MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R... ili, .... ilçesi, .... köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, orman niteliğiyle adına tapuda kayıtlıdır.Davacı, .... köyü, Kabak Kestane mevkiinde sınırlarını dava dilekçesinde belirttiği, yaklaşık 5 dekar'lık tapusuz taşınmazı babası ...'nun 1952 yılında satın alarak kullandığını, 2005 yılında ise taşınmazın bir kısmını babasından .... Noterliğinin 09/12/2005 tarih ve 6172 yevmiye nolu satış ve devir sözleşmesiyle satın aldığını, bu tarihten itibaren nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullandığını, ancak yörede birkaç yıl önce yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın orman niteliği ile tespiti yapılan 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın içine alındığını ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendi adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece davanın kabulüne, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, 12.09.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporu ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 4672,35 m2 yüzölçümündeki kısmın aynı adanın son parsel numarası verilerek davacı adına cevizlik, meyve bahçesi vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmın orman vasfıyla davalı adına tapuya kayıt ve tesciline, ..... Genel Müdürlüğü yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2007 yılında 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanuna göre yapılan orman ve arazi kadastrosu bulunmaktadır.Dairemiz arşivinde yapılan taramada, dava konusu taşınmaza ilişkin .... (Kapatılan) Kadastro Mahkemesinin 2008/1-2013/9 sayılı dosyasının temyiz incelemesinin Dairemizin 2013/9743-2014/1662 sayılı dosyasında yapıldığı, taşınmazın .... Kadastro Mahkemesinin 2007/56, 57, 58, 66 ve 67 sayılı dosyalarında da davalı olduğu anlaşıldığından, davaların HUMK'nın 45. maddesi uyarınca birleştirilerek görülmesi gerektiğine değinilerek 11.02.2014 günlü karar ile bozulduğu tespit edilmiştir.Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için sözkonusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Ancak, davanın varlığı tutanağın kesinleşmesini önleyecektir. Taşınmazın kadastro tutanağı, dava tarihinde kesinleşmemiş olduğuna göre, görevli mahkeme, genel mahkeme olmayıp kadastro mahkemesidir. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir.Belirlenen bu duruma göre mahkemece görevsizlik kararı verilip, dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 11/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.