MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı 27/04/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, ... ili ... ilçesi ... köyü Kurudere mevkiinde bulunan doğusu ..., batısı kayınpederi ...’ya ait taşınmazlar, ..., ... çevrili tapuya kayıtlı olmayan taşınmazın 1985-1989 yıllarında taşlık ve yabani bitkiler bulunduğunu, kendi imkan ve emeğiyle temizlediğini, zeytin ve meyve fidanı dikmek suretiyle meyve bahçesi haline getirdiğini, bu şekilde imar ve ihya ettiğini, halen 16 civarında zeytin, asma hurma ve ceviz gibi ağaçlar bulunduğunu, yaklaşık yirmi yılı aşkın bir süredir kullandığını, içinde havuz bulunduğunu, sulu arazi olduğunu iddia ederek, kendi adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Mahkemece, “1) Davanın esastan kabulüne, 2) Dava konusu Gemlik ilçesi Küçükkumla mahallesinde bulunan fen bilirkişisinin 30/04/2014 tarihli raporunda gösterilen 574.44 m2'lik taşınmazın bahçe vasfı ile ...... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş”, hüküm davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre; dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ilk tesis kadastrosu 766 sayılı Tapulama Kanununa göre yapılmış, 1963 tarihinde kesinleşmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 50. maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.4721 sayılı TMK'nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi ilçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince; 1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, ..., ..., Ordu, Tekirdağ, Trabzon, ... ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.2) Adana, ..., Antalya, ..., Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, ... ve ... Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.Bu hüküm Kanunun "'Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.Bu nedenle, davalı köyün 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak Gemlik ilçesinin belediyesine katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmadığından, katıldığı ilçe belediyesinin ve ... Büyükşehir Belediyesinin davada taraf olarak bulunması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. Bu nedenle, 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılarak davada taraf teşkili sağlanmalı, taraf delilleri toplanıp oluşacak sonuç kapsamında hüküm kurulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına 25/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.