Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 432 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8849 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı Orman Yönetimi,...Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun kısmî ilâna çıkartıldığını, ancak dava dilekçesine ekli paftada 16 ile gösterilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu halde orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, bu alanın orman sınırları içine alınması ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili isteğiyle Hazine ve köy tüzel kişiliğine husumet yönelterek dava açmıştır. Daha sonra yapılan kültür arazilerinin kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazların tespit tutanağı düzenlenip malik hanesi açık bırakılarak mahkemeye gönderilmiş, mahkemece; tutanak iktisabında zilyet olarak ismi yazılı kişiler davaya dahil edilip taraf oluşturulduktan sonra; Hazine ve köy tüzel kişiliği aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, bu davalılar yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Hazine zorunlu hasım olduğundan lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, dahili davalı kişiler aleyhine açılan davanın ise kabulüne ve 140 ada 1, 141 ada 1, 143 ada 1 ve 145 ada 2 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile bu kısımların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 03.03.2009 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde 138 ada 1 nolu parselin (A) ile gösterilen 3296,70 m², 143 ada 2 nolu parselin (A) ile gösterilen 1018,95 m², 144 ada 1 nolu parselin (A) ile gösterilen 784,18 m², 145 ada 1 nolu parselin (A) ile gösterilen 5560,75 m², 145 ada 3 nolu parselin (A) ile gösterilen 1159,60 m² ve 145 ada 5 nolu parselin (A) ile gösterilen 176,36 m²'lik kısımlarına ilişkin kadastro tespitlerinin iptali ile bu kısımların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, parsellerin kalan bölümü hakkında hüküm kurulmamış; davacı Orman Yönetimi tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.09.2010 tarih, 2010/7946 E., 2010/11490 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: [Mahkemece, dava konusu taşınmazın tutanağın edinme sütununda isimleri yazılı davalı kişi tarafından zilyet olarak kullanıldığı, bu nedenle Hazine ve köy tüzel kişiliğine husumet yöneltilemeyeceği ve çekişmeli 138 ada 1, 143 ada 2, 144 ada 1, 145 ada 1, 3 ve 5 nolu parsellerin (B) ile gösterilen bölümlerinin dava konusu edilmediği gerekçeleriyle Hazine ve Köy Tüzelkişiliği aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine ve sadece 138 ada 1, 143 ada 2, 144 ada 1, 145 ada 1, 3 ve 5 nolu parsellerin (A) ile gösterilen bölümü hakkında hüküm kurulmuşsa da, yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tespit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işleminin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da davaya konu taşınmaza zilyet olanlara yöneltilebileceği dikkate alınarak mahkemece, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilemeyeceği, ancak yapılacak uygulama ve inceleme sonucunda dava konusu yerin orman olduğu belirlenirse, bu durumda yasal hasım olan Hazine ve köy tüzel kişiliğine yargılama gideri ve vekalet ücreti yükletilemeyeceği düşünülerek, dava dilekçesinde niteliği bildirilen taşınmazın tespit tutanağının, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle düzenlenip gönderildiği ve kamu düzeni nedeniyle, kadastro hakimi düzenli sicil oluşturmakla görevli olduğundan, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan bölümü üzerinde kim ya da kimlerin ne zamandan beri zilyet ettiği, onlar yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek bu bölümün kim ya da kimler adına kaç pay oranıyla adına tescil edileceğinin kararda gösterilmesi] gereğine değinilmiştir. Mahkemece; Hazine ve köy tüzel kişiliği aleyhine açılan davanın reddine, bu davalılar yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı idare üzerinde bırakılmasına, Hazine kanunî hasım olduğundan, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davacının dahili davalılara karşı açtığı davanın kabulüne ve çekişmeli 140 ada 1, 141 ada 1, 143 ada 1, 145 ada 1, 2, 3 ve 5, 138 ada 1 nolu parsellerin, 144 ada 1 nolu parselin (A) ile gösterilen bölümünün, 143 ada 2 nolu parselin (A) ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman niteliği ile Hazine adına tesciline, 144 ada 1 nolu parselin (B) ile gösterilen 645,36 m² yüzölçümlü bölümü ile 143 ada 2 nolu parselin (B) ile gösterilen 1827,95 m² yüzölçümlü bölümünün ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından 144 ada 1 ve 143 ada 2 nolu parsellerin (B) ile gösterilen bölümlerine yönelik olarak, davalı Hazine tarafından 144 ada 1 ve 143 ada 2 nolu parsellerin (B) ile gösterilen bölümlerine, vekalet ücretine ve resen tespit olunacak hususlara yönelik olarak temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; çekişmeli 140 ada 1, 141 ada 1, 143 ada 1, 145 ada 2 nolu parseller ile 143 ada 2, 144 ada 1 nolu parsellerin (A) ile gösterilen bölümlerine yönelik mahkemenin 2008/114 E., 2010/42 K. sayılı kararı kesinleştiği halde, yeniden hüküm kurulmuş olması ve tespitin iptali yerine tutanağın iptali denilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 4. bendinin 1. fıkrasının tamamının, 3. bentte yer alan "parselin" ibaresinden sonraki "(B)" ibaresine kadar olan bölümün, 4. bentte yer alan "parselin" ibaresinden sonraki "(B)" ibaresine kadar olan bölümün kaldırılarak, bunun yerine, 1. fıkra olarak" çekişmeli 140 ada 1, 141 ada 1, 143 ada 1, 145 ada 2 nolu parseller ile 143 ada 2, 144 ada 1 nolu parsellerin (A) ile gösterilen bölümlerine yönelik mahkememizin 2008/114 E., 2010/42 K. sayılı kararı kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" cümlesinin yazılması, 4. bendin 2. fıkrasında yer alan "tespit tutanağının" ibaresinin kaldırılarak, bunun yerine "tespitinin" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 29/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.