MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R06.06.1994 tarihinde yapılıp 02.08.1994 ilâ 03.08.1994 tarihleri arasında ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında, .... köyünde bulunan, 107 ada 121 parsel sayılı 72300,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Mart 1972 tarih ve 5 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak tarla niteliğiyle ... adına tespit edilmiş ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... vekili 24.09.2007 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu 107 ada 121 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında kaldığını, ancak, taşınmazın memleket haritasında yeşil renkli ormanlık alanda kaldığını ve eylemli durumunun da orman niteliğinde olduğunu iddia ederek, dava konusu 107 ada 121 sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla ... adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davaya konu taşınmazın özel şahıs ormanı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı ... vekili tarafından temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/10/2013 tarih ve 2013/4685 E. - 2013/8886 K. sayılı ilâmıyla bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava konusu 107 ada 121 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine esas Mart 1972 tarih 5 sıra numaralı tapu kaydı, .....Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.1971 tarih ve 1970/1226 - 1971/1014 sayılı tescil hükmü ile oluşturulmuştur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/A maddesinde tapu kayıtlarıyla diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunacağı hükmü öngörülmüştür. Tapu kayıtlarının taşınmaza aidiyetlerinin ve kapsamlarının tayininde krokilerinin uygulanması zorunludur. Dosya arasında bulunan Harita Mühendisi ... tarafından hazırlanan 01.11.2011 tarihli rapor ve ekindeki krokide tescil krokisi yerine yöntemince uygulanmış ve dayanak tescil krokisinin dava konusu 107 ada 121 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünü kapsadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, yörede 1994 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda dayanak tapu kaydının sabit hudutlu olduğundan bahisle tescil krokisinin çapı kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümünün davacı kişi adına tespit ve tescil işlemi yolsuzdur. Mahkemece bu yönün gözetilmemiş olması doğru değildir. O halde,mahkemece yapılacak iş: harita mühendisi bilirkişi eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak,.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.1971 tarih ve 1970/1226 E. - 1971/1014 K. sayılı tescil ilâmının krokisi, harita mühendisi yardımıyla çevre parsellerin dayanakları ile denetlenerek 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesi gereğince tapu kaydının dayanağı tescil ilâmı ile kroki çapı yöntemince zemine uygulatılarak kroki çapına itibar edilmeli, kroki çapı dışındaki kısmın eylemli orman olması nedeniyle zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamayacağı ve özel mülkiyete konu olamayacağı da gözönünde bulundurularak, dava konusu 107 ada 121 sayılı parselin,.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.1971 tarih ve 1970/1226 E. - 1971/1014 K. sayılı tescil ilâmının krokisi çapı kapsamı içinde kalan bölümü yönünden davacı Hazinenin davasının reddine, tescil ilâmı kroki çapı dışında kalan bölüm yönünden ise kabulüne karar verilmelidir.'' denilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kısmen kabulü ile; ... mahallesi 107 ada 127 parsel sayılı taşınmazın harita mühendisi tarafından düzenlenen 25/09/2014 tarihli rapora ekli krokide (H) harfi ile gösterilen 1223,10 m2, (K) harfiyle gösterilen 11, 72 m 2, (L) harfiyle gösterilen 89, 99 m2, (I) harfiyle gösterilen 35.837, 04 m2'lik kısımlarının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla davacı adına tesciline, karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve davalı ... vekilleri tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1981 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1994 yılında kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2. bentlerinin hükümden çıkartılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/04/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.