Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5612 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9874 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kulp Kadastro MahkemesiTARİHİ : 16/07/2014NUMARASI : 2011/116-2014/117Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar S.. K.. ve S.. K.. ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı S.. K.., Kulp Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Özbek köyü, Sordere mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Davacı S.. K.., birleştirilen 2007/49 Esas sayılı dava dosyası ile aynı taşınmaz için dava açmış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve Cilt 3, Sayfa 75 sıra 10 ve 323'te kayıtlı tapu kaydına dayanılarak S.. K..'nın davasının reddine ve taşınmazın adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, S.. K..'nın davasının kısmen kabulüne, (B) ile gösterilen 15317.38 m2'lik kısmın S.. K.. adına tesciline, (A1), (A2) ve (B2) kısımlarına yönelik davanın reddine, S.. K..'ın davasının reddine karar verilmiş, davacı S.. K.. ve davalı Orman Yönetiminin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/05/2008 gün ve 2008/3627 E. - 7332 K sayılı kararıyla bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle;"Davacı S.. K..’ın talebi yönünden kesin hüküm varsa da, Dairede daha önce temyiz incelemesi yapılan dosyalardan çekişmeli taşınmazın bulunduğu Özbek köyünde 23.11.2007 tarihinde 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu ve genel arazi kadastrosu çalışmalarının başladığı ve halen devam ettiği anlaşıldığından çekişmeli taşınmazın fennî bilirkişi tarafından çizilen krokisinin bir sureti eklenerek kadastro müdürlüğünden dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışması yapılıp yapılmadığı ve bu yere ilişkin kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği sorularak; eğer kadastro tutanağı düzenlenmiş ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu dikkate alınarak mahkemenin görevsiz olduğunun düşünülmemesi doğru değildir." denilmiştir.Mahkemece bozma ilâmına uyularak, yörede 24/07/2008 - 22/08/2008 tarihleri arasında askıya çıkarılan orman kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın 106 ada 1 parsel sayılı orman parseli olarak tespit edildiği belirlenerek, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm katılan ve birleşen dosya davacısı S.. K..'ın temyizi üzerine Dairece onanmış ve dosya Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Kulp Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucu 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile Diyarbakır Kadastro Müdürlüğünün 14/07/2014 havale tarihli cevap yazısı ve ekli krokisinde (A6), (A7), (A8), (A14), (A11), (A12) ve (A13) harfleriyle gösterilen sırasıyla 4475.87 m2, 132.18 m2, 159.31 m2, 5.03 m2, 163.86 m2, 129.91 m2 ve 61.89 m2 yüzölçümlü kısımların bu taşınmazdan ifrazı ve birliğin en son parsel numarası ile davacı S.. K.. adına tapuya kayıt ve tesciline, (A1), (A2), (A3), (A4), (A15) ve (A16) harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, (A5), (A9) ve (A10) harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden davanın reddine, taşınmazın geriye kalan kısımları yönünden tespit gibi tesciline, Müdahil davacı S.. K.. tarafından açılan ve iş bu dosya ile birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi, davacı S.. K.., Sadık Kahranman ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili ve orman kadastrosuna itiraza istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı yasaya göre yapılıp 24/07/2008 - 22/08/2008 tarihleri arasında askıya çıkarılan orman kadastro çalışmaları bulunmaktadır.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir: Şöyle ki; Kadastro Mahkemesince, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan keşif sonrası alınan fen bilirkişi Fırat Kardaş'ın 02/01/2008 havale tarihli rapor ve kroksisinin Diyarbakır Kadastro Müdürlüğüne gönderilerek, krokide (A1), (A2), (A3), (A4), (B1) ve (B2) olarak gösterilen dava konusu yerlerin 106 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan bölümlerinin dosya üzerinden tespiti istenilmiş, kadastro müdürlüğünün yazı cevabıyla yetinilerek, dava konusu taşınmazın konumu belirlenmeden hüküm kurulmuştur. Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir fen ve bir ziraat elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın nereye isabet ettiğinin ve öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, ayrıca; 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri dikkate alınarak yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ile davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine11/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.