Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5319 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..... ve ..... Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında, ..... 1.156,88 m2 ve 103 ada 339 parsel sayılı 1.218,35 m2 yüzölçümlü taşınmazların mera vasfıyla özel siciline kaydedilmek üzere sınırlandırılması yapılmıştır.Davacılar vekili, .... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 118 ada 25 ve 103 ada 339 parsel sayılı taşınmazların mera niteliği ile köy tüzel kişiliği adına sınırlandırıldığını, her iki taşınmazın da müvekkillerinin murisi .....'in dedesi ....'den itibaren uzun süredir kullanılıp ağaçlandırıldığını ileri sürerek TMK'nın 713/1. maddesi gereğince belirtilen parsellerin mera olarak yapılan sınırlandırmasının iptali ile hak sahibi .....'in yasal mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile .... parseller hakkında yapılan sınırlandırmanın iptali ile, verâset ilâmında belirtilen payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ..... ve ..... Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava, mera sınırlandırmasının iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 24/01/2003 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu çalışmaları, 1949 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi çalışmaları, 1975 yılında 2/B uygulama çalışmaları yapılmış olup, dava konusu taşınmazlar kesinleşmiş orman sınırlarının dışında kalmıştır. Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş, yöntemine uygun olarak mera araştırması yapılmamış ve keşifte komşu köyden mahalli bilirkişi dinlenmemiştir.Kural olarak, bir yerin mera olarak kabul edilmesi taşınmazın yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır. O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca yayla tahsisi yapılıp yapılmadığı .... Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı mülkî amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise yayla tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve uzman bilirkişi, tapu fen memuru ve uzman üç ziraatçi bilirkişi, tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi ve fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tespit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tespit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişiler eliyle taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazın toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına geçirilmeli, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tespit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınmadığı dikkate alınarak tutanakları içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, özellikle uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmazların komşu parsel kayıtlarından da yararlanılarak toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ..... ve ..... Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.