Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5215 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6069 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RYörede 1993 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... – ... mahallesi 120 ada 47 parsel sayılı 5090,11 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden davalı adına tespit edilmiş olup halen aynı şekilde tapuda kayıtlıdır. Davacı ..., taşınmazın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulü ile 120 ada 47 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/06/2011 tarih ve 2011/7920 E. - 8028 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: [Mahkemece, öncelikle yörede 1988 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait ilân tutanağı getirtilmeli ve önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı (... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu"na değinilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve 2/B uygulaması 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılmış ve arazi kadastrosu ile birlikte 12.10.1993 - 11.11.1993 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.Davacı ... tarafından, davalı taşınmazın 2/B alanı içinde kalan yerlerden olduğu ileri sürülerek tapu kaydının iptali ile ... adına tescili istemiyle açılan davada, mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. HUMK’nın 74. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 26/1 hükmü uyarınca “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” Buna göre, mahkemeler, taleple bağlı olup, bunun dışına çıkarak karar veremezler. Davacı ..., dava konusu taşınmazın 2/B alanında kaldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açtığı halde, talebin dışına çıkılarak taşınmazın orman olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptaline karar verilmesi doğru değildir. Keza, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 2/B uygulaması ilan edilmediğinden kesinleşen 2/B uygulaması da bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/06/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.