MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, miras yoluyla intikal, taksim ve zilyetlik nedenlerine dayanarak ... adına tarla olarak kayıtlı 146 ada 1114 parselin iptaliyle adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4238.02 m2 yüzölçümlü yerin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline dair verilen karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.Hükmüne uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13/03/2008 gün ve 2008/977 E. - 2012/1344 K. sayılı bozma kararında özetle; "Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mevcut deliller takdir edilerek sonucuna göre karar verildiğine, takdirde de bir isabetsizlik bulunmadığına, mahalli bilirkişi ve şahitler tarafından taşınmazın öncesinin ....’a ait olup 40-50 yıldan fazla süre arpa, buğday ekilmek suretiyle kullanıldığı, 1987 yılında ölmesi üzerine mirasçılar arasında yapılan taksim sonunda davacıya kaldığı bildirildiğine göre davalı ... vekilinin aşağıdaki husus dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,Dava konusu yer, ham toprak niteliğinde ... adına tespit edilmiş olup çevresinde Devlet ormanı bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı ..... Kanununun 1. maddesi hükmü uyarınca; orman sayılan yerlerden bulunup bulunmadığının uzman bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, taşınmazın bulunduğu yerde yetkili ..... Kadastro Komisyonlarınca orman sınırlandırılması yapılmış ise, sınırlandırmaya ait kesinleşmiş harita ve tutanakların, sınırlama yapılmamış ise bu yöreye ait memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının ..... İdaresinden istenerek dosya arasına konulması, ondan sonra mahalli, teknik ve ormancı bilirkişi eliyle dava konusu taşınmaza uygulanması, taşınmazın 6831 sayılı ..... Kanununun 1. maddesi hükmü uyarınca orman sayılan yerlerden olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi, uygulama ve taşınmazın konumunun Yargıtay denetimi sırasında izlenebilmesi bakımından teknik bilirkişi tarafından düzenlenecek krokiye işaret edilmesi, HUMK'nın 366. maddesi gereğince taşınmaz ve çevresini gösterir biçimde renkli fotoğraflarının çektirilerek hâkim tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması gerekmektedir. Eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesinin doğru olmadığı"na değinilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile 146 ada 1114 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile (A) harfi ile gösterilen 4238,02 m²'lik kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın geri kalan (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlarının ise tesbit gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2001 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2003 yılında yapılan arazi kadastrosu bulunmaktadır.6100 sayılı HMK’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/2. maddesi gereğince; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." Hüküm sonucunda, kaydın iptali ile ilgili olarak, hem tapu kaydının kısmen iptali, hem de (A) harfi ile gösterilen kısmın tapu kaydının iptali şeklinde aynı cümle içinde iptal hükümlerine yer verildiği, ayrıca kısmen iptal hükmü kurulmasına rağmen taşınmazın geriye kalan (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısımlarının tespit gibi ... adına tapuya tesciline karar verilmekle mükerrer sicil oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Bu şekilde oluşturulan hüküm infazda tereddüte yol açacağı gibi 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesi hükmüne de açıkça aykırılık teşkil ettiğinden, kararın bozulması gerekmiştir.Kabule göre de, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, yargılama giderlerinin kabul ret oranına göre hesaplanmaksızın tümünün davalı taraftan alınmasına karar verilmesi ve davalı tarafın kendisini vekil ile temsil ettirmesine karşın vekâlet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.