Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 404 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15284 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı ... Yönetimi,...İlçesi,... Beldesinde orman kadastro çalışmalarının 1951 yılında yapılarak kesinleştiğini, ancak; daha sonra 3402 sayılı Kanun gereğince yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarının önceki orman tahdit hatlarına uygun olarak geçirilmediğini ve aslında orman niteliğini yitirmeyen taşınmazlar ile ilgili olarak 2/B madde uygulamalarının yapıldığını, bu durumun müfettiş raporları ile saptanması üzerine orman kadastro komisyon üyelerinin görevlerini kötüye kullanarak işlem yapmaları nedeni ile ilgiler hakkında dava açıldığını belirterek, bu konuda daha önce yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarının yok hükmünde sayılması talebi ile dava açtıklarını ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2004 gün ve 2003/268-308 sayılı ilâmı ile davanın reddi yolunda kurulan hükmün temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.01.2005 gün ve 2004/9267 - 340 sayılı ilâmı ile "bu nitelikteki davaların, hasımsız olarak açılamayacağı, ancak; tapu maliki veya lehine şerh verilen ya da bu dava sonucunda hakkı etkilenecek kişi ya da kişilere yöneltilerek açılması gerektiği" gerekçesi ile onandığını belirterek, davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olan ve beyanlar hanesinde 2/B madde sahasında kaldığı konusunda şerh bulunan çekişmeli... Beldesi... Mahallesi 506 ada 55 parsel sayılı taşınmaz hakkında 2/B madde uygulamasının yok hükmünde oluştuğu kabul edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, "çekişmeli taşınmazın yörede 1951 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğunu, daha sonra yapılan ve kesinleşen 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkartılmış ise de, öncesi orman olan taşınmazlar üzerindeki orman ağaçlarının kesilmesi, delicelerin aşılanması, orman bitkilerinin köklenerek tarım arazisi haline getirilmeye çalışılması veya üzerine yazlık evler yapmak sureti ile doğal olmayan yöntemler ile ormanların yok edilmesinin Kanunun öngördüğü nitelik kaybı sayılmayacağı, orman kadastro komisyonunun görevini kötüye kullandığı konularında davalar açıldığı, taşınmazın orman niteliğini yitirmediği, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin amacının artan konut ihtiyacını gidermek ve bu nedenle orman vasfını yitirmiş yerlerden faydalanmak olmadığı, ayrıca, 2/B madde uygulamasının usûl ve kanuna uygun olarak yapılmadığı, uzman bilirkişilerce verilen raporda taşınmazdan el çekilmesi halinde yeniden ormana dönüşebileceğinin de belirtildiği" gerekçeleri ile davanın KABULÜNE, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, orman niteliğini yitirmeyen taşınmazlar hakkındaki tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile tesciline ilişkindir.... Beldesinde 1951 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunun bulunduğu, 1990 yılında 80 nolu Orman Kadastro Komisyonunun 3402 sayılı Kanun gereğince yapılacak çalışmalara esas olmak üzere aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarına başladığı ve ilân edildikten sonra kesinleştiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, orman mühendisleri ....,....., ....., Ziraat Mühendisi .... ve fen bilirkişi İbrahim Barukçu tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan 05.06.2008 tarihli müşterek raporda, çekişmeli taşınmazın 1951 yılı orman tahdidi içinde kaldığı belirlendikten sonra 80 nolu Orman Kadastro Komisyonunca P.XLI nolu kapalı poligon içinde orman sınırları dışına çıkarıldığı, orman niteliği kaybının doğal yollardan olmadığı, el çekilmesi halinde, ormana dönüşme olgusunun mevcut olduğundan 6831 sayılı Orman Kanunun 2/B madde koşullarını taşımadığı belirlemesi yapılmış iken, Dairenin iade kararı üzerine, orman mühendisleri...,....,.... ve fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen ek raporda taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B kapsamında kalan bir yer olduğu rapor edilmiştir. Dairenin iade kararı üzerine, mahkemece, 27.05.2008 günü taşınmaz başında yapılan keşifte bulunan bilirkişiler yerine taşınmazda 5 duyusu aracılığıyla inceleme ve araştırma yapmayan yeni bir heyet oluşturularak dosya üzerinden değerlendirme yapılmak suretiyle ek rapor alınması doğru olmadığı gibi, alınan bu rapor ile de, çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesi şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda çelişki oluşmuştur. Bu nedenle, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde haritaları ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile aplikasyon ve 2/B haritasındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; anlatılan biçimde yapılan uygulama sonucu dava konusu taşınmazın 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı ve 80 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1990 yılında yapılıp kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı belirlendiği takdirde, davacı idarece, bu çalışmayı yapan komisyonun görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle davalar açıldığı iddiasına dayalı olarak dava açtığı gözönünde bulundurularak çekişmeli taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce doğal ve gerçek anlamda bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirip yitirmediği, ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesinin taşınmazın doğal ve gerçek anlamda nitelik yitirdiği anlamına gelmeyeceği gözönünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek bu olguları tartışması ve taşınmazın hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaşıldığını açıklayıcı rapor alınmalı; toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 28/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.