Taraflar arasındaki genel arazi kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Orman Yönetimi; davalı gerçek kişilere karşı açtığı davada çekişmeli taşınmazların bulunduğu Hamzalar Köyünde 5304 Sayılı Yasayla değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince orman sınırları belirlenerek kısmi ilana çıkarıldığını, ardından da genel askı ilanının yapıldığını, kısmi ilan sırasında aslen orman olan ancak orman sınırlandırması sırasında orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlara yönelik olarak malikleri belirlenmediği için davalı hısım gösterilmeksizin dava açıldığını genel askı ilanı incelendiğinde orman sınırlandırılması sırasında orman sınırları dışında bırakılan ve dava konusu olan 474 ada 6, 7 ve 9 nolu parsellerin davalı olduğu bildirilerek ve malik hanesi boş bırakılarak sınırlandırılması ve kadastro mahkemesine devir edilmesi gerekirken 3. kişiler adına tespit edildiğini; taşınmazın resmi belgelerin uygulanması neticesinde orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle 07.04.2006 tarihinde dava açmıştır. Çekişmeli Hamzalar Köyü 474 ada 6 parsel sayılı 4485,33 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bağ niteliği ile Hazine adına; 474 ada 7 parsel sayılı 9647,53 m2 yüzölçümündeki taşınmaz senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak Durmuş İrgin adına; 474 ada 9 parsel sayılı 16908,72 m2 yüzölçümündeki taşınmaz senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak Mustafa İrgin adına tespit edilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 474 ada 6 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile hazine adına , 474 ada 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın reddine karar verilmiş ; hüküm davacı orman yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, genel arazi kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Taşınmazların bulunduğu Hamzalar köyünde genel arazi kadastro çalışmalarının 10.08.2006 - 11.09.2006 tarihleri arasında 30 gün süre ile ilana çıkarılacağı anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 5403 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırması bulunduğu da anlaşılmakta olup, buna ilişkin tutanakların ne zaman ilan edildiği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşen orman kadastrosunun bulunduğu ve orman yönetiminin bu sınırlandırmaya ilişkin olarak dava dilekçesine ekli krokide 3 numarası ile gösterilen yer içinde kalan taşınmazlara yönelik olarak dava açtığı sabittir.Bu nedenle mahkemece öncelikle yörede 5403 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırmasına ilişkin tutanakların hangi tarihlerde askıya çıkarıldığı ve Orman Yönetiminin hangi dosya ile 3 numaralı bölme içinde kalan taşınmazlara yönelik olarak dava açtığı Orman İşletme Müdürlüğünden sorularak, bu dava dosyası ile 474 ada da bulunan tüm parselleri gösterir kadastro paftasının orijinalinden çekilmiş fotokopisi getirtilerek; dava dilekçesine ekli krokide 3 no ile gösterilen alan ile kadastro paftası çakıştırılarak 3 nolu bölme içinde kalan taşınmazların parsel numaraları tespit edilmeli; bu taşınmazlar davalı olduğundan bu alan içinde kalan tüm parsellerin tapulama tutanakları getirtilmeli ve 3402 Sayılı Yasanın 26, 27 ve 30/2. maddeleri gereğince 3 nolu bölme içinde kalan parsellere ilişkin olan tutanaklar kesinleşmediğinden hepsinin itirazlı olduğu kabul edilmelidir. Eğer dava konusu 474 ada 6, 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar bu alan içinde kalmakta ise temyize konu dava dosyası ile Orman Yönetiminin orman sınırlandırılmasına itiraza yönelik olarak açtığı ve esas numarası tespit edilen dava dosyası birleştirilmelidir. Halen yürürlükte olan yasalarımıza göre orman kadastrosu 6831 Sayılı Orman Yasası hükümlerine göre yapıldığı gibi 3402 Sayılı Kadastro Yasası hükümlerine göre de yapılmaktadır. Ayrıca Orman Yönetimi tarafından çekişmeli 474 ada 6, 7 ve 9 nolu parsellerin içinde bulunduğu 3 nolu bölüm hakkında kadastro mahkemesinde dava açıldığı anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Kadastro Yasası hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu; 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi 5304 Sayılı Yasa ile değiştirilmeden önce bu madde hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, kadastro çalışma alanı sınırlarında orman bulunduğu takdirde; durum çalışmaya başlamadan iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilmekte ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından bu yerde bulunan ormanların sınırlaması ve orman sınırı dışına çıkarma işlemleri 6831 Sayılı Orman Yasası hükümlerine göre orman kadastro komisyonlarınca tesbit ve haritasına işaretlenerek tutanaklarıyla birlikte kadastro ekiplerine teslim edilmekte ve bu yerlerin ölçü ve harita işlemleri orman kadastro komisyonunun düzenlediği harita ve tutanaklar esas alınarak kadastro ekiplerince ikmal edilmekte, eğer iki ay içinde orman kadastro komisyonları orman sınırını belirlemezse, kadastro alanı sınırları arazi kadastro ekipleri tarafından belirlenerek, çalışmalar yürütülmekte ve arazi kadastro ekiplerince bu şekilde tesbit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılmakta ve yasanın 9. maddesine göre yapılan itirazlar aynı yasanın 10. maddesi hükmüne göre komisyonlar tarafından incelendikten sonra ister orman kadastro komisyonları tarafından, isterse arazi kadastro ekipleri tarafından belirlenen orman parsellerine ait tesbit tutanakları ile aynı çalışma alanında bulunan diğer taşınmazların kadastro tutanaklarına göre yapılan tesbitlere dayanılarak, düzenlenen askı cetvelleri ile pafta örnekleri 30 gün süre ile ilan edilmekte ve askı ilan süresi içinde itiraz edilmeyen tesbit tutanakları kesinleştirilerek aynı Yasanın 12. maddesi gereğince tapuya tescil edilmekte, askı ilan süresi içinde kadastro mahkemelerinde dava açılan parsellerle ilgili uyuşmazlıklar 3402 Sayılı Yasanın 25, 26, 27, 28, 29 ve 30. madde hükümlerine göre karara bağlanmakta, daha önce orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyularak bu ormanlar hakkında aynı Yasanın 22/4. maddesi hükmü uyarınca işlem yapılmakta idi. Ancak, 22.02.2005 gün ve 5304 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi değiştirilmiş ve "çalışma alanında orman bulunması ve 6831 Sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisinin Tarım Müdürlüklerince görevlendirilerek bir yüksek ziraat mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re'sen devam ettirilir" şeklini almıştır. 3402 Sayılı Yasanın değişik 4/3. maddesi gereğince kurulan komisyonlara 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesini uygulama görevi verilmemiştir. Bu komisyonlar o çalışma alanında nitelik kaybetme araştırmasına girmeden öncesi ve halen orman olan taşınmazların orman niteliğiyle tesbit tutanaklarını düzenlemekle görevlidir. Bu komisyonlarınca orman niteliğiyle tesbit tutanağı düzenlenerek otuz günlük kısmi ilana çıkartılan taşınmazlar hakkında hak sahipleri, bu yerlerin orman niteliğini yitirdiği konusunda değil, sadece eskiden beri orman niteliğinde olmadığı konusunda kadastro mahkemesinde, Orman Genel Müdürlüğüne husumet yönelterek dava açacaklardır. 3402 Sayılı Yasanın 22.02.2005 gün ve 5304 Sayılı Yasa ile değiştirilmesinden sonra çıkartılan ve 26.09.2005 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Taşınmaz Malların Sınırlandırma, Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 17/b-2. maddesinin 9. fıkrasında "Askı ilan süresi içinde ormanın sınırlandırma ve tesbitine dava açılması durumunda, ormanın davaya konu edilen sınırları kesinleşmeyeceğinden, bu sınırlara bitişik gerçek veya tüzel kişilere ait taşınmazların tesbiti sırasında dava devam ediyorsa, ormanla müşterek sınırları davalı bırakılır ve tutanakları düzenlendikten sonra açıklayıcı bir yazı ile Kadastro Mahkemesine intikal ettirilir." 3402 Sayılı Yasanın 5. maddesinde; "Kadastro Müdürü çalışma alanında işe başlamadan önce mahalli hukuk mahkemesinde, bu alandaki taşınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla hükme bağlanmış olup da henüz kesinleşmeyen davaların listesini alır ve bunu çalışma alanı ile ilgili tüm tapu, vergi, harita ve diğer belge ve örnekleri ile birlikte kadastro teknisyenlerine verir. Listenin müdür tarafından alınmasından sonra o çalışma alanında bulunan taşınmaz hakkında mahalli hukuk mahkemelerine açılan davalar, derhal kadastro müdürüne bildirilir" Davalı Taşınmaz Mal Tutanaklarının Kadastro Mahkemesine Devri Hakkındaki Yönetmeliğin 7/a maddesinde; "Kadastro tutanağı henüz düzenlenmeden dava açılmışsa; çalışma alanında bulunan taşınmaz mallarla ilgili olarak yeni açılan davaların mahkemelerce kadastro müdürlüğüne bildirilmesi üzerine, Kadastro Müdürünce bu listeler derhal kadastro teknisyenlerine verilir. Dava listelerinde belirtilen taşınmaz malların kadastro tutanağı henüz düzenlenmemiş ise, davanın mahiyetine göre, teknisyenlerce bu yönetmeliğin 5. maddesi uyarınca sınırlandırma ve tesbit yapıldıktan sonra 6. maddesine göre işlem yapılır."Aynı Yönetmeliğin 5/a maddesinde; "Dava mülkiyete yönelik ise, taşınmaz mal teknisyenlerince ölçülüp tarafların iddiaları, varsa belgeleri muhtar ve bilirkişi beyanlarına göre değerlendirildikten sonra, sonuçları ve varacakları kanaatları tutanağın edinme sebebi sütununda etraflıca açıklanmak ve dosya numarası belirtilmek suretiyle maliki tayin edilmeden kadastro tutanağı düzenlenir." 6. maddesinde; "Teknisyenlerce Kadastro Müdürlüğüne teslim edilen davalı taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile eklerinin Kadastro Müdürünce derhal fotokopisi veya örnekleri çıkartılarak, asılları 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 5. maddesinin son fıkrası uyarınca en geç 7 gün içinde Kadastro Mahkemesine gönderilir." Bu hükümlerin ve yukarıda açıklanan konuların birlikte değerlendirilmesinde şu sonuca ulaşılmaktadır:Yörede 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 Sayılı Yasa hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince kadastro Mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı Çevre ve Orman Bakanlığının ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmi ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği yada davaya konu taşınmaza zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tesbit tutanağının, malik henesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, Yasa ve Yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini Kadastro Müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tesbit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 Sayılı Yasanın 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 Sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir. Bu ilkeler ve ayrıca Orman Yönetimi tarafından çekişmeli 474 ada 6, 7 ve 9 nolu parsellerinde içinde bulunduğu 3 nolu bölüm hakkında kadastro mahkemesinde dava açıldığı gözönünde bulundurularak, yukarıda belirtildiği şekilde 3 nolu bölme içinde kalan tüm parseller tespit edildikten ve 3 nolu bölme için açılan orman sınırlandırmasına itiraz davası ile bu dava dosyası ve bu bölme içinde kalan diğer parsellere yönelik olarak açılan tüm dava dosyaları birleştirildikten; dava açılmayan parsellerin ise kadastro tespit tutanakları getirtilip ,tespit malikleri davaya dahil edilerek taraf teşkili tamamlandıktan sonra mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazların etrafındaki parsellerin kadastro tesbitinin kesinleşmesi suretiyle yada hükmen belirlenen hukuki durumlarına göre, çekişmeli taşınmazların orman içi açıklığı olup olmadığı üzerinde durulmalı, orman içi açıklıkların etrafındaki orman alanları ile bütünlük arz eden ve orman sayılan yerlerden olduğu, 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi gereğince özel mülkiyete konu edilemeyecekleri düşünülmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 24/03/2008 günü oybirliğiyle karar verildi.