MAHKEMESİ : Mazıdağı Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/03/2013NUMARASI : 2013/26-2013/91Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar vekili, 15/07/2009 tarihli dava dilekçesinde, yörede yapılan kadastro çalışmalarında, G...Köyü .... ada 1 parsel sayılı taşınmazın, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiş olduğunu, taşınmazı müvekkilerinin çok uzun zamandır bağ olarak kullandığını belirterek, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile bağ olan kısmın 2/3 hissesinin müvekkili Ş.. E.., 1/3 hissesinin müvekkili A.. E.. adlarına tapuya tescili için dava açmıştır.Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu Mardin İli, M.... İlçesi, G... Köyünde ... ada 1 nolu parsel içinde bulunan davalı Hazine adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile 1/3'lük kısmının davacı A.. E.. adına, 2/3'lük kısmının davacı Ş.. E.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2012/9693 - 15150 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesbit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesi hükmünde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tabi olduğu"nun belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel kanun olan 6831 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin H.G.K.'nun 08.06.2005 günlü 2005/20 - 327 - 377 sayılı ve 28.06.2006 günlü 2006/20 - 467 - 494 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği anlaşılmakla, davacıların zilyetliğe dayanarak açtıkları davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.] denilmiştir.Bozmaya uyularak mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğinde tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre 2008 yılında yapılan orman kadastrosu 18/07/2008 ilâ 21/08/2008 tarihleri arasında ilân edilerek 22/08/2008 tarihinde kesinleşmiştir.Mahkeme kararından sonra Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 Esas - 2013/64 Karar sayılı ilâm ile 31.08.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun, 05.11.2003 tarihli ve 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasanın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve mahkemenin ret karından sonra 26.2.2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 1.3.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir. Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir.Eldeki dava, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içinde açılmış olup, kanundaki değişikliğin derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesinin temini için temyiz isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle; davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17.04.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.