikal ettiğini, taşınmazlara ilişkin eski tarihli tapu kayıtlarının da mevcut olduğunu ve bu tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazları kapsadığını, taşınmazların orman ile bir ilgisinin olmadığını, keşifte belirlenecek taşınmaz kısımlarının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; .... ili, .... ilçesi, ... köyü 102 ada 1 nolu orman parseli içinde kalan 20/06/2012 tarihli fen bilirkişileri ... ve ... tarafından imzalı rapor ve ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen toplam yüzölçümü 4803,95 m2 olan kısmının 1/3 pay oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmın kayıt maliki ...si üzerinde bırakılmasına, davacı vekilinin diğer parsele yönelik talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmıştır.Yerel Mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı açısından bir değerlendirme yapılmaksızın hüküm kurulmuştur. Davacı dava dilekçesinde söz konusu taşınmazın tamamının tescili istemiyle dava açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda taşınmazın 1/3 pay oranında davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş ve davacı, orman olan taşınmazın bir kısmına hisseli olarak malik haline getirilmiş olup kararın infaz kabiliyeti de bulunmamaktadır.Bilindiği üzere; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, kanun veya kanunda belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.4721 sayılı Türk Medenî Kanununun (TMK) 701 ve 703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortakların tümüne aittir. Değinilen mülkiyet türünde, malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK’nın 701. maddesinde; “Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.” biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet, kanun veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır. Davacının tüm hissedarlar adına tapu iptal ve tescil talebinde bulunması halinde ancak davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ile davanın sürdürülebileceği gözönüne alınarak davacıya eksikliğin giderilmesi için önel verilip bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir hüküm kurulması gerekmektedir.Somut olayda iştirak halinde malik olan tapu maliklerinin tapu iptali ve tescil davasını birlikte açmaları gerektiği, davacının ise dava dilekçesindeki açıklamaya göre taşınmazın tümünün tapusunun iptali ile tescilini talep ettiği ancak diğer hissedarların hisselerini haricen satın aldığına dair bir beyan olmadığı gibi bu yönde bir araştırmanın da olmadığı anlaşılmakla davacının 03/11/2014 havale tarihli temyiz dilekçesinde iddia ettiği üzere diğer hissedarlardan haricen satın aldığının tespiti halinde davanın buna göre görülüp karar verilmesi, aksi halde yukarıda anlatıldığı gibi elbirliği (iştirak) halindeki maliklerden birinin tek başına tapu iptali ve tescil davası açamayacağı iştirak halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davasının reddi gerekir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ve .... Yönetimi ile davacı ...'ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazların bu aşama incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 11/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.