Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5518 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 447 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28.12.1994 tarih 1994/8932-10558 sayılı bozma kararında özetle: ““Tespitin dayanağı Kasım 1946 tarih 17 nolu tapuya geldi gösterilen Kasım 1946 tarih 13 ve 14 nolu tapu kayıtlarının Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden istendiği ve yanlışlıkla Mart 1935 tarih 4 ve 5 nolu tapu kayıtlarının gönderildiği ve bu kayıtların yerine uygulandığı; ayrıca, çekişmeli taşınmazın doğu ve kuzey sınırında bulunan devlet ormanı yönünden yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davacı Hazinenin davasının reddine, müdahil Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulü ile (A) ile gösterilen 4973 m2'lik kısmın orman vasfı ile Hazine adına, kalan 60901,50 m2'lik kısmın da 599 sayılı parsel olarak kararda belirtilen paylar oranında davalılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yargılama sırasında yapılan ve 15.09.1981 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması vardır. Mahkemece parselin tespitine esas alınan tapu kayıtları ile Padişah Abdulhamitten gelen tapu kaydının çekişilmeli taşınmaza uyduğu ancak davalıların dayandığı ve çekişmeli 599 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının 1320 yılında tesis edildiği, Padişah Abdulhamitten gelen 10000 dönümlük tapu kaydının ise 1323 tarihinde oluştuğu, daha eski tarihli olması ve doğru temele dayanması nedeniyle davalıların tapusuna üstünlük tanınarak çekişmeli parselin davalılar adına tesciline karar verilmiş ise de dosyadaki tapu kayıtları ve bilirkişi raporları incelendiğinde davalılara ait tapu kaydının T. Evvel 1320 tarih 191 ve 192 numarada Geçenboğazı mevkiinde, bağ yeri ve gürümü niteliği ve 27 dönüm 1 evlek yüzölçümü ile sınırlarında Doğusu ve Kuzeyi; Cebel ve Bursalı BAĞI, Batısı; Çakal Deresi ve Tarikiam, Güneyi; Mösye Mistor ve Yonti müşterek Apostol Karaduman bağı gösterilerek oluşturulduğu, daha sonra Mayıs 1323 tarih 5 ve 6 numaralarda ikiye ifraz edilerek 1 nasıf payın 13 dönüm 3 evlek olarak Mösyö Mistor ve Ponti adına, diğer nasıf payında 13 dönüm 3 evlek olarak Mayıs 1323 tarih 7 ve 8 numaralarda Apostol Karaduman veledi Lofe adına tescil edildiği ve bu nasıf payların yani Mayıs 1323 tarih 5, 6, 7, 8 numaralarda kayıtlı tapu kayıtlarının tamamının Şanlı Derviş Efendi çocukları Ömer Şükrü, Mustafa Nafız ve Hafız Mehmet Efendiler’e satılarak yeniden tapu kaydının ilk tesisinde olduğu gibi 27 dönüm 1 evlek yüzölçümü ile Mart 1335 tarih 4 noda bu kişiler adına tescil edildiği, daha sonra Mart 1335 tarih 4 nolu tapu kaydının tedavül görerek Kasım 1946 tarih 14 numarada Mustafa Nafız ve arkadaşları adına ilk tesis sınırları ile ve 27 dönüm 1 evlek olan yüzölçümü metrekareye çevrilerek 25042 m2 yüzölçümü ile tescil edildiği ve bu yerden karayolu geçmekle İzmir Nafia Müdürlüğünce kamulaştırma yapıldığından söz edilerek ancak yine Kasım 1946 tarih 15 numarada önceki miktarı olan 25042 m2 yüzölçümü ile tescil edildiği, kamulaştırılan 3702 m2'lik kısmın aşağıda izah edileceği gibi bu taşınmazın güneyinde bulunan ve davalılara ait olan Kasım 1946 tarih 13 numaralı tapunun yüzölçümünden düşürüldüğü, yani Kasım 1946 tarih 14 numaralı 25042 m2 yüzölçümlü tapudan kamulaştırma nedeni ile herhangi bir ifrazın yapılmadığı kamulaştırılan bölümün 3702 m2 olarak Kasım 1946 tarih 16 numarada tescil edildiği anlaşılmaktadır. Yukarda açıklanan 27 dönüm 1 evlek yüzölçümlü tapu kaydından başka, aynı kişilere ait 65 dönüm yüzölçümlü bir tapu kaydı daha mevcuttur. Bu 65 dönümlük tapu kaydı da Geçenboğazı mevkiinde, bağ yeri ve gürümü tarla ile kule ve dam yeri cinsi ile Nisan 1319 tarih 11 ve 12 numaralarda sınırları Doğuda; Şaap Cebel, Batıda; Tarikiam, Kuzeyde Farığ Josef Bağı, Güneyde; Lebideryaya Müntehi Tarik olarak tescil edilmiş; bu kaydın da nasıf payı Mayıs 1323 tarih 9 ve 10 numaralarda 35 dönüm 3 evlek olarak, diğer nasıf payı da Mayıs 1323 tarih 11 ve 12 numaralarda yine 35 dönüm 3 evlek olarak tapuya tescil edilmiş ve temel tapuda 65 dönüm olan yüzölçümü hiç bir dayanağı olmadan 71 dönüm 1 evlek'e çıkarılmıştır. 65 dönüm yüzölçümlü bağ ve küle ve dam yeri nitelikli tapu kaydı Mart 1335 tarih 5 numarada 71 dönüm 1 evlek yüzölçümü ile tescil edildikten sonra Kasım 1946 tarih 13 numarada yüzölçümü metrekareye çevrilerek 65478 m2 yüzölçümü ile yukarıda yazılı 25042 m2 yüzölçümlü tapu kaydı gibi aynı kişilere satılmış ve Mustafa Nafız ve arkadaşları adına tescil edilmiştir. İzmir Karaburun Şosesi kamulaştırması nedeni ile tesisinde 65 dönüm olan daha sonra nedensiz olarak 71 dönüm 1 evlek olarak Mart 1335 tarih 5 numarada tescil edilen tapu kaydı Kasım 1946 tarih 13 numarada 65478 m2'ye tahvil edilip 3702 m2'lik bölümü Karaburun- İzmir şosesi olarak kamulaştırılmış ve Kasım 1946 tarih 15 numarada İzmir İli adına, kalan 61776 m2'lik bölümü de Kasım 1946 tarih 17 numarada Doğusu; Cebel ve Envali Metruk, Batısı; Niyazi arazisi ve Çakal Dere, Kuzeyi Cebel ve Rabia Hatun vereseleri arazisi ve güneyi Gülbahça- Karaburun şosesi ifraz sınırları ile önceki miktarı ile Mustafa Nafız ve arkadaşları adına tescil edilmiş ve tapu kaydı Şubat 1961 tarih 17 numaraya intikal etmiş ve kadastro sırasında çekişmeli 599 parsel sayılı taşınmaza uygulanmıştır. Anlatılan bu duruma göre; T. Evvel 1320 tarih 191 ve 192 numaralarda 27 dönüm 1 evlek yüzölçümlü olan ve daha sonra 25042 m2'ye tahvil edilen ve Kasım 1946 tarih 16 numarada tescil edilen tapu kaydının Karaburun Şosesinin kuzeyinde kalan bölüme, yani çekişmeli 599 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne ait olduğu halde karayolları kamulaştırmasından sonra tamamı 27 dönüm 1 evlek olan ve bağ yeri ve gürümü niteliğinde olan tapu kaydının sınırları Nisan 1319 tarih 11-12 numaralı ve yüzölçümlü 65 dönüm cinsli bağ yeri, bağ gürümü, kule ve dam yerine ait olan tapu kaydının sınırları ile değiştirilerek tescil edilmiş ve 27 dönüm 1 evlek yüzölçümlü tapu kaydı Asliye Hukuk mahkemesinin 17.11.1960 gün ve 1959/162-273 sayılı kararı gereği olarak Kasım 1961 tarih 36 numarada 86000 m2 yüzölçümü ile tapuya tescil edilmiş ve bu tapu kaydının gittisi olan Eylül 1962 tarih 11 numaralı tapu kaydı kadastro sırasında Karaburun şosesinin güneyinde kalan davalılara ait 31 nolu parsele revizyon gösterilmiştir. Tapu kayıtlarının ilk oluşturulduğu sınırları dikkate alındığında Karaburun Şosesinin güneyinde olan 31 sayılı parsele ait olması ve uygulanması gereken tapu kaydı Nisan 1319 tarih 11 ve 12 numaralı sicilden gelen ve kamulaştırmadan sonra 61776 m2 olarak Kasım 1946 tarih 17 numarada tescil edilen tapu kaydıdır ve sınırlarına göre Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.1960 tarihli kararı ile yüzölçümü arttırılan tapu kaydı da işte bu tapu kaydıdır. T. Evvel 1320 tarih 191 ve 192 numaralı sicilden gelen 27 dönüm 1 evlek yüzölçümlü tapu kaydı, Kasım 1946 tarih 16 numaralı 25042 m2 yüzölçümlü geldi kayıtlarında cinsi zeytinlik ve zeytin escarı ve sınırları Doğusu ve Kuzeyi Cebel ve Bursalı Bağı, Batısı Çakal Deresi ve Tarikiam ve Güneyi Mösyö Mister Yonti Müskrek Apostol Karaduman bağı olduğu halde 65 dönüm yüzölçümlü cinsi iki kule ve muhtelif escarı musmure ve dolaplı su kuyusu olan tapu kaydı ile değiştirilerek tescil edilmiş, yine iki kule ve dam escarına ait tapu kaydının cinside Kasım 1946 tarih 17 numarada 27 dönüm 1 evleklik tapunun cinsi ile değiştirilerek yüzölçümü 61776 m2 olarak zeytin escarı ve bağ olarak tescil edilmiştir. Yüzölçümünün artırılması davasının konusunun yanlışlıkla Kasım 1946 tarih 16 numarada tescil edilen 25042 m2 yüzölçümlü tapu kaydı olduğu düşünülerek yanlışlıkla yazılmıştır. Halbuki; izah edildiği gibi yüzölçümü arttırılan tapu kaydının sınırları, güneyde ki 31 parsel sayılı taşınmaza ait olan Nisan 1319 tarih 11 ve 12 numaralı sicilden gelen ve 31 parsel sayılı taşınmaza ait Kasım 1946 tarih 17 numaralı 65 dönüm yüzölçümlü tapu kaydının sınırları; cinsi ise, 27 dönüm 1 evlek yüzölçümlü tapunun cinsidir. Çekişmeli 599 parsele ait olması gereken 27 dönüm 1 evlek yüzölçümlü tapu kaydıdır. Sonuç olarak; dava konusu 599 sayılı parsele ait olan ve uygulanması gereken tapu kaydının, T. Evvel 1320 tarih 191 ve 192 numaralı sicilden gelen ve intikalen Kasım 1946 tarih 16 numarada tescil edilen 25042 m2 yüzölçümlü tapu kaydı davalılara ait dava dışındaki 31 sayılı parsele uygulanmış, aslında dava dışı 31 sayılı parsele ait olan ve bu parsele uygulanması gereken Nisan 1319 tarih 11 ve 12 numaralı sicilden gelen 65 dönüm yüzölçümlü ve karayolları kamulaştırmasından sonra 61776 m2 yüzölçümü ile Kasım 1946 tarih 17 numarada tescil edilen ve daha sonra da Şubat 1961 tarih 17 numaraya intikal eden tapu kaydı da yanlışlıkla 599 sayılı parsele uygulandığı anlaşılmaktadır. O halde, Kasım 1946 tarih 15-16 ve 17 numaralarda kayıtlı tapu kayıtlarının dayanağı evraklar ile kamulaştırma krokisi ve yine Kasım 1961 tarih 36 numaralı tapunun dayanağı olan evraklar içinden Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.1960 gün 1959/162 –– 1960/273 sayılı kararı ile bu kararın dayanağı kroki ve komşu 583 parsel sayılı taşınmaza ait dava dosyası getirtilmeli ve Hazineye ait olan ve Padişah Abdulhamitten gelen tapu kaydının çekişmeli parsele uyduğu mahkemenin kabulünde olduğundan yukarıda sayılan belgeler getirtildikten sonra çekişmeli taşınmazın başında yapılacak keşifte getirtilen tüm evraklar dikkate alınarak T. Evvel 1320 tarih 191 ve 192 numaralı sicilden gelen 27 dönüm 1 evlek yüzölçümlü tapu kaydının gittisi olan Kasım 1946 tarih 16 numaralı 25042 m2 yüzölçümlü tapu kaydı çekişmeli 599 parsele yüzölçümüne değer verilerek uygulanıp fen bilirkişisinden 3402 Sayılı Yasanın 20/c, 21 ve 32 maddelerine göre ifraz krokisi alınmalı ve orman olarak Hazine adına tesciline karar verilen (A) ile gösterilen 4973 m2'lik kısım yönünden Hazine yararına kazanılmış hak oluştuğu gözönünde bulundurularak 25042 m2 yüzölçümlü tapu kaydı kapsamında kalan bölüm, payları oranında davalılar adına; tapu kaydı miktar fazlasının da Hazine tapusu kapsamında kalması nedeniyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 07/04/2008 günü oybirliğiyle karar verildi.