Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4835 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1901 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Şarköy (kapatılan) Kadastro MahkemesiTARİHİ : 28/07/2007NUMARASI : 1983/103-2007/16Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında K.... Köyü 82 parsel sayılı 9800 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 961 numaralı vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tesbit edilmiştir.Davacılar, çekişmeli taşınmazın, adlarına kayıtlı Mart 931 tarih ve 1 nolu mera niteliğindeki tapu kaydı kapsamında kaldığını iddia ederek tesbitin iptaliyle adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemenin birleşen 1984/73 Esas sayılı dosyasında davacı Hazine çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu iddia etmiştir. Mahkemenin birleşen 1984/33 Esas sayılı dosyasında davacı H.. B.... çekişmeli taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı Hazine ve H.. B..tarafından açılan davanın reddine, davacılar H.. P..ve arkadaşlarının davasının kabulüne, 82 parsel sayılı taşınmazın tarla niteliğiyle tamamı 5 pay kabul edilerek 1’er pay ile H..P..D.., E..V..Ç.., A.. Ş..G.., M.. D.. ve R.. M..B..adalarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 25/12/1973 tarihinde askı ilânı yapılan orman kadastrosu ile 04/03/1988 tarihinde askı ilânı yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Çekşimeli 82 parsel sayılı taşınmaz, 05/08/1973 tarihinde vergi kaydı uygulanmak suretiyle tesbiti yapılmış, Orman Yönetiminin itirazı üzerine tapulama komisyonunca tutanak, tapulama mahkemesine gönderilmiş, tapulama mahkemesince 05/08/1982 tarihinde tapulama komisyonun kararının usûl ve kanuna uygun olmadığı gerekçesiyle tutanağın tapulama müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, tapulama komisyonunca itirazların reddi üzerine eldeki davalar açılmıştır. Mahkemece; her ne kadar çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidi dışında kaldığından bahisle hüküm kurulmuş ise de, çekişmeli taşınmazın tesbiti 1973 yılında yapılmıştır. Orman kadastrosunun tarihi ise bu tarihten sonra olup kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, yalnızca kesinleşen tahdide dayalı olarak hüküm kurulması yerinde olmayıp, kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunan yerlerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulaması ile belirlenir.Orman kadastrosu kesinleşmediği yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658 ve 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi zorunludur. 3116 sayılı Kanun ile sadece hangi taşınmazların Devlet Ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılacağını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın Devletleştirilmiş, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre fen ve uzman orman bilirkişiler yardımıyla yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftasının ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 21/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.