MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RYörede 1963 yılında yapılıp 1965 yılında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında...Köyü, 503 parsel sayılı 4100,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...adına zeytinlik vasfıyla tesbit ve tescil edilmiş, daha sonra miras nedeniyle intikal ve satış yoluyla paylı olarak davalı gerçek kişilere geçmiştir. Davacı ... Yönetimi vekili 14.01.2008 tarihli dilekçesiyle, dava konusu...Köyü, 503 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescili ile davalıların elatmalarının önlenmesi istemleriyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 503 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescili ve davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, mahkeme hükmü davalılardan ...’a 01.02.2012 tarihinde Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebliğ edilmiş, davalı ... hükmü 20.03.2012 tarihinde temyiz etmiş, mahkemece, 20.03.2012 tarihli ek kararı ile hükmün kanunî süresinden sonra temyiz edildiği gerekçesiyle davalı ...’ın temyiz isteminin (dilekçesinin) reddine karar verilmiş, temyiz isteminin reddine dair ek karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 24.05.1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2896 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Daha sonra henüz sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması 02.08.2007 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Davalı ...’ın ikametgâh adresi “...” ilçesi olmasına rağmen, davalıya kararın tebliğine dair tebligata ilçe adı olarak hatalı olarak “...” ilçesi yazılmasından dolayı hükmün tebliğ edilemediği, gerekçeli kararın bu şekilde davalıya usûlüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle, davalı ...’ın temyiz talebinin süresinde olduğunun anlaşılması karşısında, temyiz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 20.03.2012 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;1) Tapu iptal ve tescil kararına yönelik temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 503 parsel sayılı taşınmazın tamamının kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı ...’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.2) Elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince;Türk Medenî Kanunun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişiler dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalıların dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentte gösterilen nedenler ile, davalı gerçek kişinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın tapu kaydının iptali yönünde kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2) Yukarıda iki numaralı bentte gösterilen nedenler ile, davalı gerçek kişinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.