Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4777 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10236 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında ... köyü 261 ada 7 parsel sayılı taşınmaz, yüzölçümü ve malik hanesi açık olarak tespit edilerek, malik tayin edilmesi için 3402 sayılı Kanunun 10/4. maddesi uyarınca kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Davacı ... davaya konu taşınmazın, ağaçlandırılmak üzere tahsis edilmek suretiyle orman niteliğini kazanan yerlerden olduğunu ileri sürerek orman niteliği ile adına tescili istemiyle, davacı ... ise, çekişmeli parselin içinde yer alan 574,24 m2 yüzölçümündeki taşınmazı, ... satın aldığını ve 15/5/1986 tarih 8 numarada adına tapuda kayıtlı olduğunu iddia ederek dava açmışlar, tüm davalar bağlantı nedeniyle birleştirilmiştir.Mahkemece davanın reddine, 261 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 49185,48 m2 yüzölçümü ile 3402 sayılı Kanunun 16/B maddesi gereğince mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... ve... vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/06/2008 tarih ve 2008/5694 E. - 2008/9033 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [1) Mahkemece, öncelikle, çekişmeli taşınmazın davacı ... Yönetimine 2 yıl içinde ağaçlandırma için tahsis edildiği ancak dava konusu yerin 2 yıl içinde ağaçlandırılmadığı ve fiilen mera niteliğinde olduğunun saptandığı gözönüne alınarak, çekişmeli taşınmazın ... tarafından ağaçlandırma projesine göre 2 yıl içinde neden ağaçlandırılmadığı, ağaçlandırılması için yapılan tahsis işleminin geri alınıp alınmadığı, tahsisin geri alınmış ise, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/12/2001 gün ve 2001/20-1119 - 2001/1156 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, tahsisin kaldırılması için; 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/d maddesine göre; tahsis amacının kalkmış olması, ya da amaç dışı kullanılması gibi koşulların bulunup bulunmadığı, tahsis geri alınmamış ise, süresinin uzatılıp uzatılmadığı konuları araştırılmalıdır. 2) Önceki bilirkişiler dışında halen ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek orman mühendisi, harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanı ve yerel bilirkişiler marifeti ile yeniden yapılacak keşifte, 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/d maddesi gereğince ... 22.05.2001 tarihli kararı gereğince, ... ağaçlandırılmak üzere tahsis edildikten sonra amenajman planı üzerinde oluşturulan krokisi ile gerçek kişilerin tapu kaydı çevre parsellerin dayanakları ile denetlenerek 3402 sayılı Kanunun 20/c, 21 ve 32/3. maddesi gereğince sabit sınırdan başlamak suretiyle yöntemince çevresine uygulatılmalıdır,a) Yapılan uygulama sonucu, davaya konu parselin, ...ne ağaçlandırılmak üzere tahsis edilen yerlerden olduğu tespit edilen bölümü hakkında, tahsis işlemi yöntemince geri alınmış veya kaldırılmış ise, ağaçlandırılmadığı ve fiilen orman niteliğini kazanmadığı gözönüne alınarak, mera olarak sınırlandırılmasına, tahsisin geri alınmadığı ve süresinin uzatıldığı saptanırsa, çekişmeli parselin ağaçlandırma yapılmak üzere ...ne tahsis edilmiş bölümü orman niteliği ile adına tescil edilmelidir,b) Davacı kişinin malik olduğunu ileri sürdüğü taşınmazın, ...ne ağaçlandırılmak üzere tahsis edilen yerlerin dışında kalan yerlerden olmakla birlikte, öncesi itibarıyla 4753 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmada mera parseli içinde yer aldığı saptandığı takdirde, böyle bir taşınmazın özel mülkiyete konu olacak şekilde tapu sicile kayıt edilmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, bu nitelikteki taşınmazların her nasılsa özel mülkiyet niteliği ile sicile geçirilerek, hakkında kayıt oluşturmasının yolsuz tescil (eMK m. 933; Yeni TMK m. 1025) olduğu, yine bu tür taşınmazlar hakkında Medenî Kanunun 1023. (eski 931 md.) maddesi gereğince iyi niyet iddiasında da bulunulamayacağından hukukî kıymeti bulunmadığı gözetilerek, mera niteliği ile sınırlandırılması, eğer baştan beri mera parseli dışında ve dayanak tapu kaydı kapsamında ise davacı kişinin tapu kaydına değer verilerek adına tescili kararı verilmesi gerekir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.] denilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 261 ada 7 nolu 49185,48 m²lik parselin mera olarak sınırlandırılmasına, 04/05/2006 tarihli fen bilirkişisi raporu ve 04/04/2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokiye göre (A) harfi ile gösterilen kısımdaki evin ...'e ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, birleşen 2004/182 Esas sayılı dava yönünden davacı ... davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamış, 1969 yılında 4753, 5618 ve 1074 sayılı Topraksız Çiftçiyi Topraklandırma Kanunlarının mera ile ilgili hükümlerinin uygulanması sebebiyle, ... köyü hudutları içinde Toprak Tevzi Komisyonu tarafından mera belirtmesi ile köy tüzel kişiliği adına mera tahsisi yapılmış, 2003 yılında yörede 4342 sayılı Kanun gereğince çalışan mera komisyonu tarafından da aynı yerler mera olarak sınırlandırılmıştır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre davacı ... aksi yöndeki temyiz itirazı yerinde değildir. Ancak; mahkemece taşınmazın mera niteliğinde olduğu kabul edildiğine ve mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiğine göre, taşınmazın beyanlar hanesine kişiler lehine şerh verilmesi doğru değildir. Zira, mera nitelikli bir taşınmazın beyanlar hanesine gerçek kişiler lehine kullanım ve muhdesat şerhleri konulamaz. Bu nedenle, davalı ... şerhe yönelik temyiz itirazları yerinde olduğundan yerel mahkeme hükmünün beyanlar hanesine konulan muhdesat şerhi yönünden bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün beyanlar hanesine konulan şerh yönünden BOZULMASINA 27/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.