Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5569 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 986 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Çekişmeli İzmir Konak İlçesi, Kavacık Köyü 207 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 10463,87 m2 miktar ve bağ niteliği ile davalı S.. C.. adına tapuda kayıtlıdır. Davacı Hazine, 19.06.2006 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde açtığı davada taşınmazın 2089 m2'lik kısmının Çevre ve Orman Bakanlığı Müfettişlerince düzenlenen 11.10.2002 tarih 2002/7 sayılı rapora göre eskiden beri devlet ormanı olduğu, fiilen orman vasfını hiç kaybetmediği; ayrıca, sulh ceza mahkemesinin 1996/1318 E.-1658 K. sayılı dava dosyasında bu yerin orman olduğunun tespit edilerek davalının mahkumiyetine karar verildiğini ileri sürerek parselin 2089 m2'lik bölümünün davalı adına olan tapusunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, bu karar Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılmıştır. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Dosya arasında bulunan sulh ceza mahkemesine ait 06/08/1996 tarih ve 1996/1318 Esas- 1996/1658 Karar sayılı dava dosyasında davalının ormandan ağaç kesmek suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Çevre ve Orman Bakanlığı müfettişlerince düzenlenen söz konusu tutanakta bu dava sonucunda orman olduğuna karar verilen 5754 m2'lik alanın 3605 m2'lik bölümünün 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uygulaması gereğince orman sınırları dışına çıkartılarak 207 ada 5 parsel altında Hazine adına, 2089 m2'lik bölümünün ise 207 ada 6 parsel altında davalı Seyfettin Cıvgın adına tapuya kaydedildiği ileri sürülerek 2089 m2'lik bölümünün tapusunun iptali istenmektedir. Taşınmaz başında yapılan keşifte hazır bulunan bilirkişiler Ziraat Yüksek Mühendisi Necla Uçar, Orman Yüksek Mühendisi Hüseyin Karaduman ve Harita ve Kadastro Mühendisi Hüsnü Afacan tarafından ortak olarak düzenlenen 05/01/2007 tarihli rapor ve ek raporlarda Hazine adına tescil edilen 207 ada 5 parsele ait kroki ile Orman Kadastro Komisyonunca orman sınırları dışına çıkartılan P.V poligonunun şeklen benzemediği, komisyonca 397- 2002-2023-185-186-187-397 orman sınır hattı içindeki kapalı poligona P.V numarası verildiği; arazi kadastrosu tarafından ise 185 numaralı orman sınır noktası dışarıda bırakılarak 397-2002-2023-186-187-397 orman sınır hattı içindeki kısmın 207 ada 5 parsel olarak tespit edildiği; ayrıca, 186 ve 187 orman sınır noktalarının kadastro paftasındaki yerlerinin orman kadastro tutanağındaki tariflere uygun olmadığı, kadastro paftasındaki yerleri ile uyumlu olduğu, sulh ceza mahkemesi dosyasında 5754 m2 yerin orman olduğuna dair hüküm bulunmadığı, aksine karar dayanağı rapor ve krokilerde açma yapılan yerin 1500 m2 olarak belirtildiği, 5754 rakamı kararda geçmekte ise de bunun sanığın keserek yok ettiği 12 adet ağacın m3 olarak hacmini ifade ettiği, müfettiş raporunda bu ifade yanlış algılanıp yerin yüzölçümü olarak değerlendirildiği, sulh ceza mahkemesi dosyasında bulunan suç zabıt krokisinin hatasız olarak zemine uygulanması mümkün değilse de şekli, hududu ve zemin durumundan yararlanılarak uygulandığında bu karara konu yerin Hazine adına tapuya kaydedilen 207 ada 5 parsel içinde kaldığı, kararın çekişmeli 207 ada 6 parselle bir ilgisinin bulunmadığı, çekişmeli yerin aynı zamanda eylemli üzüm bağı olduğu açıklanmış ve mahkemece bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Ancak, mahkemece çekişmeli taşınmazı tüm yönlerden çevreleyen komşularına ait tutanak örnekleri ile varsa dayanakları getirtilerek yerel bilirkişi ve fen bilirkişisi eliyle yöntemince uygulanmadığından Hazinenin dayandığı sulh ceza mahkemesi kararının gerçekte nereye ait olduğu ve çekişmeli 207 ada 6 sayılı parselle ilgili olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Dosya içeriğinden yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapıldığı anlaşılmakta ise de, bilirkişilerce bu çalışmaya ait harita ve tutanaklar yöntemince uygulanıp çekişmeli taşınmazın orman kadastrosuna göre konumu komşuları ile birlikte orman tahdit haritası üzerinde gösterilmediğinden rapor içeriği de denetlenememektedir. Bilirkişilerce orman kadastrosu tutanakları gerektiği gibi uygulanıp, denetlenmeden basit kroki düzenlenmek suretiyle çekişmeli parselin konumunun gösterilmesi suretiyle yapılan uygulama yöntemine uygun değildir. Orman kadastro harita ve tutanaklarının birbiri ile çelişmesi halinde orman kadastro haritasına değil, orman kadastrosuna ait tutanaklarda tarif edilen orman sınır noktaları ve tutanaklarda yazılı sınırlara değer verilerek orman sınırlarının belirlenmesi gerekir. Taşınmazın orman kadastro ya da 2/B uygulaması sınırları dışında kaldığı anlaşılsa dahi; Hazine tarafından taşınmazın 2089 m2'lik bölümünün eskiden beri devlet ormanı olduğu ileri sürülerek dava açılmış olduğundan taşınmazın öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden olup olmadığı da araştırılmalıdır. Bu nedenle; mahkemece, serbest orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisi ile yerel bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtildikten sonra orman kadastro tutanaklarında, sözü edilen tepelerdeki nirengi noktaları, dere ve yolların kesişme noktaları, mevki isimleri, bu tutanaklarda tarif edilen kişilere ait tarlaların o tarihteki sınırları ve bu tarlaların birleştiği köşe noktaları ve benzeri sabit noktalar yerel bilirkişi aracılığıyla saptanmalı ve tutanakta isimleri yazılı kişilere ait tarlaların arazi kadastrosunda kim ya da kimler adına, kaç numaralı parsel olarak tespit edildiği de belirlenerek, o parsellere ait tutanak örnekleri getirtilip bilirkişi sözleri denetlenmeli; orman kadastrosuna ilişkin harita ve tutanaklar ile arazi kadastro paftaları 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılacak orman kadastrosu ve aynı yasanın 2/B madde uygulaması hakkındaki yönetmelik ve bu yönetmeliğin 54. maddesine göre çıkarılan teknik izah namede tarif edilen yöntemle değişik açı ve uzaklıktaki en az 15-20 adet orman sınır noktasını gösterir şekilde çekişmeli parsele ve bu parselin geniş çevresine uygulanmalı; zeminde bulunmayan orman sınır noktaları bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi ismi ile açı ve mesafelere göre birer birer bulunup yerleri arazi kadastro paftası üzerinde işaretlenmeli; uygulamalarda orman kadastro harita ve tutanaklarına göre çekişmeli taşınmazın yeri belirlenmeli; aynı ya da yakın hatlarda bulunan dava konusu parsel ve komşuları aynı harita üzerine işlenerek müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalıdır. Yapılacak bu uygulama sonucunda taşınmazın orman kadastro yada 2/B uygulaması sınırları dışında kaldığının belirlenmesi durumunda; Hazine tarafından taşınmazın 2089 m2'lik bölümünün eskiden beri devlet ormanı olduğu ileri sürülerek dava açılmış olduğu gözetilerek bu kez, taşınmazın öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden olup olmadığı üzerinde durulmalı bu kez de eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; komşu parsel tutanak ve dayanakları denetlenerek sulh ceza mahkemesine ait kararın kapsamı tartışmasız bir biçimde belirlenmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Değinilen yönler gözetilmeksizin kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 08.04.2008 günü oybirliğiyle karar verildi.