Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 422 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13808 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında..... Köyü, 151 ada 10 parsel sayılı 7232,49 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kargir ev ve tarla niteliğiyle davalı gerçek kişi adına tesbit edilmiştir. Davacı, Hazine dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu ve davalı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluşmadığı iddialarıyla, taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davalı gerçek kişi yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacı Hazinenin davasının reddine ve dava konusu ... ...t Köyü, 151 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi davalı gerçek kişi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.Mahkemece, çekişmeli 151 ada 10 parsel sayılı taşınmazın üzerinde davalı gerçek kişi yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek, Hazinenin davasının reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilebilmesi için o taşınmaz üzerinde aralıksız, çekişmesiz ve ekonomik amaca uygun bir biçimde malik sıfatıyla zilyetliğinin sürdürülmesi ve 20 yıllık kazanma süresinin dolmuş bulunması gerekir. Ev yapmak, yılın sadece belli bir mevsiminde harman yeri veya yaylak olarak hayvanları otlatmak için kullanmak gibi hususların, ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak değerlendirilmesi düşünülemez. 21.06.2008 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi..., dava konusu 151 ada 10 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında zeminde gösterdiği 151 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar ile bir bütün iken kadastro tesbiti sırasında kullanım durumlarına göre ayrı parseller olarak tesbit yapıldığını ve bütün bu taşınmazların öncesinde ...’a ait olduğunu, ... ve oğlu .. ..’ın buraya küçükbaş hayvanlarını yaz döneminde yaylada otlatmak maksadıyla ... Köyünden buraya (... Köyü) her yıl Nisan ayında hayvanları ile buraya göçtüklerini ve taşınmaz üzerinde yerleşip buraya çadır ve ağılını kurarak yaklaşık 7 ay kadar burada kaldıklarını ve Kasım ayına doğru buradan çadır, ağılını ve hayvanlarını toplayıp .... Köyüne, sahile indiklerini, davalı gerçek kişinin ise, taşınmazı 2003 yılında...’dan satın aldığını beyan etmiştir. Davalı tanıkları ... ve ...’te yerel bilirkişinin belirtilen beyanını doğrular nitelikte beyanda bulunmuşlardır. Yukarıda yerel bilirkişi beyanında belirtildiği üzere, taşınmaz önceki zilyedi tarafından yılın belirli aylarında yaylak olarak hayvan otlatmak için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde tezahür eden bir zilyetliğin, ekonomik amaca uygun, iktisap sağlayıcı nitelikte bir zilyetlik olduğundan söz edilemez ve kabul edilemez. Nitekim, Hazine tarafından ...’dan kaldığı bildirilen ve aynı şekilde kullanılan 151 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parsellere karşıda aynı şekilde dava açılmış, (mahkemenin sırasıyla 2007/159, 2007/158, 2007/169, 2007/168, 2007/167, 2007/166, 2007/196, 2007/207 ve 2007/195 esas sayılı kararları) ve açılan bu davalarda ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığı gerekçesiyle 151 ada 1, 3, 4, 5, 6, 8 ve 9 parseller hükümle ham toprak niteliğiyle Hazine adına, 151 ada 2 ve 7 parseller ise otlak niteliğiyle sınırlandırılmış ve tüm bu kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir (Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin sırasıyla, 2009/9434, 2009/4760, 2009/10314, 2009/6921, 2009/10315, 2009/9426, 2009/10305, 2009/18493 ve 2009/14504 esas sayılı kararları). O halde, taşınmaz üzerinde davalının ekonomik amaca uygun olarak iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğinin bulunmadığı, taşınmazın 2003 yılından önceki tasarruf şeklinin de ekonomik amaca uygun olmadığı yerel bilirkişi ve tanık sözlerinden anlaşılmış olduğuna göre, değinilen bu yönler gözetilerek Hazinenin davasının kabulüne karar vermek gerekirken, maddi olay, hukuki niteleme ve delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 28/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.