Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4746 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 418 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, Muallim Köyü 2515 parselin tespiti kesinleşen devlet ormanı niteliğindeyken 1986 yılında 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması gereğince Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı iddiasıyla davalı adına kayıtlı tapunun iptali ve Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1988 yılında kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. 1951 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre makiye ayırma işlemi yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1956 yılında kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmazın kesinleşen 2B madde sahasında kalan yerlerden olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır ancak mahkemece hazinenin bu yeri satmakla artık mülkiyet hakkından vazgeçtiği ve temyize konu davayı açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın 1958 yılında hükmen devlet ormanı olarak hazine adına tescil edilen 1430 parselin ifrazıyla oluştuğu, Hazine tarafından Dilovası Belediyesine, belediye tarafından kişilere satılarak en son 21.07.1994 tarihinde davalı tarafından satın alındığı, 1951 yılında yörede makiye ayırma çalışması yapılmış ve taşınmaz XVIII nolu maki poligonu içinde bırakılmış ise de maki komisyonunun yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak kurulup çalışmadığı ve böyle bir komisyon tarafından yasaya aykırı olarak yapılan makiye ayırma işleminin hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı, 1988 yılında yapılan orman sınırı dışına çıkarma işlemine karşı herhangi bir dava açılmadığı ve işlemin kesinleştiği, öncesi orman olan taşınmaz hakkında Medeni Yasa’nın 1023(931). Maddesinde yazılı iyiniyetle iktisap koşullarından yararlanılamayacağı ve böyle bir taşınmazın tapuya tescil edilmiş olmasının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu ve malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı gibi kamu malı olma niteliğini de değiştirmeyeceği (H.G.K. 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 sayılı kararı) bu tür taşınmazların Hazine adına tescil edilmesinde 2924 Sayılı Yasanın 3. maddesi hükümlerine göre yasal zorunluluk bulunduğu ve H.G.K.’nun 21.02.1990 gün ve 1989/1-700-101 ve 18.10.1989 gün 1-419/528 sayılı kararında belirtildiği gibi hiçbir süreye bağlı kalmadan açılacak dava sonucu iptal edilebileceği açıktır. O halde yukarıdaki açıklamalar gözönünde bulundurularak Hazinenin 2B madde uygulamasına dayalı olarak açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan hazinenin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olmayan hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 26/03/2008 günü oybirliğiyle karar verildi.