Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5234 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 100 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili ..... Sulh Hukuk Mahkemesine sunduğu 26/06/2006 havale tarihli dava dilekçesinde, dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ....nde bulunan bir parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, müvekkilinin babası tarafından 50 yılı aşkındır kullanıldığını, rızaî taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın müvekkili ... adına tescilini talep etmiştir. Yargılama sırasında yörede genel arazi kadastrosuna başlanması ve çekişmeli yerin 2487 parsel altında tutanağı düzenlenerek iş bu dava nedeniyle malik hanesinin boş bırakılması üzerine mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir. ..... Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucu çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu ve davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde öngörülen mülk edinme koşullarının davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 2487 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla ..... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK’nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 01/3/1977 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 16/08/1966 tarihinde kesinleşmiş olup, dava konusu taşınmaz tescil harici bırakılmıştır.Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu ve davacının zilyetlik koşullarının oluşmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmişse de, dosyada mevcut sulh hukuk mahkemesinin 27/04/2009 tarihli keşif sonucu düzenlenen orman, fen ve ziraat bilirkişi raporlarında taşınmazın eğiminin yaklaşık %3-4 civarında olduğu, 25-30 yıl öncesinde imar ve ihya edildiği, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafına göre ormanlık saha dışında kaldığı belirtilmiş, keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıkları ise taşınmazın öncesinde davacının babası tarafından ekin ekmek suretiyle kullanıldığını, 15-20 yıl önce taşınmazı davacıya verdiğini, o tarihten beri de davacı tarafından kullanıldığını beyan etmişlerdir. Kadastro mahkemesince 18/04/2014 tarihli keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında ise taşınmazın eğiminin %17 olduğu, 5-6 yıl öncesinde imar ve ihya edildiği, 1956 yılı hava fotoğrafında ve 1961 yılı memleket haritasında çalılık simgesiyle yeşile boyalı alanda kaldığı, orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiş, keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler de davacının taşınmazı 1997-1999 yılları arasında satın aldığını, öncesinde taşınmazda tarımsal faaliyet yapılmadığını, taşlık ve kayalık olduğunu beyan etmişlerdir. Mahkemece taşınmazın eğimi, imar ve ihya durumu ile öncesi itibariyle orman olup olmadığı hususlarında raporlar ve mahalli bilirkişi beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenlerle; taşınmazın tüm çevresini gösterir kadastro paftasının, komşu 2486 ve 2484 sayılı parseller ile taşınmaza en yakın kadastro parselleri 331, 332, 333, 334 ve 335 sayılı parsellerin tutanak ve dayanakları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş steoroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, ilgili yerlerden eksiksiz olarak getirtilip, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile önceki bilirkişiler dışında halen .... (....) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, çekişmeli taşınmazın eylemli durumu incelenerek değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; klizimetre ile ölçülerek taşınmazın eğimi duraksamaya yer vermeyecek biçimde hesaplatılmalı, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığı takdirde, dava tarihine kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazın, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ve gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlendikten sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.