Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 435 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8617 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı gerçek kişiler, tapu kaydına dayanarak yörede 6831 sayılı Kanun gereğince ilk kez yapılan ve 24.03.2006 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sırasında ... Köyündeki Metaderesi Mevkiindeki 90 dönüm taşınmazın tamamının orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu iddia ederek, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemişlerdir. Mahkemece, belirlenen iki haftalık kesin süre içinde gider avansının yatırılmamış olması gerekçesiyle H.M.K'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.Her ne kadar mahkemece 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı H.M.K’nun 448. maddesi gereğince yapılan incelemede, dava şartı olan gider avansı, H.M.K.'nun 114-120 maddeleri gereğince hesaplanarak eksikliğin tamamlanması için meşruhatlı davetiye ile davacılar vekiline iki hafta kesin süre verilmiş, süresi içinde avans yatırılmamış olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de mahkemece delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; bir uyuşmazlığın çözümünde özel kanununda hüküm bulunması halinde genel hükümlerin uygulanması söz konusu olamaz. 3402 sayılı Kadastro Kanunu, H.M.K'na göre özel kanun olup; öncelikle, bu kanunda öngörülen usûl kurallarının uygulanması gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 28 ve 36. maddelerinde hâkimin kendiliğinden yapacağı işlemler belirtildikten sonra bu işlemler için gerekli giderlerin ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanacağı açıklanmıştır. Mahkemece bu kanunî zorunluluk gözardı edilmiştir. Kadastro mahkemelerinde belirtilen genel hükümler, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi kıyas yoluyla, aynı Kanunun 36. maddesine göre işlem yapılması hallerinde de aynen uygulanır.Yukarıda açıklanan kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara karar sonucu verilen kesin önele dayanılarak, gider avansının kanunî sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.