Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5065 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 2867 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Yerel Mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 20/12/2004 gün ve 2004/10183-13373 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde müdahil ...... ..... ve ..... ..... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ....... .....'in 05.07.1989 tarihli dilekçesi ile Hazine adına tespit gören 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünü .... .....'den satın aldığını ve üzerine bina inşa ettiğini, 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinde olduğunu belirterek, zilyetliğinde olan bölümün tapusunun iptali ile adına tescili istemiyle açtığı davaya, müdahil davacı ...... ....., 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ağabeyi ....... ......'e ait olan 5 dönüm haricindeki bölümüne 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyet olduğunu, davacı ..... .....'in bu taşınmazla ilgisinin olmadığını belirterek Hazine adına olan tapu kaydının iptal edilerek adına tescili istemiyle müdahil olmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazın krokide (E) ile gösterilen 526.09 m2 yüzölçümündeki bölümün davacı ...... ..... adına, (A-B-C-D-F-G ve H) ile gösterilen toplam 1458.16 m2 yüzölçümündeki bölümün ...... ........ adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmekle Dairece "Çekişmeli 104 ada 12 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki Tunceli Kadastro Mahkemesinin 1987/129-1991/109 sayılı dava dosyasında ....... ..... ve ..... ....tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasının yargılaması sonucunda, ..... ....ve müdahil davacı .....'ın davalarının reddine, ...... ......'in davasının kısmen kabulü ile 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazın (B) ile gösterilen 1849.07 m2'lik kısmının orman niteliği ile Hazine adına, (A) ile gösterilen 990 m2'lik kısmının ...... ...... adına tesciline karar verildiği, ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, çekişmeli 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının, kadastro mahkemesinin 1991/109 sayılı ilamı sonucu oluştuğu, anılan davanın davacısı ...... ......'in temyize konu Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/127 esas sayılı dosyasındaki davacı ..... .....'in çekişmeli taşınmazı satın aldığı kişi; müdahil davacı ....... ....... in ise babası yani miras bırakanı durumunda olduğu, bu durumda, kadastro mahkemesinin 1987/129-1991/109 sayılı kararı davacı ...... ...... ile müdahil davacı ....... ......'i halefiyet yolu ile bağlayacağı ve onlar açısından kesin hüküm oluşturacağından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği"nedeniyle bozulmuştur.Bu kez ....... ....... ile ..... ....... vekili kararın düzeltilmesini istemektedir. Yapılan incelemede 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazın edinme nedeni olan Tunceli Kadastro Mahkemesinin 1987/129-1991/109 sayılı davanın, davacısı ...... ......'in eldeki davanın müdahil davacısı ....... .......'in babası yani miras bırakanı durumunda olmayıp, ağabeyi olduğu ve taşınmazın farklı bölümlerinde zilyet oldukları, yine her ne kadar eldeki davanın davacısı, ....... ...... çekişmeli taşınmazı ....... ......'den satın aldığını iddia ederek eklemeli zilyetliğe dayanmakta ise de, ...... .....'in 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazda hak iddia ettiği bölüm ile Tunceli Kadastro Mahkemesinin 1987/129-1991/109 sayılı kararı ile ...... .....adına tesciline karar verilen 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 990 m2 yüzölçümündeki bölümünün farklı taşınmazlar olduğu anlaşılmış olup, kadastro mahkemesinin 1987/129-1991/109 sayılı kararının, davacı ...... ....... ile müdahil davacı ...... .......'i halefiyet yolu ile bağlayacağı söylenemez.Bu nedenle ....... ...... ile ...... ..... vekilinin karar düzeltme istemi yerinde olup, dairenin anılan yöndeki bozma kararı yanılgıya dayalıdır. Ne var ki; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli görülmemiştir. Şöyle ki; karara dayanak alınan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın memleket haritasında orman dışı boş alanda kaldığı belirtilmiş ise de, memleket haritası kadastro paftası ile irtibatlandırılıp çekişmeli taşınmazın çevre parsellerle birlikte konumu gösterilmediği için Yargıtay denetimine açık olmadığından, çekişmeli yerin öncesinin orman niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Bundan ayrı mahkemece, davacı ..... ..... ile müdahil davacı ...... .......'in davaya konu 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazın zilyet oldukları bölümlerinin ilk zilyedinin kim olduğu ve hangi yıllarda ve ne biçimde zilyet oldukları, zilyetliğin taşınmazın ekonomik amacına uygun olup olmadığı yolunda duraksamaya yer vermeyecek biçimde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle,mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan yöntemle yapılan araştırma sonucu çekişmeli taşınmazın kısmen ya da tamamen orman sayılmayan yerlerden olduğu saptandığı taktirde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. O halde, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, (murisler) ya da önceki zilyetler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ...... ....... vekili ile müdahil davacı ..... ......'in karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 20/12/2004 gün 2004/10183-13373 sayılı bozma kararının gerekçesinin kaldırılarak yukarıda açıklandığı gibi düzeltilmesine ve yerel mahkeme hükmünün bu nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 21/04/2005 günü oybirliğiyle karar verildi.