MAHKEMESİ : Seferihisar Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/09/2013NUMARASI : 2013/72-2013/206Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Y.. S.. ile davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, imar ve ihya ile eklemeli zilyetliğe dayanarak G... Köyü ... ada 68 ve 74 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09/12/2010 gün ve 2010/6647-545 sayılı kararı ile ... ada 74 sayılı parsele yönelik olarak bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “108 ada 74 sayılı parsele ait kadastro tutanağında, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yabani zeytinlik sahası iken 3573 sayılı Kanun uyarınca 1963 yılında M... A...i B.. adına tahsis edildiği, ancak şartlar yerine getirilmediği açıklanarak 10.11.1994 tarihinde zeytinlik niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiş ve tutanak 31.03.1995 tarihinde kesinleşmiştirDavacı vekili, davacının dava konusu taşınmazı 1969 yılında aldığını ve imar-ihya ederek, kullandığını ileri sürerek, iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahalli bilirkişi ve tanıklar, davacının uzun süreli kullanımını açıklamakla birlikte taşınmazın ne zaman ne şekilde imar ve ihya ettiği hususunda bilgi vermedikleri gibi zirai bilirkişi raporunda da taşınmazın zeytinlik vasfında olduğunu açıklamasına rağmen imar ve ihyanın ne şekilde yapıldığı hususunda araştırma yapılmamıştır.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın öncesinin yabani zeytinlik olduğu anlaşılmaktadır. Bu tür yerlerin iktisabı ancak kanunların öngördüğü ihya şartlarının varlığı halinde mümkündür. Yabani zeytinlikler Devlet Ormanları içinde veya dışında bulunabileceği gibi şahıslara ait arazilerde de bulunabilir. Bu gibi durumlarda öncelikle taşınmazın Devlet Ormanı içinde mi yoksa dışında mı, bir başka deyişle, orman sayılan yerlerden olup olmadığının uzman bilirkişiler yardımıyla tesbit edilmesi gerekir.Şayet, dava konusu taşınmaz orman sayılan yerlerden ise, davacı bu yeri kazanamayacaktır. Çünkü, davacı vekili, dava sebebinin 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılanması Hakkındaki Kanununa dayandırmamış, imar ve ihya ile zilyetlik olgusundan hareketle bu davayı açmıştır.Ancak; taşınmaz, Devlet Ormanları dışında Devlete ait boş arazide bulunan yerlerden sayıldığı takdirde bu tür yerlerin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesindeki ihyayla ilgili şartların ve aynı Kanunun 14. maddesindeki iktisap şartlarının tamamlanması halinde ihya yoluyla kazanılması anılan Kanunun ilgili maddeleri ve 11.06.1958 gün 1958/8-7 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararına göre mümkündür. İçtihadı Birleştirme kararında yabani zeytinliklerin para ve emek harcanarak zeytinlik durumuna getirilmesi ihya olarak kabul edilmiştir.Mahkemece yapılacak iş: orman tahdit haritası ve tutanağını mahallinde orman yüksek mühendisi bilirkişi yardımıyla keşfen uygulatmak, taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kalıp kalmadığını tesbit etmek, şayet taşınmazın bulunduğu yerde orman tahdit çalışmaları yapılmamışsa; memleket haritası, amenajman planı, hava fotoğraflarından istifade ederek, yine orman yüksek mühendisi yardımıyla taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığını belirlemek, şayet taşınmaz orman hudutları içinde ise davanın reddine, taşınmaz orman niteliğinde değilse taşınmazın imar ve ihyasının bittiği tarihten kadastro tesbit tarihine kadar zilyetlikle kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak ve tüm deliller toplandıktan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddelerindeki şartları birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre karar vermek olmalıdır.” denilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın 128 ada 74 sayılı parsel yönünden kabulüne, G...Köyü ....ada 74 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından esasa, davacı tarafından ise vekâlet ücretine yönelik temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır. İncelenen dosya kapsamına göre keşifte belirlenen değer üzerinden davacı yararına vekâlet ücreti takdirinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de mahkemenin davanın esası hakkındaki değerlendirilmesi yerinde değildir. Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması hakkındaki 3573 sayılı Kanunun 2. maddesinde “Devlet Ormanları içinde bulunan ve aşılı hale getirilecek olan bütün yabani zeytinlik sahaları ile Devlet Ormanları dışında kalan Devlete ait boş arazideki yabani zeytin sahaları ziraat vekâletince tesbit ve ilân olunur” demektedir. Aynı Kanunun 3, 4 ve 5. maddelerine göre tahsis ve kanunun öngördüğü koşullara uygun ıslah ve ihya edilmedikçe, kişiler lehine mülkiyet hakkı doğmayacağı açıklanmaktadır. Dava konusu 108 ada 74 sayılı parsel, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yabani zeytinlik sahası iken 3573 sayılı Kanun uyarınca 1963 yılında dava dışı M...A...B...adına tahsis edildiği, ancak şartlar yerine getirilmediği açıklanarak 10.11.1994 tarihinde zeytinlik niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiş olup, davacıya yapılmış bir tahsis bulunmamaktadır. Ziraat ve orman bilirkişi roplarına göre çekişmeli taşınmazın eğiminin yüzde 36 olduğu ve üzerinde 20 ilâ 50 yaş ve üzerinde deliceden aşılanma zeytin ağaçlarının bulunduğu, 1957 tarihli hava fotoğrafı ile 1962 tarihli memleket haritasında zeytinlik ve çalılık alanda kaldığı bildirildiği, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinde “Funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerlerin orman sayılmayacağı" hükme bağlanmış olmakla birlikte, maddenin karşı anlamından orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık, fundalıklarla örtülü yerlerin orman sayılacağı açıktır. Teraslama ve hafriyatla taşınmazın eğiminin düşürülmesi taşınmazın gerçek niteliğini değiştirmez. Bilimsel yönden eğimi % 12’nin üzerinde olan taşınmazların toprak muhafaza karakteri taşıdığı kabul edildiği gibi 20/11/2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 14. maddesinin (o) bendinde % 12'den fazla eğimli olan maki ve fundalık yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve 16/ı maddesinde bu tür yerlerin orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu ve aynı maddenin ikinci fıkrasında bu yerler orman rejimine girdiğinden herhangi bir nedenle orman kadastrosu sınırlarının dışında bırakılmış olmasının orman olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve 4999 sayılı Kanunu ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince de herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış orman olması nedeniyle her zaman orman sınırları içine alınabileceği hükme bağlanmıştır. 1970, 1974, 1984, 1986 ve 2004 tarihli orman kadastro yönetmeliklerinin tümünde “ 3573 sayılı Kanun ile bu Kanununu değiştiren 6777 sayılı Kanuna göre Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş, zeytinlik, sakızlık ve harnupluk sahalar için tevzi işlemleri yapılmamış ise Devlet Ormanı olarak sınırlandırılır.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/02/2008 gün ve 2008/20-157 Esas- 2008/194 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere delicelik ve yabani zeytinlerin aslı orman ağacı olup, ancak 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun" hükümlerine göre yetkili makamlarca karar verilmesi ya da verilen bu karar uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin orman olmadığı kabul edilebilir. Kanun gereği zeytincilik parseli olarak belirlenip tahsis edilmeyen yerin aşılanmak suretiyle iktisabı mümkün değildir. Bu tür bir yerin orman sınırları dışında bırakılması dahi davacılara bir hak sağlayamaz. Değinilen yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.